uzaaklardann
18 Kasım 2015, 18:56
Öyle ağzını doldura doldura konuşan tüm otomobil sürücülerine cevaben,
2008 Nisan’ından beri motosiklet kullanıyorum.
Evet, trafikte gözümün kestiği, motosikletimin sığacağını düşündüğüm her boşluğa dalıyor, şerit arasından gidiyorum.
Evet, aralardan sıyrılıyor, genel olarak trafiğin akış hızından daha hızlı (hatta bazen yasal limitlerinde üzerinde) kullanıyorum.
Evet, zaman zaman kaldırıma çıkıyor, hatta yayaların arasından da geçiyorum.
Evet, “ters yön” bana çokta bir şey ifade etmiyor. “Dönülmez” den dönüyor, “girilmez”den giriyorum.
Evet, emniyet şeridini ve E-5 teki o en sol şeritin solundaki boşluğu azami kullanabildiğim ölçüde kullanıyorum.
Evet, şerit değiştirirken genellikle sinyal falan vermiyorum. Zira o kadar çok ve hızlı şerit değiştiriyorum ki, zaten genelde sinyal verecek zamanımda olmuyor.
Evet, trafik kurallarının lehte olanlarını kabul ediyor, aleyhte olanlarını (en hafif tabirle) mümkün mertebe esnetiyor, hatta sündürüyorum.
Evet yolda belde bir motorcuyla tartışan bir otomobil sürücüsü gördüğümde, kimin haklı olduğuna bakmaksızın, "anlamadan, dinlemeden" durup otomobil sürücüsünün karşısına dikiliyorum.
Evet, henüz kameram olmamasından mütevellit, her gördüğümü çekip youtube’a aktarmıyorum ama kameram olsa onuda yaparım.
Çok mu kötü bir profil çizdim? UMURUMDA BİLE DEĞİL.
Neden bunları yapıyorum? Buyrun:
1-Çünkü yapabiliyorum. Diğer araç sürücülerinin yapamayacağı, birçok şeyi yapabiliyorum. Zira motosikletin dinamikleri, hacmi, sürüş mantığı, yolda gittiği çizgi, ihtiyaç duyduğu alan, akselerasyonu vs. farklı. Dolayısıyla şerit aralarından gitmek, boşluklara dalmak benim açımdan işten bile değil. Hem vakit kazandırıyor, hem yakıt tasarrufu sağlıyor, hem daha güvenli, hemde motosikletimin fazla ısınmasının, dolayısyla yıpranmasının bir nebze önüne geçiyorum. Çok avantajlı yani. Tavsiye ederim.
2-Herhangi bir otomobil benim kadar seri ve kolay hızanamaz ama altımdaki makine hızlanabiliyor ve ben bunu biliyorum. Sadece daha zevkli olduğu için değil, ayrıca daha güvenli olduğu içinde hızlı gidiyorum. Zira beni en çok tedirgin eden durumlardan birisi arkamdan gelip beni geçmeye çalışan otomobiller. Eğer ben daha hızlıysam öndeki aracı bir nebze kontol edebiliyorum, ama arkamdan birisi geliyorsa nispeten kontrol onda oluyor ve onun insafına güvenmek zorunda kalıyorum. Önünü kontol etmek arkanı kontrol etmekten daha kolay. Bu yüzden akan trafikten mutlaka daha hızlı gitmeye çalışıyorum. Eğer bu, aralardan sıyrılmayı da beraberinde getiren bir durum oluyorsa,? So what??
3-Kaldırıma çıkmayı yada yayaların arasından gitmeyi, motosikletin bir avantajı olarak görüyorum. Diğer araç sürücüleri (otobüs, kamyon, kamyonet,otomobil vs.) neden bunu yapmıyorlar? Yoo!! Fırsatını bulduklarında gayet te yapıyorlar. Ne zaman yapmıyorlar? Ya yapamadıkları yada ihtiyaç olmadığı zaman. Çıkın bakın dışarıya, kaç tane kaldırıma park etmiş otomobil kamyonet vs var. Gökten zembille mi indi onlar oraya. Özellikle şu mal indirip bindiren hyundai kamyonetler…
4-Kimse bana “bik bik” etmesin arkadaş. “Ters yön”müş, “dönülmez”miş, “girilmez”miş falan ancak bir polis veya ceza ihtimali varsa takılır bu ülkede. Koca koca kamyonlar, taksiler tüm trafiğin içine etme pahasına takmıyor ters yön’ü dönülmez’i. Hatta karşıdan araç geldiğinde birde üste çıkmaya çalışıyorlar. Hadi bakalım ters yöne girmiş bir otomobilin karşısına geçip “çekil arkadaşım yol benim hakkım”deyin motosikletinizle… Ters yöne girsem dahi, karşıdan bir araç geldiğinde kenara yanaşıp yol verebiliyorken, ben mi takıcam?
