Orijinalini görmek için tıklayınız : Motosiklet Arkasındaki Bayana Şeriat Yasağı
greyhorse
11 Ocak 2013, 22:41
Kuvvetmira Atatürk osmanlıdan nefret ediyordu,inkar ediyordu o yüzden mecliste şapka kanunu çıkarıldı.Hatta nefreti o kadar baki idi ki
Şapka kanunu ile birlikte kıyafet kanunu çıkarıldı.Bilgisi eksik olanlar hatta doğru bildiğini zannedenler hep böyle ucuz numaralar kelime oyunlarıyla uyduruk muhalefet yaparlar.Günümüzde anlamını yitirmiş olsada Şapkanın avrupa ve dünya için ne anlam ifade ettiğini bilmeniz gerekli.Birçok oturumda masaların ,yumrukların havada uçuştuğu birinci mecliste bu kanuna muhalif sadece iki kişi çıkmıştır
Hazır forumda din alimleri varken sorayım fıkıh,kuran,hadis'den bahsediliyor.Şeriat kolların , bacakların kesilmesi,kadınları diri diri gömülmesi veya taşlanmasımıdır?Arapların dini yozlaştırmasından dolayı günümüze gelen vakalarından sadece birimidir?Yoksa Allahın emir ve yasaklarımıdır?Bu yasaklar arasında motosikletin arkasına kadınların binmemesi'de varmı?İslam kıl ile tüy ile artçı uğraşacak bir din değildir.Ayıp şeriat,fıkıh,hadis diye islamı alet ettiğiniz konulara bakın.Arap toplumu islamiyeti kendine gayet güzel yorumlamıştır.Peygamberimiz kur an'ın emirleri dışında arap aile yaşantısına,toplumuna müdahelede bulunmamıştır.İslam inancı ile Arap örf ve adetlerini bir bütün zannedenler komik duruma düşebiliyor.Din konusunun içine siyaset serpiştiriyorsunuz din ve siyaset bilginiz kadar feyz aldığınız adamlardan görülmekteki gerçekten dini öğrenmeye ihtiyacınız var yanlız birilerinden değil kendiniz öğreneceksiniz...
İHTİYAR
11 Ocak 2013, 23:35
Mısır’da yayımlanan El-Senousa gazetesine konuşan bir din adamı kadınların muz, havuç, kabak, salatalık gibi yiyeceklere dokunmasını ‘yasakladı’. Şeyh, bunların erkek cinsel organına benzediğini ve cinsellik düşünye neden olabileceğini iddia etti.
Fas’ta İlmi İçtihat Araştırma Merkezi başkanının fetvası ise komik değil dehşet veren cinsten. Faslı din adamı, “Müslüman erkeklerin yeni ölmüş eşleriyle cinsel ilişki kurabileceğini zira İslam’da ölülerle seksi yasaklayan bir hüküm olmadığını” söyledi
Mısır Ulusal Kadınlar Konseyi, parlamentoya 14 yaşındaki kızların evlendirilebilmesine izin veren ve erkeklere ölen eşleriyle öldükten sonraki altı saat içinde cinsel ilişkiye girebilme hakkı tanıyan iki yasanın reddedilmesi çağrısı yaptı.
Bunlar çeşitli tarihlerde ajanslara düşen haberler
Bu sapka meselesi ile ilgili biseyler yazmak lazim ama hafizam maalesef beni bazen yaniltiyor.
Bu nedenle eksiklerim olabilir, bilen arkadaslar düzeltirlerse sevinirim.
Halkin kilik kiyafetini dizayn etme mevzusu, cumhuriyete ait bir mevzu gibi iddia ediliyor ama bu dogru degil.
Osmanli tarihi boyunca da bu olmustur.
Mesela;
bak Atatürk'e halka zorla sapka giydirdi diyen arkadaslar,
halka zorla fes giydiren padisahi unutmasinlar.(aklimda 2. Mahmut diye kalmis)
Bize ait olmayan fes osmanli zamaninda asla benimsenmemis ama cumhuriyet tarihinde osmanli savunuculari tarafindan bayrak yapilmistir.
Alin size algi yanilmasi.:)
Fakat sapka inkilabindaki mevzu sadece toplumu dizayn etmek degildir.
Bazi arkadaslar meseleye bugünkü Türk toplumunun yasayisina göre yorum getiriyorlar ve haliyle sapka, kilik-kiyafet devrimi gibi mevzular komik görünüyor.
Hatta akli selim olanlar için korkunç.
Düsünsenize,
yarin seyrek biyikli asabi sahsiyet bir kanun yayinlasa ve bugünden itibaren herkes kavuk giyecek dese,
neler olur?
Toplumda olusacak infiali düsünebiliyormusunuz?
Bugünkü bu algi, geçmiste de ayniymis gibi yansitiliyor.
Ama mevzu öyle degil.
Mevzu öyle degil çünkü sapka ve kilik kiyafet devrimi öncesi toplumun durumu bugünki gibi degil.
Insanlarin basina ne geçirecegi, daha osmanli zamaninda belirlenmis.
Yani öyle herkes her istedigi seyi kafasina geçiremiyor.
Din bezirganlari devletçe belirlenmis seyleri kafasina takarken, saray erkani farkli farkli, bilmem neciler farkli farkli seyler giyiyorlar.
