admin
06 Haziran 2015, 11:44
Klasik bir motorcu lafı vardır; “Düşmemiş motorcu yoktur, henüz düşmemiş motorcu vardır” diye. Bu söz biz motorcular için kaçınılmaz bir gerçeği özetler. Düşmeden motorcu olunmuyor maalesef.
Şimdi bazı arkadaşlar şu soruyu sorabilir; “O zaman eğitimin önemi nerede kaldı?” Onlar da haklı, fakat burada eğitimi sadece motoru ayakta tutmak için değil, trafik akışında güvenli sürmek, yeri geldiğinde kazaya sebep olacak yoldaki diğer araç ve olumsuzluklardan da uzaklaşmak için alıyoruz. En önemlisi de kaçınılmaz son kaza olacaksa, ki bu sadece bir başka araçla temas etmek değil, yoldaki, mıcır, kaygan zemin, önüne fırlayan hayvanlar ve benzeri etkiler de olabilir.
İşte eğitimin gerekliliği bu sürpriz durumlar için de çok önem taşıyor. Hepimizin başına gelmiştir, yolda bazen hakimiyetin anlık kaybolması, arada bir araç tarafından küçük temaslar bizi zor durumda bırakmıştır. Ben bu gibi olayları çok yaşadım ve motosiklet sohbetlerinde hep paylaştım, anlattım ve bana önerilen tavsiyeleri can kulağıyla dinledim. Kazadan kaçamıyorsak, önce kendimiz ve sonrasında motorumuz için en az zararla olayı atlatabilmek. Benim çıkardığım ders kısaca bu davranış fikri oldu.
Motosikletimizi o kadar çok kendimizden bir parça olarak benimsemişiz ki, bir kayma, düşme veya benzer durumlarda ha bire durumu toparlamaya çalışır, bir türlü kendimizi gidonu bırakıp selametle bir tarafa atmayı düşünemeyiz. Bu hatalı davranışımı ilk yıllarda sıklıkla yaptım. Ya kolumu ya da bacağımı motorla birlikte yattığım yerde incittim. Zamanla önce can, sonra canan yani motosiklet olduğunu anladım. Daha sonraki düşme veya kayma durumlarında kendimi en uygun şekilde motordan uzağa atacak şekilde bir taktik geliştirdim.
Güvenli sürüş aldığım dönemlerde üçüncü eğitim sırasında hocamızın dediği şeyleri artık daha sıklıkla uyguluyorum. Motordan düşmenin de bir eğitimi vardır. En az zararla ayağa kalkarsak, motorumuzu bir şekilde toparlar yola devam edebiliriz. Ama motosiklet biz ayağa kalkmadan yoluna devam edemez ve bize de bir hayrı dokunmaz.
Kazalar, olumsuzluklar her zaman tekerimizin altında, önümüzde hep olacak. Bunları yaşayıp selametle atlatmak için, önce kendimize sonra da dostlarımıza dürüst bir şekilde kabullenerek bu olayları paylaşmamız lazım. Düşmek, kaza yapmak ayıp değil, ayıp olan ve yanlış olan bunlardan ibret alıp ders çıkarabilmek, aynı hatalara düşmemek üzere bilinçlenmek.
Kazasız belasız güzel sürüşlerde, kaskınız ve aklınız başınızda, şansınız ve yolunuz açık olsun!
http://imageshack.com/a/img836/1874/zukg.jpg
Motosikletli Yaşam - Alpaslan Apak - Motorcuların HULK abisi..
Kaynak: Milliyet Akdeniz
Şimdi bazı arkadaşlar şu soruyu sorabilir; “O zaman eğitimin önemi nerede kaldı?” Onlar da haklı, fakat burada eğitimi sadece motoru ayakta tutmak için değil, trafik akışında güvenli sürmek, yeri geldiğinde kazaya sebep olacak yoldaki diğer araç ve olumsuzluklardan da uzaklaşmak için alıyoruz. En önemlisi de kaçınılmaz son kaza olacaksa, ki bu sadece bir başka araçla temas etmek değil, yoldaki, mıcır, kaygan zemin, önüne fırlayan hayvanlar ve benzeri etkiler de olabilir.
İşte eğitimin gerekliliği bu sürpriz durumlar için de çok önem taşıyor. Hepimizin başına gelmiştir, yolda bazen hakimiyetin anlık kaybolması, arada bir araç tarafından küçük temaslar bizi zor durumda bırakmıştır. Ben bu gibi olayları çok yaşadım ve motosiklet sohbetlerinde hep paylaştım, anlattım ve bana önerilen tavsiyeleri can kulağıyla dinledim. Kazadan kaçamıyorsak, önce kendimiz ve sonrasında motorumuz için en az zararla olayı atlatabilmek. Benim çıkardığım ders kısaca bu davranış fikri oldu.
Motosikletimizi o kadar çok kendimizden bir parça olarak benimsemişiz ki, bir kayma, düşme veya benzer durumlarda ha bire durumu toparlamaya çalışır, bir türlü kendimizi gidonu bırakıp selametle bir tarafa atmayı düşünemeyiz. Bu hatalı davranışımı ilk yıllarda sıklıkla yaptım. Ya kolumu ya da bacağımı motorla birlikte yattığım yerde incittim. Zamanla önce can, sonra canan yani motosiklet olduğunu anladım. Daha sonraki düşme veya kayma durumlarında kendimi en uygun şekilde motordan uzağa atacak şekilde bir taktik geliştirdim.
Güvenli sürüş aldığım dönemlerde üçüncü eğitim sırasında hocamızın dediği şeyleri artık daha sıklıkla uyguluyorum. Motordan düşmenin de bir eğitimi vardır. En az zararla ayağa kalkarsak, motorumuzu bir şekilde toparlar yola devam edebiliriz. Ama motosiklet biz ayağa kalkmadan yoluna devam edemez ve bize de bir hayrı dokunmaz.
Kazalar, olumsuzluklar her zaman tekerimizin altında, önümüzde hep olacak. Bunları yaşayıp selametle atlatmak için, önce kendimize sonra da dostlarımıza dürüst bir şekilde kabullenerek bu olayları paylaşmamız lazım. Düşmek, kaza yapmak ayıp değil, ayıp olan ve yanlış olan bunlardan ibret alıp ders çıkarabilmek, aynı hatalara düşmemek üzere bilinçlenmek.
Kazasız belasız güzel sürüşlerde, kaskınız ve aklınız başınızda, şansınız ve yolunuz açık olsun!
http://imageshack.com/a/img836/1874/zukg.jpg
Motosikletli Yaşam - Alpaslan Apak - Motorcuların HULK abisi..
Kaynak: Milliyet Akdeniz