5-Emniyet şeridi benim için motosikletin anlamlarından biri. Açık ve net! Özellikle İstanbul’da nimet nimet! Elbette kullanıcam. Bir ambulans İtfaiye aracı falan gelse sıkıntı değil. Kolaylıkla önünden çekilebilirim zira bir motosikletin herhangi bir dört tekerli aracın yolunu tıkama ihtimali, pratikte yok. Dolayısıyla kullanmamam için hiçbir sebep düşünemiyorum. Aksine motosikletlerin emniyet şeridini kullanması sadece bizim için değil, diğer araçlar içinde avantaj. Düşünsenize keşmekeş olmuş trafiğe birde motosikletlerin eklendiğini. Durumu özetleyelim: motosikletlerin emniyet şeridini kullanmaları; motosiklet kullananların yararına çünkü trafiğe takılmadan daha güvenli ilerleyebiliyorlar. Diğer araçların yararına çünkü o trafik keşmekeşine birde motosikletliler eklenmiyor. Polisin işine gelir çünkü daha az kaza ve trafik yoğunluğu demektir.
6-Sinyali ancak biryere döneceksem veriyorum. Şerit değiştirirken pek (dikkat “hiç” değil “pek”) kullanmıyorum. Aynadan ve omuz üzerimden arkamı kontrol edip, önümde müsaitse sinyali falan beklemeden şerit değiştiriyorum. Dikkat edin “şerit değiştiriyorum” dedim. “Diğer araçların üstüne kırıyorum demedim. Bu motosiklet. Araba değil! Dolayısıyla sıkıntılı bir durumda ilk ve en büyük zararı görecek kişinin kendim olduğunu bilerek mümkün mertebe hızlı ve dikkatli şekilde şerit değiştiriyorum. Zira siz şerit değiştirmek için sinyal verince, gaza yüklenen çok ama çok fazla yurdum insansısı mevcut.
7-Trafik kurallarını her Türk vatandaşı gibi olabildiğince kendime yontuyor, yine her Türk vatandaşı gibi güvenliğimi tehdit etmediği sürece, işime her geldiğinde esnetmeye çalışıyorum. Çünkü Türk’üm abi. Bu sadece bana özel bir durum değil. Herkes aynı.
Daha aklıma gelmeyen birsürü şey vardır eminim. Ama şimdilik bunlar işte.
Pekiiiii
Tüm bunları yaparken “Canım istediğini yaparım. Kimse bana karışamaz” mı diyorum.
Hayır.
Öyle demiyorum.
Ben bunları yaparken tüm sorumluluğu alıyorum. Tüm bunlar (19 yıl otomobil, 7 yıl motosiklet) trafik tecrübesinin sonucu, hem güvenlik, hemde keyif açısından “yapmamın avantajıma olduğunu öğrettiği” şeyler. Ama bunları yaparken kimseyi sıkıştırmamaya, zor durumda bırakmamaya, telaşlandırmamaya, korkutmamaya, arkamdan küfür ettirmemeye dikkat ediyorum. Ama önceliği kendime veriyorum. Eğer illaki birisinin zor durumda kalması gerekiyorsa, o ben olmamaya çalışıyorum.