Isin özü toplumda sinif farkliliklarini en üst seviyede bu basliklar temsil ediyor.
Basina kavuk geçiren din alimi sayiliyor,
mavi fes geçiren yeniçeri.
Böyle bir kargasa ve bundan yararlanarak hortumlama olaylari var.
Hortumlama ki öyle böyle degil.
Toplumu galeyana getirme ve hatta ayaklanmaya kadar varan girisimler mevcut.
Din üzerinden para kazananlar bu refahtan dogal olarak vazgeçmek istemiyorlar.
Bir de kalpazan olup din üzerinden para kazanmaya çalisan sahtekarlar var.
Is bir kavuga bakiyor çünkü.
Iste sapka ve kilik kiyafet devrimi bu ortamda yapilmistir.
Maalesef sonrasinda vahim hatalar yapilmistir.
Atatürk devrim yasalarini yaparken, yanlis hatirlamiyorsam bu yasalara karsi gelmenin cezasini en fazla 3 ay hapis olarak belirlenmesini saglamisti.
Ama memleketimin isgüzar insanlari bu isi infazlara kadar götürdü.
Kisacasi mevzu nerelere geldi ama seriattan bir halt olmayacagini osmanli bile anladi ama geç anladi.
Bari siz yapmayin.
Deyip baglayayim mevzuyu.:)
KUVVETMİRA
12 Ocak 2013, 01:43
Bu sapka meselesi ile ilgili biseyler yazmak lazim ama hafizam maalesef beni bazen yaniltiyor.
Bu nedenle eksiklerim olabilir, bilen arkadaslar düzeltirlerse sevinirim.
Halkin kilik kiyafetini dizayn etme mevzusu, cumhuriyete ait bir mevzu gibi iddia ediliyor ama bu dogru degil.
Osmanli tarihi boyunca da bu olmustur.
Mesela;
bak Atatürk'e halka zorla sapka giydirdi diyen arkadaslar,
halka zorla fes giydiren padisahi unutmasinlar.(aklimda 2. Mahmut diye kalmis)
Bize ait olmayan fes osmanli zamaninda asla benimsenmemis ama cumhuriyet tarihinde osmanli savunuculari tarafindan bayrak yapilmistir.
Alin size algi yanilmasi.:)
Fakat sapka inkilabindaki mevzu sadece toplumu dizayn etmek degildir.
Bazi arkadaslar meseleye bugünkü Türk toplumunun yasayisina göre yorum getiriyorlar ve haliyle sapka, kilik-kiyafet devrimi gibi mevzular komik görünüyor.
Hatta akli selim olanlar için korkunç.
Düsünsenize,
yarin seyrek biyikli asabi sahsiyet bir kanun yayinlasa ve bugünden itibaren herkes kavuk giyecek dese,
neler olur?
Toplumda olusacak infiali düsünebiliyormusunuz?
Bugünkü bu algi, geçmiste de ayniymis gibi yansitiliyor.
Ama mevzu öyle degil.
Mevzu öyle degil çünkü sapka ve kilik kiyafet devrimi öncesi toplumun durumu bugünki gibi degil.
Insanlarin basina ne geçirecegi, daha osmanli zamaninda belirlenmis.
Yani öyle herkes her istedigi seyi kafasina geçiremiyor.
Din bezirganlari devletçe belirlenmis seyleri kafasina takarken, saray erkani farkli farkli, bilmem neciler farkli farkli seyler giyiyorlar.
Isin özü toplumda sinif farkliliklarini en üst seviyede bu basliklar temsil ediyor.
Basina kavuk geçiren din alimi sayiliyor,
mavi fes geçiren yeniçeri.
Böyle bir kargasa ve bundan yararlanarak hortumlama olaylari var.
Hortumlama ki öyle böyle degil.
Toplumu galeyana getirme ve hatta ayaklanmaya kadar varan girisimler mevcut.
Din üzerinden para kazananlar bu refahtan dogal olarak vazgeçmek istemiyorlar.
Bir de kalpazan olup din üzerinden para kazanmaya çalisan sahtekarlar var.
Is bir kavuga bakiyor çünkü.
Iste sapka ve kilik kiyafet devrimi bu ortamda yapilmistir.
Maalesef sonrasinda vahim hatalar yapilmistir.
Atatürk devrim yasalarini yaparken, yanlis hatirlamiyorsam bu yasalara karsi gelmenin cezasini en fazla 3 ay hapis olarak belirlenmesini saglamisti.
Ama memleketimin isgüzar insanlari bu isi infazlara kadar götürdü.
Kisacasi mevzu nerelere geldi ama seriattan bir halt olmayacagini osmanli bile anladi ama geç anladi.
Bari siz yapmayin.
