YoL_GezeR
28 Ekim 2004, 22:59
27.10.2004 Hürriyet otoyaşamdan alıntıdır!
Bu işte bir haksızlık var!
Ayşe Şule BİLGİÇ http://img30.exs.cx/img30/5385/0156802001.jpg
Tamam kabul ediyorum. Motosiklet Türkiye'de henüz gelişmekte, hatta emeklemekte olan bir mevzu. Ancak, hal böyle diye hala hiçbir konuda bizi kaale almamalarına çıldırıyorum. Duyan duymayan kalmasın hakkımızdakı 3 konuda ciddi bir haksızlık var! Yetkili ve sorumlu herkeslere duyurulur...
1) Yahu niye biz köprüden geçerken tonluk araçlarla aynı parayı ödüyoruz? Suçumuz yolları daha az yıpratmak mı? Yoksa trafik sıkışıklığına alternatif bir çözüm olmak mı? Sorarım neden?
2) Hálá yürürlükte olan trafik yasasında motosikletlerin yasal hız limiti 70... İşin daha komiği o koca dev kamyonların hız limitinin bizden daha çok olması. Sevgili kamyonlar 80'le gitme hakkına sahip. Yani siz siz olun 70'ten hızlı giden bir kamyonu geçeyim demeyin, kelle koltukta da olsa... İdare edin canım yasa öyle uygun görmüş. Yasa oyle uygun görmüş napalım dostlar...
3) Trafikte bilirsiniz geçiş önceliği diye birşey var. Ehliyet sınavındaki sorulardan da hatırlayabilirsiniz: ‘Bir kamyon, bir otobüs, bir otomobil kavşakta karşılaşırlar. Geçiş sıralaması aşağıdakilerden hangisidir?’ Motosiklet zaten bu sorularda çıkmaz karşımıza, kaldı ki çıksaydı kesin kamyondan sonra filan olurdu, ama bunu bile düşünememiş sevgili yetkililer ve yürürlükteki Trafik Yasası'nın ilgili maddesinde motosikletin adı bile geçmiyor. İnanabiliyor musunuz? Yani bırakın önceliği mönceliği varlığımız bile düşünülmemiş. Bravo yani...
Medeni, çağdaş pek çok ülkede, trafikteki sayısız faydaları göz önüne alınarak teşvik edilen motosikletlerin ve sürücülerinin, ülkemizde gayri resmi olarak itilip kakılmasını, serseri, işe yaramaz insanlar denmesini bile hazmedemezken, resmi olarak da cüzzamlıymışız gibi davranılmasına fena halde sinirleniyorum. Bu sebeple geçenlerde Federasyonumuz önderliğinde 500 motorcunun yer aldığı protestoya katılamadığım için içim içimi yiyor. Bu tarz eylemlerin artması, dileğim...
Gelişiyoruz diyoruz... AB'ye gireceğiz diyoruz... Diyoruz babam diyoruz... Demek kolay, ama toplumca anlayamadığımız birşey var. İşin mantığını çözmeden, iyice sindirip konu neyse hakkını vermeden, bir takım şeyleri uyum muyum başlığıyla 'sallapaşa' değiştirmekle sağlanmıyor ilerleme. Bizim bunu anlayabilmemiz için bir kere kafadan işin başını çözmemiz gerekiyor. ‘Baştakiler kimlerden oluşuyor? Bunlar ne yapmaya oraya seçiliyor? Hangi vasıftaki insanlar, orada bizim için ne yapar? Onlar oraya nasıl geliyor? Mesela, neden seçim yapıyoruz? Attığın oy nereye, ne yapmaya gidiyor?’u çözüp sindirmemiz gerekir. Gerekir ki kafası basan, birşeyleri laf olsun diye değil, çözüm olsun diye değiştirecek, yaptığı şeylerin ucu nereye dokunur düşünen, sorgulayan, anlayan kişilerin elinde olsun bir takım yetkiler. Bu ülkede kimlerin ellerinde sürünmedi ki o yetkiler? Tek başına bu da yetmez tabii... Pek çok konuda herkesin birey olarak kendini yenilemesi gerekiyor. Dünyaya kişisel uyumu gerçekleştirebilsek en azından bu kadar komik sıkıntılar yaşamayız. Hal böyleyken, bilinçsizliğin tavana vurduğu konularda hiçbir ilerlemeden söz edemeyiz.
Diyeceğim o ki ben köprüden geçerken otomobillerle aynı parayı vermek istemiyorum. Trafikte can güvenliğimi tehlikeye sokan yasal hızda gitmek istemiyorum. Trafikte varlığımı herkeslerin kabul etmesini ve hakkım olan geçiş önceliğimi istiyorum. İstiyorum kardesim... Bu konuda başta Federasyonumuz olmak üzere kimin üstüne ne düşüyorsa yapsın. Allah’tan ümit kesilmez...