Genel olarak trafik kurallarına uymanın, sürüş güvenliği getirdiği yanılgısı var forumlarda. Getirmiyor canlarım. Bu ülkede değil. Bu ülkede “gücü gücü yetene kanunu”, tüm diğer kanunlardan üstündür. Kamyon otobüsten, otobüs, minübüs-kamyonetten, o otomobilden, o da motosikletten büyük ve dolayısıyla güçlüdür trafikte. Son halkasınız. Güçlü değilsiniz. Bilakis en güçsüzsünüz. Hor görülmek bile birşeydir bazen. Lakin siz görünmüyorsunuz bile. Mümkün mertebe kimseye dalaşmıyorum. Çünkü genelde gerçekten farketmedikleri içn problem yaşıyoruz. Ama bile bile lades durumu varsa da arkamı dönüp gitmiyorum. O şahsiyet hatasının birşeyler mal olduğunu (yumruk olur, kafa olur tekme olur, vs.vs.) anlayana kadar kalıyorum.
Kimseye motosikletleri farkedin!!! diye veryansın etmiyorum. Zira farketmediklerinin bilincindeyim. Öyle sticker yapıştırmakla olmaz ve olmuyorda zaten o iş. Bilin ki görmüyorlar, çünkü Gö-rün-mü-yor-su-nuz. Ben motosikletimi bırakıp, otomobilimle seyahat ederken, özellikle dikkat etmeye çalışıyorum ama ben bile görmüyorum bazen. Kabul edin şunu ve ona göre kullanın şu mereti. Kimse şerit aralarından biri fırlar mı diye sağını solunu kollamak zorunda değil.
Bu yukarıda yazdıklarımın hiçbirini yapmayı da hak olarak görmüyorum. Tüm o yaptıklarım hak değil çünkü. Onlar motosikletin yapısından dolayı oluşan “imkanlar”. Motosiklet kullandığım için emniyet şeridini kullanmaya hakkım yok mesela. Evet öyle bir imkanım var ve kullanıyorum ama bunu asla bir hak olarak görmüyorum. Örneğin emniyet şeridini kullanan bir otomobile yanaşıp tersters bakmıyorum çünkü benimde emniyet şeridini kullanmamam lazım normalde. Yada aralardan geçerken bana yol vermeyen bir otomobili görünce ona dayılanmıyorum. Trafikte motosiklet sürücüsü yağ gibi akmalıdır. geçemiyorsan, beklersin. Geçebileceğin bir boşluk bulduğunda, etrafını tehlikeye atmadan, akıp gidersin. . Kimse bana yol vermek zorunda filan değil, biliyorum.
Direksiyon başına geçince bir acayipleşiyoruz vesselam. Çoluğu çocuğu, düzenli bir işi, yaşantısı, çevresinde saygı duyulan, en eğitimli, kültürlüsü bile, 2 saniye daha geç gitmemek adına, önündeki araca yol vermemek için neler yapıyor. Bir araç bir şekilde önüne geçse, tüm o sosyal çevre eğitim, iş, aile vs. galiz küfürlerin havada uçmasına engel olmuyor. Ama insandın sen az önce… Arabaya binince ne oldun sen? Canavar çıktı içinden? Başka bir ortamda kessen ağzından çıkmayacak küfürler, şerit değiştirmeler falan, trafikte biraz bunalınca doğal oluveriyor. İşte böyle bir ortamda kullanıyorsunuz o motosikleti.
“Yardım edin! Aileme motosiklet almayı kabullendiremedim.” Diye başlıklar görüyorum forumda. Aldırma sen zaten. 16 yaşında bir “çocuğun” cenazesine gittim 10 gün önce. Motosikletle virajı alamamış ve kaza yapıp Hakk’ın rahmetine kavuşmuş. Selametle… Valla bana soranlara “almayın” diyorum. Çok mu tehlikeli? Evet çok tehlikeli ne var? Resmen gözlerini korkutuyorum almasınlar diye. Sen neden kullanıyorsun diye soruyorlar, “sanane” diyorum. “Benim hayatıma kastım var”. Almak isteyen zaten beni dinlemez alır. Ben alırken kimseyi dinlemedim şahsen. O da dinlemesin. Ana Baba parasıyla almasın… Alamasın ki, kendi çalışıp kazandığı, biriktirdiği parayla alsın ki, hem çocuk denecek yaşta motosiklet sahibi olamasın, hemde değerli olsun o aldığı motosiklet. Alana kadar forumlarda gezinsin, araştırsın, heves etsin, 16-17-18 yaşında halen “çocuk” statüsünde, arkadaşının gazına gelip bariyerlerle tanışmasın. Biliyorum, zira bende o yaşlarda (motosikletim yoktu ama) birçok farklı konuda gaza gelip salak saçma işler yaptım.