Deyip baglayayim mevzuyu.:)
kılık kıyafet ve şapka kanunu gibi garabet işlere türlü bahaneyle sahip çıkanların bahse konu kanunu kıyasiya eleştirmeleri düpedüz çelişkide zirve yapan ikiyüzlü bir bakış açısıdır.
işte osmanlı devletinin kökünü kazıma operasyonu çerçevesinde çıkarılan ve hala yürürlükte olan, "akil" adamlarımızın toz kondurmaya çekindiği trajik kanun;
varın siz yapın değerlendirmesini.
madde 1 - türkiye büyük millet meclisi azaları ile idarei umumiye ve hususiye ve mahalliyeye ve bilümum müessesata mensup memurin ve müstahdemin türk milletinin iktisa etmiş olduğu şapkayı giymek mecburiyetindedir.türkiye halkının da umumi serpuşu şapka olup buna münafi bir itiyadın devamını hükümet meneder.
madde 2 - işbu kanun tarihi neşrinden itibaren meriyülicradır.
madde 3 - işbu kanun büyük millet meclisi ve icra vekilleri heyeti taraflarından icra olunur.
kılık kıyafet ve şapka kanunu gibi garabet işlere türlü bahaneyle sahip çıkanların bahse konu kanunu kıyasiya eleştirmeleri düpedüz çelişkide zirve yapan ikiyüzlü bir bakış açısıdır.
Bir halkin ne giyecegine karismak hakikaten garabet bir durumdur.
Burda haklisin.
Ama bu normal sartlarda dogru.
Simdi soruyorum.
Kilik kiyafet ve sapka devrimleri yapilmadan önce halk istedigi gibi mi giyiniyordu?
Istedigi basligi kafasina geçirebiliyormuydu?
Yok öyle birsey.
Yani bir toplumun sahip oldugu haklara tecavüz edilmis gibi bir iddia var ortada.
Sanirim iyi detaylandiramamisim yazdiklarimi.
Senin elestirin herseyin normal seyrettigi toplumlarda dogru bir elestiri.
Ama o zamanin toplumu öyle degil.
öyle her isteyen her istedigi gibi giyinemiyor.
Bu da toplumda sinif farkliliklari olusturuyor.
Bunun en klasik zafiyeti de din alaninda görûnüyor.
Böyle bir toplumda;
adam olmanin ya da takva olarak üstünlügün kilik kiyafette degil içeride olmasi gerektigi daha nasil ifade edilecektir?
Deli Çerkes
12 Ocak 2013, 02:17
Öncelikle size bilindik 5 maymun hikayesini anlatmak lazım.
Bir kafese beş maymun koyarlar. Ortaya bir merdiven ve tepesine de iple bağlı bir salkım muz asarlar. Her bir maymun merdivene çıkıp muza ulaşmak istediğinde dışarıdan üzerine soğuk su sıkarlar…
Her maymun aynı denemeye giriştiğinde buz gibi soğuk su ile ıslatılır. Bütün maymunlar bu denemeler sonunda ıslanmayı tecrübe etmiş olurlar. Bir süre sonra muzlara hareketlenen maymunlar diğerleri tarafından engellenmeye başlanır.
Suyu kapatıp maymunlardan biri dışarı alınıp yerine yeni bir maymun konur. Yeni maymunun ilk yaptığı iş muzlara ulaşmak için merivene tırmanmak olur. Fakat diğer dört maymun buna izin vermez ve yeni maymunu döverler.
Daha sonra ıslanmış maymunlardan biri daha kafesten alınır ve yerine yeni bir maymun konur. Ve merdivene ilk yaptığı atakta dayak yer. Bu ikinci yeni maymunu en şiddetli ve istekli döven ilk yeni maymundur.
Islak maymunlardan üçüncüsü de değiştirilir. Üçüncü yeni gelen maymunda ilk atağında cezalandırılır. İlk gelen iki maymunun yeni geleni niye dövdükleri konusunda bir fikirleri yoktur ama dövmektedirler.
Son olarak da kafesteki ıslanan son maymun olan dördüncü ve beşinci de değiştirilir. Tepelerinde bir salkım muz asılı olduğu halde artık hiçbir maymun merdivene yaklaşıp muzları almak için hamle yapamamaktadır.
NEDEN mi? Çünkü buna organizasyonel negatif öğrenme denir… Insanoğlu için de tüm bunlar aynen geçerlidir.
Cemaatlerde biat kültürü var. Soramazsın. İtiraz edemezsin, Söylenileni aynen kabul edersin. Neyi neden yaptığını bilmeksizin yaparsın.Sorma , yap. istenilen budur. .Hatta biraz daha abartalım beynini , mantığını kapıda bırakman gerekir. 1957 yılında ilk uydu yörüngeye yollanmış ,1969 yılında Amerikaya aya inmiş. 1975 yılında eleman halen dünya düzdür der. Hiç bir Allahın kulunun aklınada bu elemanın çeviri, yorum hatası yaptığı veya bu elemanın beyninde bir sorun olduğu gelmez. Gelemez. dedikya bunlara böyle öğretilmiş.Makamlar ve ünvanlarda büyük. Büyük makamdaki insanda büyük olmalı.
Deli zırvası bir şey denilsede , şeyh dediyse doğrudur.Kur'anın ilk emri "sor" değil, "oku"dur. Gidip hacıya hocaya şeyhe sormak yerine oku.Yok kim uğraşacak şimdi diye , kazayla arıza kafalarsa sorarsan alacağın cevapta arıza olur.