Bu işte bir haksızlık var!
Ayşe Şule BİLGİÇ http://img30.exs.cx/img30/5385/0156802001.jpg
Tamam kabul ediyorum. Motosiklet Türkiye'de henüz gelişmekte, hatta emeklemekte olan bir mevzu. Ancak, hal böyle diye hala hiçbir konuda bizi kaale almamalarına çıldırıyorum. Duyan duymayan kalmasın hakkımızdakı 3 konuda ciddi bir haksızlık var! Yetkili ve sorumlu herkeslere duyurulur...
1) Yahu niye biz köprüden geçerken tonluk araçlarla aynı parayı ödüyoruz? Suçumuz yolları daha az yıpratmak mı? Yoksa trafik sıkışıklığına alternatif bir çözüm olmak mı? Sorarım neden?
2) Hálá yürürlükte olan trafik yasasında motosikletlerin yasal hız limiti 70... İşin daha komiği o koca dev kamyonların hız limitinin bizden daha çok olması. Sevgili kamyonlar 80'le gitme hakkına sahip. Yani siz siz olun 70'ten hızlı giden bir kamyonu geçeyim demeyin, kelle koltukta da olsa... İdare edin canım yasa öyle uygun görmüş. Yasa oyle uygun görmüş napalım dostlar...
3) Trafikte bilirsiniz geçiş önceliği diye birşey var. Ehliyet sınavındaki sorulardan da hatırlayabilirsiniz: ‘Bir kamyon, bir otobüs, bir otomobil kavşakta karşılaşırlar. Geçiş sıralaması aşağıdakilerden hangisidir?’ Motosiklet zaten bu sorularda çıkmaz karşımıza, kaldı ki çıksaydı kesin kamyondan sonra filan olurdu, ama bunu bile düşünememiş sevgili yetkililer ve yürürlükteki Trafik Yasası'nın ilgili maddesinde motosikletin adı bile geçmiyor. İnanabiliyor musunuz? Yani bırakın önceliği mönceliği varlığımız bile düşünülmemiş. Bravo yani...
Medeni, çağdaş pek çok ülkede, trafikteki sayısız faydaları göz önüne alınarak teşvik edilen motosikletlerin ve sürücülerinin, ülkemizde gayri resmi olarak itilip kakılmasını, serseri, işe yaramaz insanlar denmesini bile hazmedemezken, resmi olarak da cüzzamlıymışız gibi davranılmasına fena halde sinirleniyorum. Bu sebeple geçenlerde Federasyonumuz önderliğinde 500 motorcunun yer aldığı protestoya katılamadığım için içim içimi yiyor. Bu tarz eylemlerin artması, dileğim...
Gelişiyoruz diyoruz... AB'ye gireceğiz diyoruz... Diyoruz babam diyoruz... Demek kolay, ama toplumca anlayamadığımız birşey var. İşin mantığını çözmeden, iyice sindirip konu neyse hakkını vermeden, bir takım şeyleri uyum muyum başlığıyla 'sallapaşa' değiştirmekle sağlanmıyor ilerleme. Bizim bunu anlayabilmemiz için bir kere kafadan işin başını çözmemiz gerekiyor. ‘Baştakiler kimlerden oluşuyor? Bunlar ne yapmaya oraya seçiliyor? Hangi vasıftaki insanlar, orada bizim için ne yapar? Onlar oraya nasıl geliyor? Mesela, neden seçim yapıyoruz? Attığın oy nereye, ne yapmaya gidiyor?’u çözüp sindirmemiz gerekir. Gerekir ki kafası basan, birşeyleri laf olsun diye değil, çözüm olsun diye değiştirecek, yaptığı şeylerin ucu nereye dokunur düşünen, sorgulayan, anlayan kişilerin elinde olsun bir takım yetkiler. Bu ülkede kimlerin ellerinde sürünmedi ki o yetkiler? Tek başına bu da yetmez tabii... Pek çok konuda herkesin birey olarak kendini yenilemesi gerekiyor. Dünyaya kişisel uyumu gerçekleştirebilsek en azından bu kadar komik sıkıntılar yaşamayız. Hal böyleyken, bilinçsizliğin tavana vurduğu konularda hiçbir ilerlemeden söz edemeyiz.
Diyeceğim o ki ben köprüden geçerken otomobillerle aynı parayı vermek istemiyorum. Trafikte can güvenliğimi tehlikeye sokan yasal hızda gitmek istemiyorum. Trafikte varlığımı herkeslerin kabul etmesini ve hakkım olan geçiş önceliğimi istiyorum. İstiyorum kardesim... Bu konuda başta Federasyonumuz olmak üzere kimin üstüne ne düşüyorsa yapsın. Allah’tan ümit kesilmez...