Ha birde “Bize saygı duymak zorundasınız”cılar var. Oldu canım? Ne saygısı. Trafik polisi haricinde kimseye saygı duyulmaz bu memlekette. Türkiye burası Türkiye! Alooo! Uyanın hanımlar beyler!! Hergün bilmem kaç kişi ölüyor trafikte. Araç sürücüleri dalgın olmaya çok müsaitler. Sizi farketmeyecekler, görmeyecekler, önemsemeyecekler, kıl olacaklar vs. Hemen hepsinin kaportam çizilmesin diye üç buçuk attığı bir ülkede trafiktesiniz. Bilin! Motosiklet kullanmanın doğasında "trafiği bir orkestra şefi gibi yönetmek" olduğunu idrak edin. Motosikletin felsefesi bu. hiç kimse bize saygı göstermek zorunda filan değil. O seleye bunu kabul ederek oturun. “Trafikte beni taciz ediyorlar” diye zırlıyor forumda bazıları hala. Trafikte taciz edilmeyen mi var? Hazırlıklı ol, yada oturma o seleye. Hiçkimse sütten çıkmış ak kaşık değil. Hiç öyle “ben kimseyi taciz etmiyorum” ayağına yatma. Sende birilerini taciz etmişsindir zamanında, ona say.
Haklı ama ölü olmayın ve araçların kör noktalarından hareket ederken risk aldığınızı bilin.
Her ne olusa olsun, hatanın kimde olduğunun da önemi yoktur. Çünkü yaşanan her kazada, kaybeden hep motosiklet kullanıcısı olur. Otomobil kullanıcısı gibi parasını değil direk canını veya sağlığını kaybeder. Unutmayın.
Motosiklet sürücüsü kimsenin kendini görmeyeceğini, kimsenin kendisine saygı göstermeyeceğini, herkesin üzerine sürüp onu sıkıştıracağını hesap ederek, trafiğe girmelidir. Bir motorcunun başına gelen herhangi bir olay, (bakın herhangi diyorum) motorcunun hatasıdır. Hesaplayamamıştır, öngörememiştir, maruz kalmıştır.
Dağılın!
2008 Nisan’ından beri motosiklet kullanıyorum.
Evet, trafikte gözümün kestiği, motosikletimin sığacağını düşündüğüm her boşluğa dalıyor, şerit arasından gidiyorum.
Evet, aralardan sıyrılıyor, genel olarak trafiğin akış hızından daha hızlı (hatta bazen yasal limitlerinde üzerinde) kullanıyorum.
Evet, zaman zaman kaldırıma çıkıyor, hatta yayaların arasından da geçiyorum.
Evet, “ters yön” bana çokta bir şey ifade etmiyor. “Dönülmez” den dönüyor, “girilmez”den giriyorum.
Evet, emniyet şeridini ve E-5 teki o en sol şeritin solundaki boşluğu azami kullanabildiğim ölçüde kullanıyorum.
Evet, şerit değiştirirken genellikle sinyal falan vermiyorum. Zira o kadar çok ve hızlı şerit değiştiriyorum ki, zaten genelde sinyal verecek zamanımda olmuyor.
Evet, trafik kurallarının lehte olanlarını kabul ediyor, aleyhte olanlarını (en hafif tabirle) mümkün mertebe esnetiyor, hatta sündürüyorum.
Evet yolda belde bir motorcuyla tartışan bir otomobil sürücüsü gördüğümde, kimin haklı olduğuna bakmaksızın, "anlamadan, dinlemeden" durup otomobil sürücüsünün karşısına dikiliyorum.
Evet, henüz kameram olmamasından mütevellit, her gördüğümü çekip youtube’a aktarmıyorum ama kameram olsa onuda yaparım.
Çok mu kötü bir profil çizdim? UMURUMDA BİLE DEĞİL.