Sırf dini olarakda değil , Kendilerine öğretilen bilgiler ve kendi düşünceleri sonucu edilin kanaat , her ne ise, aksini söyleyenler olursa inkar edilir, yok sayılır. Gözüne gözüne belge sokulsa dahi , sahte oldukları düşünülür. çünkü medrese kültürü tek tip mantık yapısında insan çıkartır. Ha endonezyada , ha suudi arabistanda olsa farketmez, temel Mantık aynı olduktan sonra mekanın neresi olduğuda önemli değildir.
Bu yüzde bu icatcı mucitci abilerden akla mantığa aykırı beyanlar dün ve bugün olduğu gibi, yarında gelecektir. Bunlar kendilerinin çok zeki olduklarını zannetmelerindemidir. ? yoksa makamdan dolayı illaki bir şeyler demek zorunda olmak zorunda oldukları içinmidir? bilemem illaki bir şeyler demek zorundaymış gibi saçma sapanda olsa illaki bir şeyler derler.İmam osurursa cemaat ne yapmaz.
Kadınlar tek başına araba kullanırsa, ülkede bakire kalmaz. Nerden ulaştın bu sonuca. ? öyledir öyledir. Kabul et.Bu kafalarla ülke yönetmeye kalkılırsa elalem marsa üssü diker , bunlar halen dünya düz demeye devam eder.Ne diyeyim Allah tamamını islah etsin.
Bakın gündemde fazıl sayın ömer hayyam alıntısı var. sosyal medyada kıyamet kopuyor. Bazıları ömer hayyamı yeni keşfetmiş.Adam 800 yıl önce yazmış o şiiri. Ne yazmış?, nasıl yazmışın üzerinde uzun uzun durmam.
Ben söylenene değil. söylenemeye, ne söylendiğine değil , neden söylendiğine bakarım.( bunu hayatınız her alanına yayabilirsiniz. Özellikle çalışma ve ticaret hayatınızda bakış açınız olumlu yönde tümden değişecektir. Personeliniz size söylemediklerini çok daha rahat görmeye başlayacaksınız. )
Adamın 800 yıl önce hangi kelimeleri kullandığına , değil , bu şiiri o kişiye yazdıran şartları düşünün ki , şiirin içinde bol bol açıklama ve tasfir var. var. Zaaflarına , hırslarına yenik düşen ama bunu islamiyete yaftalama çalışan makam mevkii sahibi insanlar, dün ve bugün olduğu gibi yarında olacaktır. İslam akıl mantık dinidir. illaki arıza tipler çıkacağı için söylem mantıksız geliyorsa uymamak ve yapmamak daha hayırlıdır. Belki sevap kazanmazsınız ama iyi bir şey yapıyor zannedip , günahada girmezsiniz.
adamlar ayaklarını açıp oturan kadın lar için kanun çıkarmış tasası bize düşmüş
hatta tasasın dan da öte geçmiş atatürk laiklik kılık kıyafet gibi konulara karışmış
bu konu suriye iç savaş'ına kadar gider
Mengu16
12 Ocak 2013, 02:23
Öncelikle size bilindik 5 maymun hikayesini anlatmak lazım.
Bir kafese beş maymun koyarlar. Ortaya bir merdiven ve tepesine de iple bağlı bir salkım muz asarlar. Her bir maymun merdivene çıkıp muza ulaşmak istediğinde dışarıdan üzerine soğuk su sıkarlar…
Her maymun aynı denemeye giriştiğinde buz gibi soğuk su ile ıslatılır. Bütün maymunlar bu denemeler sonunda ıslanmayı tecrübe etmiş olurlar. Bir süre sonra muzlara hareketlenen maymunlar diğerleri tarafından engellenmeye başlanır.
Suyu kapatıp maymunlardan biri dışarı alınıp yerine yeni bir maymun konur. Yeni maymunun ilk yaptığı iş muzlara ulaşmak için merivene tırmanmak olur. Fakat diğer dört maymun buna izin vermez ve yeni maymunu döverler.
Daha sonra ıslanmış maymunlardan biri daha kafesten alınır ve yerine yeni bir maymun konur. Ve merdivene ilk yaptığı atakta dayak yer. Bu ikinci yeni maymunu en şiddetli ve istekli döven ilk yeni maymundur.
Islak maymunlardan üçüncüsü de değiştirilir. Üçüncü yeni gelen maymunda ilk atağında cezalandırılır. İlk gelen iki maymunun yeni geleni niye dövdükleri konusunda bir fikirleri yoktur ama dövmektedirler.
Son olarak da kafesteki ıslanan son maymun olan dördüncü ve beşinci de değiştirilir. Tepelerinde bir salkım muz asılı olduğu halde artık hiçbir maymun merdivene yaklaşıp muzları almak için hamle yapamamaktadır.
NEDEN mi? Çünkü buna organizasyonel negatif öğrenme denir… Insanoğlu için de tüm bunlar aynen geçerlidir.
Cemaatlerde biat kültürü var. Soramazsın. İtiraz edemezsin, Söylenileni aynen kabul edersin. Neyi neden yaptığını bilmeksizin yaparsın.Sorma , yap. istenilen budur. .Hatta biraz daha abartalım beynini , mantığını kapıda bırakman gerekir. 1957 yılında ilk uydu yörüngeye yollanmış ,1969 yılında Amerikaya aya inmiş. 1975 yılında eleman halen dünya düzdür der. Hiç bir Allahın kulunun aklınada bu elemanın çeviri, yorum hatası yaptığı veya bu elemanın beyninde bir sorun olduğu gelmez. Gelemez. dedikya bunlara böyle öğretilmiş.Makamlar ve ünvanlarda büyük. Büyük makamdaki insanda büyük olmalı.
Deli zırvası bir şey denilsede , şeyh dediyse doğrudur.Kur'anın ilk emri "sor" değil, "oku"dur. Gidip hacıya hocaya şeyhe sormak yerine oku.Yok kim uğraşacak şimdi diye , kazayla arıza kafalarsa sorarsan alacağın cevapta arıza olur.
Sırf dini olarakda değil , Kendilerine öğretilen bilgiler ve kendi düşünceleri sonucu edilin kanaat , her ne ise, aksini söyleyenler olursa inkar edilir, yok sayılır. Gözüne gözüne belge sokulsa dahi , sahte oldukları düşünülür. çünkü medrese kültürü tek tip mantık yapısında insan çıkartır. Ha endonezyada , ha suudi arabistanda olsa farketmez, temel Mantık aynı olduktan sonra mekanın neresi olduğuda önemli değildir.
Bu yüzde bu icatcı mucitci abilerden akla mantığa aykırı beyanlar dün ve bugün olduğu gibi, yarında gelecektir. Bunlar kendilerinin çok zeki olduklarını zannetmelerindemidir. ? yoksa makamdan dolayı illaki bir şeyler demek zorunda olmak zorunda oldukları içinmidir? bilemem illaki bir şeyler demek zorundaymış gibi saçma sapanda olsa illaki bir şeyler derler.İmam osurursa cemaat ne yapmaz.
Kadınlar tek başına araba kullanırsa, ülkede bakire kalmaz. Nerden ulaştın bu sonuca. ? öyledir öyledir. Kabul et.Bu kafalarla ülke yönetmeye kalkılırsa elalem marsa üssü diker , bunlar halen dünya düz demeye devam eder.Ne diyeyim Allah tamamını islah etsin.
Bakın gündemde fazıl sayın ömer hayyam alıntısı var. sosyal medyada kıyamet kopuyor. Bazıları ömer hayyamı yeni keşfetmiş.Adam 800 yıl önce yazmış o şiiri. Ne yazmış?, nasıl yazmışın üzerinde uzun uzun durmam.
Ben söylenene değil. söylenemeye, ne söylendiğine değil , neden söylendiğine bakarım.( bunu hayatınız her alanına yayabilirsiniz. Özellikle çalışma ve ticaret hayatınızda bakış açınız olumlu yönde tümden değişecektir. Personeliniz size söylemediklerini çok daha rahat görmeye başlayacaksınız. )
Adamın 800 yıl önce hangi kelimeleri kullandığına , değil , bu şiiri o kişiye yazdıran şartları düşünün ki , şiirin içinde bol bol açıklama ve tasfir var. var. Zaaflarına , hırslarına yenik düşen ama bunu islamiyete yaftalama çalışan makam mevkii sahibi insanlar, dün ve bugün olduğu gibi yarında olacaktır. İslam akıl mantık dinidir. illaki arıza tipler çıkacağı için söylem mantıksız geliyorsa uymamak ve yapmamak daha hayırlıdır. Belki sevap kazanmazsınız ama iyi bir şey yapıyor zannedip , günahada girmezsiniz.
Beyefendi siz bu forumda siyasi ve dini konularda yazı yazmaktan başka ne yaparsınız ?
Forumun dini konularda konuşulmamasına dair kuralı olmasına rağmen,Mt yönetimi tarafından dini tartışmaların oluşabileceği bir konunun açılması da ne ilginç bir paradoks.
KUVVETMİRA
12 Ocak 2013, 02:34
Bir halkin ne giyecegine karismak hakikaten garabet bir durumdur.
Burda haklisin.
Ama bu normal sartlarda dogru.
Simdi soruyorum.
Kilik kiyafet ve sapka devrimleri yapilmadan önce halk istedigi gibi mi giyiniyordu?
Istedigi basligi kafasina geçirebiliyormuydu?
Yok öyle birsey.
Yani bir toplumun sahip oldugu haklara tecavüz edilmis gibi bir iddia var ortada.
Sanirim iyi detaylandiramamisim yazdiklarimi.
Senin elestirin herseyin normal seyrettigi toplumlarda dogru bir elestiri.
Ama o zamanin toplumu öyle degil.
öyle her isteyen her istedigi gibi giyinemiyor.
Bu da toplumda sinif farkliliklari olusturuyor.
Bunun en klasik zafiyeti de din alaninda görûnüyor.
Böyle bir toplumda;
adam olmanin ya da takva olarak üstünlügün kilik kiyafette degil içeride olmasi gerektigi daha nasil ifade edilecektir?
osmanlıda kullanılmış yüzlerce çeşit serpuş var ve bu yalnızca kıyafetin bir parçası değil geleneksel bir anlayışla kullanıcısının sosyal statüsünü ifade etmekten tutunuz "kefeni başında gezmek" ifadesinin vücut bulduğu kavuklara varana dek derin bir anlayış ve kültürün ürünüdür. velev ki bu geleneksel serpuş anlayışı bazı haklı sebeplerle millete zul addedilebilir. işbu halde çözüm geçmiş kıyafetleri men edip yerine yepisyenilerini mi dayatmaktır? bu mudur çağdaş türkiye'nin kuruluş sancılarındaki derdi?