Neden bunları yapıyorum? Buyrun:
1-Çünkü yapabiliyorum. Diğer araç sürücülerinin yapamayacağı, birçok şeyi yapabiliyorum. Zira motosikletin dinamikleri, hacmi, sürüş mantığı, yolda gittiği çizgi, ihtiyaç duyduğu alan, akselerasyonu vs. farklı. Dolayısıyla şerit aralarından gitmek, boşluklara dalmak benim açımdan işten bile değil. Hem vakit kazandırıyor, hem yakıt tasarrufu sağlıyor, hem daha güvenli, hemde motosikletimin fazla ısınmasının, dolayısyla yıpranmasının bir nebze önüne geçiyorum. Çok avantajlı yani. Tavsiye ederim.
2-Herhangi bir otomobil benim kadar seri ve kolay hızanamaz ama altımdaki makine hızlanabiliyor ve ben bunu biliyorum. Sadece daha zevkli olduğu için değil, ayrıca daha güvenli olduğu içinde hızlı gidiyorum. Zira beni en çok tedirgin eden durumlardan birisi arkamdan gelip beni geçmeye çalışan otomobiller. Eğer ben daha hızlıysam öndeki aracı bir nebze kontol edebiliyorum, ama arkamdan birisi geliyorsa nispeten kontrol onda oluyor ve onun insafına güvenmek zorunda kalıyorum. Önünü kontol etmek arkanı kontrol etmekten daha kolay. Bu yüzden akan trafikten mutlaka daha hızlı gitmeye çalışıyorum. Eğer bu, aralardan sıyrılmayı da beraberinde getiren bir durum oluyorsa,? So what??
3-Kaldırıma çıkmayı yada yayaların arasından gitmeyi, motosikletin bir avantajı olarak görüyorum. Diğer araç sürücüleri (otobüs, kamyon, kamyonet,otomobil vs.) neden bunu yapmıyorlar? Yoo!! Fırsatını bulduklarında gayet te yapıyorlar. Ne zaman yapmıyorlar? Ya yapamadıkları yada ihtiyaç olmadığı zaman. Çıkın bakın dışarıya, kaç tane kaldırıma park etmiş otomobil kamyonet vs var. Gökten zembille mi indi onlar oraya. Özellikle şu mal indirip bindiren hyundai kamyonetler…
4-Kimse bana “bik bik” etmesin arkadaş. “Ters yön”müş, “dönülmez”miş, “girilmez”miş falan ancak bir polis veya ceza ihtimali varsa takılır bu ülkede. Koca koca kamyonlar, taksiler tüm trafiğin içine etme pahasına takmıyor ters yön’ü dönülmez’i. Hatta karşıdan araç geldiğinde birde üste çıkmaya çalışıyorlar. Hadi bakalım ters yöne girmiş bir otomobilin karşısına geçip “çekil arkadaşım yol benim hakkım”deyin motosikletinizle… Ters yöne girsem dahi, karşıdan bir araç geldiğinde kenara yanaşıp yol verebiliyorken, ben mi takıcam?
5-Emniyet şeridi benim için motosikletin anlamlarından biri. Açık ve net! Özellikle İstanbul’da nimet nimet! Elbette kullanıcam. Bir ambulans İtfaiye aracı falan gelse sıkıntı değil. Kolaylıkla önünden çekilebilirim zira bir motosikletin herhangi bir dört tekerli aracın yolunu tıkama ihtimali, pratikte yok. Dolayısıyla kullanmamam için hiçbir sebep düşünemiyorum. Aksine motosikletlerin emniyet şeridini kullanması sadece bizim için değil, diğer araçlar içinde avantaj. Düşünsenize keşmekeş olmuş trafiğe birde motosikletlerin eklendiğini. Durumu özetleyelim: motosikletlerin emniyet şeridini kullanmaları; motosiklet kullananların yararına çünkü trafiğe takılmadan daha güvenli ilerleyebiliyorlar. Diğer araçların yararına çünkü o trafik keşmekeşine birde motosikletliler eklenmiyor. Polisin işine gelir çünkü daha az kaza ve trafik yoğunluğu demektir.
6-Sinyali ancak biryere döneceksem veriyorum. Şerit değiştirirken pek (dikkat “hiç” değil “pek”) kullanmıyorum. Aynadan ve omuz üzerimden arkamı kontrol edip, önümde müsaitse sinyali falan beklemeden şerit değiştiriyorum. Dikkat edin “şerit değiştiriyorum” dedim. “Diğer araçların üstüne kırıyorum demedim. Bu motosiklet. Araba değil! Dolayısıyla sıkıntılı bir durumda ilk ve en büyük zararı görecek kişinin kendim olduğunu bilerek mümkün mertebe hızlı ve dikkatli şekilde şerit değiştiriyorum. Zira siz şerit değiştirmek için sinyal verince, gaza yüklenen çok ama çok fazla yurdum insansısı mevcut.