şapka devrimi asri medeniyet hedefinin levazımından mıdır yoksa bu kişiliksiz, kimliksiz, dayatmacı, topal medeniyetin müsebbiblerinden midir. varsa sorun vicdanınıza.
osmanlıda kullanılmış yüzlerce çeşit serpuş var ve bu yalnızca kıyafetin bir parçası değil geleneksel bir anlayışla kullanıcısının sosyal statüsünü ifade etmekten tutunuz "kefeni başında gezmek" ifadesinin vücut bulduğu kavuklara varana dek derin bir anlayış ve kültürün ürünüdür. velev ki bu geleneksel serpuş anlayışı bazı haklı sebeplerle millete zul addedilebilir. işbu halde çözüm geçmiş kıyafetleri men edip yerine yepisyenilerini mi dayatmaktır? bu mudur çağdaş türkiye'nin kuruluş sancılarındaki derdi?
şapka devrimi asri medeniyet hedefinin levazımından mıdır yoksa bu kişiliksiz, kimliksiz, dayatmacı, topal medeniyetin müsebbiblerinden midir. varsa sorun vicdanınıza.¨
Biz de onu anlatiyoruz.
Mesela islam dini beyaz rengi belkide kefenin rengi oldugu için benimser.
Osmanli halki kefenini basina sarar, öyle gezerdi.
Yani kefeni basinda gezerdi.
Ama osmanli normal halka bunu bile çok görmüs ve yasaklamistir.
Kavuk ve sarik sadece belli imtiyaz sahiplerince kullanilabilir diye fetva çikartmistir.
Yani kefeni basinda gezen halk degildir.
Tantana fazla çikinca halka belirli basliklar disinda istedigi basligi takma serbestisi getirilmistir.
Basibozuk deyimi burdan gelir mesela.
Ama yuzyillar boyunca taktigi kavugu sadece belli imtiyaz sahiplerine bahseden osmanli elestirilmiyorda o kavugun sagladigi imtiyazi yerle bir eden bir devrim elestiriliyorsa ben tabi ki itiraz ederim.
Kuvvetmira;
sanirim farkinda olmadigin birsey var.
Senin cumhuriyet rejimine karsi olabilecegine ihtimal vermiyorum.
Yani o kadar salak olmadigin belli.
Fakat memleketimizdeki tartismalarda maalesef cumhuriyet ve Atatürk ayni kefeye konuluyor.
Sen belki de hakli olarak Atatürk'ü tartisirken, farkinda olmadan cumhuriyetin kazanimlarini da tartismaya açiyorsun.
Cumhuriyet düsmalarinin da ekmegine yag sürüyorsun.
Üstelik bu tartismalari yaparken,
cumhuriyet düsmanlarina saglam argümanlar verecek kadar zeki ve bilgi sahibisin.
Kendi kuyunu kaziyorsun haberin olsun.
Kendi kuyunun bir önemi yok.
ülkenin kuyusunu da kaziyorsun..
Biraz daha dikkat etmen sana verdigimiz degerden hiç bir sey eksiltmez.
Biz Atatürk nezdinde cumhuriyeti savunmak zorunda kaliyoruz.
sonuna kadar da savunacagiz.
Hani sunu bir ayirabilsek mesele yoktu.
Atatürk'ü de çatir çatir tartisirdik.
Hatta ben senin argumanlarindan daha fazlasini bulurdum.
Ama mesele demokrasidir.
Cumhuriyettir.
Deli Çerkes
12 Ocak 2013, 03:13
Beyefendi siz bu forumda siyasi ve dini konularda yazı yazmaktan başka ne yaparsınız ?
Foruma bir süre ara vermiştim.( Banlandım, banlanmama kızıp bende bir süre girmedim ) bu süre zarfında kendime bir bisiklette aldım. bu aralar bisiklette sürüyorum.Foruma dönünce baktım ki ortam bir değişik olmuş.Atarlı giderli yazılan .Hiç bir şeyin sunulmadığı ve sunulanında beğenilmediği bir hale gelmiş.
Eskiden ,iyi kötü custom , egzost, boya muhabbeti yapılırdı.şimdi 100 cc yi 150 cc yapmak isteyenlerden başka teknik konu açan yok.Yapma desen , konuyu açan eleman zaten kafaya takmış her şekilde yapacak.bari gezi yazısı olsada okusak desem , doğru düzgün geziye çıkan veya çıktığı halde paylaşan yok.
siyasiklerin aldıkları kararlar herkezi ilgilendirip etkilediği için her ne konu açılırsa açılsın konu öylede böylede siyasi meselelere giriyor. eee bu konurıda bizzat ben açmıyorum. Zaten açılmış ve bir yere kadar siyaset yazılmış çizilmiş konulara fikir beyan ediyorum. Yazdıklarım sizi rahatsız ediyorsa okumazsınız olur biter. veya benim profilime girin engellilere ekle butonuna tıklayın. yazdıklarımı göremezsiniz.
Bu arada siz forumda ne yaparsınız beyefendi. ? ( merakımdan sordum )
Mengu16
12 Ocak 2013, 03:27
Bu arada siz forumda ne yaparsınız beyefendi. ? ( merakımdan sordum )
Hiç ya zaman öldürmece benimki. arada 1-2 teşekkür alabilirsek de yanıma kârdır.
Deli Çerkes
12 Ocak 2013, 06:30
Mevsimden dolayı zaten kurye ve gıda sektörü çalışanları haricinde pek fazlada motor yola çıkmıyor.Zaten fuara kadarda yeni modeller ve ekipman tavsiyeleri istenmez. Arka arkaya bir çok siyasi olayda gelişince, insan ister istemez açılmış ve bir yere kadar yorumlar yapılmış bir konuya kendi fikrini belirtmek gibi bir durumda kalıyor.
Fikirlerimiz bizleri bağlar, benim beğenmediğimi, belki siz beğenirsin.Belki aynı fikirde olabiliriz. Sizin n beğendiğinizi ben beğenmeyebilirim. ben fikrimi böyle dile getiririm , Siz farklı biçimde, Zaten tek tip insanlar olmadığımızdan , birebir aynı bakış açısı, eğitim , sosyal ortamda olmadığımız içinde bu gayette normaldir. Herkezin yazdığı kendi fikridir. kimse kimsenin okumakta zorunda olmadığı gibi beğenmek zorundada değildir.
Bakma bende zaman öldürüyorum Mengu kardeşim.( İmzandaki sözü bu forumda da gerçek yaşantımda da çok kullandım)
KUVVETMİRA
12 Ocak 2013, 20:17
¨
Biz de onu anlatiyoruz.
Mesela islam dini beyaz rengi belkide kefenin rengi oldugu için benimser.
Osmanli halki kefenini basina sarar, öyle gezerdi.
Yani kefeni basinda gezerdi.
Ama osmanli normal halka bunu bile çok görmüs ve yasaklamistir.
Kavuk ve sarik sadece belli imtiyaz sahiplerince kullanilabilir diye fetva çikartmistir.
Yani kefeni basinda gezen halk degildir.
Tantana fazla çikinca halka belirli basliklar disinda istedigi basligi takma serbestisi getirilmistir.
Basibozuk deyimi burdan gelir mesela.
Ama yuzyillar boyunca taktigi kavugu sadece belli imtiyaz sahiplerine bahseden osmanli elestirilmiyorda o kavugun sagladigi imtiyazi yerle bir eden bir devrim elestiriliyorsa ben tabi ki itiraz ederim.
Kuvvetmira;
sanirim farkinda olmadigin birsey var.
Senin cumhuriyet rejimine karsi olabilecegine ihtimal vermiyorum.
Yani o kadar salak olmadigin belli.
Fakat memleketimizdeki tartismalarda maalesef cumhuriyet ve Atatürk ayni kefeye konuluyor.
Sen belki de hakli olarak Atatürk'ü tartisirken, farkinda olmadan cumhuriyetin kazanimlarini da tartismaya açiyorsun.
Cumhuriyet düsmalarinin da ekmegine yag sürüyorsun.
Üstelik bu tartismalari yaparken,
cumhuriyet düsmanlarina saglam argümanlar verecek kadar zeki ve bilgi sahibisin.
Kendi kuyunu kaziyorsun haberin olsun.
Kendi kuyunun bir önemi yok.
ülkenin kuyusunu da kaziyorsun..
Biraz daha dikkat etmen sana verdigimiz degerden hiç bir sey eksiltmez.
Biz Atatürk nezdinde cumhuriyeti savunmak zorunda kaliyoruz.
sonuna kadar da savunacagiz.
Hani sunu bir ayirabilsek mesele yoktu.
Atatürk'ü de çatir çatir tartisirdik.
Hatta ben senin argumanlarindan daha fazlasini bulurdum.
Ama mesele demokrasidir.
Cumhuriyettir.
kastettiğiniz hayali cumhuriyet düşmanlarıyla herhangi bir münasebetim yok.
bilakis cumhuriyet rejimi ve demokrasi kavramlarını evrensel manalarıyla ele aldığımızda yurdum kemalistlerinin bu ifadelerle pek barışık olamadığı açıktır.
kemalistlerle ilgili objektif bir değerlendirmede; zahiren cumhuriyetçi ve demokrasi taraftarı, özde ise oligarşi sempatizanı jakoben tavrı görebiliyoruz.
konuya dönersek,
özetle;
rejim biçimi endonezya'nın iç meselesidir.
detaydaki motosiklet konusu da müçtehitlerce islami kaynaklar ışığında çözülecek güncel bir meseledir.
konunun motosiklet.net ve memleket genelindeki yansıması ise her zaman tekrarlandığı üzere birbiriyle geçinemeyen 2 temel dünya görüşünün çarpışması şeklinde cereyan etmekte.
Deli Çerkes
12 Ocak 2013, 20:24
"Gerçek bir olaydan alıntıdır"
"Adamin biri Washington metro istasyonunda yere çömelir ve kemanini çalmaya baslar; soğuk bir ocak ayi sabahıdır. 45 dakika boyuca 6 Bach calar. çoğu insanın ise gitmek icin hareketlendigi bu yoğun saat suresince 1100 kisinin istasyonun icinden gectigi hesaplanir.