7-Trafik kurallarını her Türk vatandaşı gibi olabildiğince kendime yontuyor, yine her Türk vatandaşı gibi güvenliğimi tehdit etmediği sürece, işime her geldiğinde esnetmeye çalışıyorum. Çünkü Türk’üm abi. Bu sadece bana özel bir durum değil. Herkes aynı.
Daha aklıma gelmeyen birsürü şey vardır eminim. Ama şimdilik bunlar işte.
Pekiiiii
Tüm bunları yaparken “Canım istediğini yaparım. Kimse bana karışamaz” mı diyorum.
Hayır.
Öyle demiyorum.
Ben bunları yaparken tüm sorumluluğu alıyorum. Tüm bunlar (19 yıl otomobil, 7 yıl motosiklet) trafik tecrübesinin sonucu, hem güvenlik, hemde keyif açısından “yapmamın avantajıma olduğunu öğrettiği” şeyler. Ama bunları yaparken kimseyi sıkıştırmamaya, zor durumda bırakmamaya, telaşlandırmamaya, korkutmamaya, arkamdan küfür ettirmemeye dikkat ediyorum. Ama önceliği kendime veriyorum. Eğer illaki birisinin zor durumda kalması gerekiyorsa, o ben olmamaya çalışıyorum.
Genel olarak trafik kurallarına uymanın, sürüş güvenliği getirdiği yanılgısı var forumlarda. Getirmiyor canlarım. Bu ülkede değil. Bu ülkede “gücü gücü yetene kanunu”, tüm diğer kanunlardan üstündür. Kamyon otobüsten, otobüs, minübüs-kamyonetten, o otomobilden, o da motosikletten büyük ve dolayısıyla güçlüdür trafikte. Son halkasınız. Güçlü değilsiniz. Bilakis en güçsüzsünüz. Hor görülmek bile birşeydir bazen. Lakin siz görünmüyorsunuz bile. Mümkün mertebe kimseye dalaşmıyorum. Çünkü genelde gerçekten farketmedikleri içn problem yaşıyoruz. Ama bile bile lades durumu varsa da arkamı dönüp gitmiyorum. O şahsiyet hatasının birşeyler mal olduğunu (yumruk olur, kafa olur tekme olur, vs.vs.) anlayana kadar kalıyorum.
Kimseye motosikletleri farkedin!!! diye veryansın etmiyorum. Zira farketmediklerinin bilincindeyim. Öyle sticker yapıştırmakla olmaz ve olmuyorda zaten o iş. Bilin ki görmüyorlar, çünkü Gö-rün-mü-yor-su-nuz. Ben motosikletimi bırakıp, otomobilimle seyahat ederken, özellikle dikkat etmeye çalışıyorum ama ben bile görmüyorum bazen. Kabul edin şunu ve ona göre kullanın şu mereti. Kimse şerit aralarından biri fırlar mı diye sağını solunu kollamak zorunda değil.
Bu yukarıda yazdıklarımın hiçbirini yapmayı da hak olarak görmüyorum. Tüm o yaptıklarım hak değil çünkü. Onlar motosikletin yapısından dolayı oluşan “imkanlar”. Motosiklet kullandığım için emniyet şeridini kullanmaya hakkım yok mesela. Evet öyle bir imkanım var ve kullanıyorum ama bunu asla bir hak olarak görmüyorum. Örneğin emniyet şeridini kullanan bir otomobile yanaşıp tersters bakmıyorum çünkü benimde emniyet şeridini kullanmamam lazım normalde. Yada aralardan geçerken bana yol vermeyen bir otomobili görünce ona dayılanmıyorum. Trafikte motosiklet sürücüsü yağ gibi akmalıdır. geçemiyorsan, beklersin. Geçebileceğin bir boşluk bulduğunda, etrafını tehlikeye atmadan, akıp gidersin. . Kimse bana yol vermek zorunda filan değil, biliyorum.
Direksiyon başına geçince bir acayipleşiyoruz vesselam. Çoluğu çocuğu, düzenli bir işi, yaşantısı, çevresinde saygı duyulan, en eğitimli, kültürlüsü bile, 2 saniye daha geç gitmemek adına, önündeki araca yol vermemek için neler yapıyor. Bir araç bir şekilde önüne geçse, tüm o sosyal çevre eğitim, iş, aile vs. galiz küfürlerin havada uçmasına engel olmuyor. Ama insandın sen az önce… Arabaya binince ne oldun sen? Canavar çıktı içinden? Başka bir ortamda kessen ağzından çıkmayacak küfürler, şerit değiştirmeler falan, trafikte biraz bunalınca doğal oluveriyor. İşte böyle bir ortamda kullanıyorsunuz o motosikleti.
“Yardım edin! Aileme motosiklet almayı kabullendiremedim.” Diye başlıklar görüyorum forumda. Aldırma sen zaten. 16 yaşında bir “çocuğun” cenazesine gittim 10 gün önce. Motosikletle virajı alamamış ve kaza yapıp Hakk’ın rahmetine kavuşmuş. Selametle… Valla bana soranlara “almayın” diyorum. Çok mu tehlikeli? Evet çok tehlikeli ne var? Resmen gözlerini korkutuyorum almasınlar diye. Sen neden kullanıyorsun diye soruyorlar, “sanane” diyorum. “Benim hayatıma kastım var”. Almak isteyen zaten beni dinlemez alır. Ben alırken kimseyi dinlemedim şahsen. O da dinlemesin. Ana Baba parasıyla almasın… Alamasın ki, kendi çalışıp kazandığı, biriktirdiği parayla alsın ki, hem çocuk denecek yaşta motosiklet sahibi olamasın, hemde değerli olsun o aldığı motosiklet. Alana kadar forumlarda gezinsin, araştırsın, heves etsin, 16-17-18 yaşında halen “çocuk” statüsünde, arkadaşının gazına gelip bariyerlerle tanışmasın. Biliyorum, zira bende o yaşlarda (motosikletim yoktu ama) birçok farklı konuda gaza gelip salak saçma işler yaptım.
Ha birde “Bize saygı duymak zorundasınız”cılar var. Oldu canım? Ne saygısı. Trafik polisi haricinde kimseye saygı duyulmaz bu memlekette. Türkiye burası Türkiye! Alooo! Uyanın hanımlar beyler!! Hergün bilmem kaç kişi ölüyor trafikte. Araç sürücüleri dalgın olmaya çok müsaitler. Sizi farketmeyecekler, görmeyecekler, önemsemeyecekler, kıl olacaklar vs. Hemen hepsinin kaportam çizilmesin diye üç buçuk attığı bir ülkede trafiktesiniz. Bilin! Motosiklet kullanmanın doğasında "trafiği bir orkestra şefi gibi yönetmek" olduğunu idrak edin. Motosikletin felsefesi bu. hiç kimse bize saygı göstermek zorunda filan değil. O seleye bunu kabul ederek oturun. “Trafikte beni taciz ediyorlar” diye zırlıyor forumda bazıları hala. Trafikte taciz edilmeyen mi var? Hazırlıklı ol, yada oturma o seleye. Hiçkimse sütten çıkmış ak kaşık değil. Hiç öyle “ben kimseyi taciz etmiyorum” ayağına yatma. Sende birilerini taciz etmişsindir zamanında, ona say.
Haklı ama ölü olmayın ve araçların kör noktalarından hareket ederken risk aldığınızı bilin.
Her ne olusa olsun, hatanın kimde olduğunun da önemi yoktur. Çünkü yaşanan her kazada, kaybeden hep motosiklet kullanıcısı olur. Otomobil kullanıcısı gibi parasını değil direk canını veya sağlığını kaybeder. Unutmayın.
Motosiklet sürücüsü kimsenin kendini görmeyeceğini, kimsenin kendisine saygı göstermeyeceğini, herkesin üzerine sürüp onu sıkıştıracağını hesap ederek, trafiğe girmelidir. Bir motorcunun başına gelen herhangi bir olay, (bakın herhangi diyorum) motorcunun hatasıdır. Hesaplayamamıştır, öngörememiştir, maruz kalmıştır.
Dağılın!