Üç dakika gecer orta yasli bir adam muzisyenin caldigını farkeder. Yavaslar, bir kac saniyeligine durur ve sonrasında aceleyle ilerler yapacaklarindan geri kalmasın diye.
Bir dakika sonra kemanci ilk bir dolarlik bahşişinin alır; bir bayan parayi kemancının önünden gecerken atmis ve hic durmadan yoluna devam etmistir.
Bir kaç dakika sonra birisi dinlemek icin duvara yaslanır saatine bakar ve tekrar yürümeye baslar. Besbelli adam işine gec kalmıstır.
En cok dikkat eden ise üç yaşında bir cocuktur. Annesi alelacele çekiştiriken kendisini durup kemancıya bakar. Sonunda annesi kuvvetlice çekiştirir çoçuğu ve çoçuk sürekli arkasına bakarak yürümeye başlar. Bu olay diğer bir çok çoçuk tarafindan tekrarlanır,fakat istisnasiz tum ebeveyinler çoçuklarını yürümeye devam etmeye zorlar.
Kemancinin 45 dakikalik gosterisi boyunca sadece 6 kişi durup bir süre bekler. 20 kişi kendisine para verir, sonra yine normal bir sekilde yürümeye devam ederler. 32 dolar toplar kemanci. Gösterisi bitipte etrafa sessizlik hakim olduğunda hic kimse farketmez bile.Kimse alkışlamaz ya da tanımaz.
Kimse az önce dünyadaki eserler arasındakı en eşsiz parcayi, 3.5 milyon dolar değerindeki kemanıyla çalan bu kişinin dünyanın en yetenekli müzisyenlerinden Joshua Bell oldugunu farkına varmaz.
Bu olaydan iki gun önce biletlerinin ortalama 100 dolar oldugu konserin biletleri yok satmıstır.
Bu gercek bir hikayedir. Joshua Bell in bu metro istasyonunda kimligi belirsiz bir sekilde verdiği konser Washinton Post tarafindan algilama,zevk ve inanlarin önceliklerini kapsayan sosyal arastırmanın bir parcasi olarak tertip edilmistir.
http://www.youtube.com/watch?v=hnOPu0_YWhw&feature=player_embedded
Bazen gözümüzün önünde öyle olaylar cereyan ederki , dikkat etmezseniz, bırakın önemini kavramayı , farkına bile varmazsınız.
Tarih bilginiz varsa hiç bir olayın sebepsiz gerçekleşmediğini bilirsiniz.Yanlız her zaman bir gerçek sebep vardır, birde halk geneline açıklanan gerçek vardır. Halka açıklanan gerçekler genelde duruma göre sansürlenerek veya bu açıklamayı yapanın menfaatine göre kurgulanarak açıklanır. Eğer burada neden sonuç ilişkisini iyi göremezseniz, yapılan kurguya kanar ve toplum hayatınızda, ticari hayatınızda , dini hayatınızda da , siyasi fikirlerinizde de "Güdülürsünüz". Hemde olaylar gizlenmez aksine herşey tam gözünüzün önünde gerçekleşir. bakarsınız ama göremezsiniz. düşünürsünüz belki ama anlayamazsınız. Olay hakikaten çok önemlidir ama kavrayamazsınız.Zaten amaçta budur.Toplumun , gücü elinde tutanlar tarafından kendi menfaat ve talepleri doğrultusunda şekillendirmek. Kendi istedikleri gibi düşünmeleri , kendi istedikleri gibi yorumlamasını sağlamak
Konu bayanların motorsiklete oturma biçimi.Olay bu olayı şeriat hükümlerince değerlendirmek.Bu kararı kim ,neye dayandırarak verir ? verilen her karar hakikaten doğrumudur. ? veya bu kararları uygulamak gerekir mi. ? Bu kararları verenler hakikaten bu konulara vakıf insanlarmıdır. ? ve bu kişiler hakikaten aklı başında insanlarmıdır.?
Geçen sene mısırda hemde parlementoda çıkan " ölen eşle 6 saat içinde cinsel ilişkiye izin veren " kanunu yapanların sizce aklı, mantığı neresindedir.? kafalarının içinde beyin denilen organı ne için kullanır bu elemanlar.? hayat arkadaşını kaybeden bir eş durupta dur şununla çürümeden , son bir seks yapayım mı der.? Bu nasıl bir sapkınlıktır. Ve bunu islamiyet ile hangi kazkafalılar bağdaştırabilir. ki parlamento bunu yasa tasarısı olarak gündeme alır.Makamlar büyük , makamdaki insanlar artık küçüktür. hatta çoğuna insan bile denilemez. Hangi dini inancı olan ve aklı başında bir insan ölen eşiyle , böyle bir eyleme girişir.? Bırakın 5 vakit namazı, kafanızı secdeden kaldırmadan günlerce aylarca yıllarca namaz kılsanınız , bu eylemin mebalini ödeyebilirmisiniz ?
İslam akıl dinidir.Akıl ve mantığınıza uymayan bir uygulama yapmanız talep ediliyorsa yapmazsınız.belki sevap kazanmazsınız ama günahada girmezsiniz.Allah hepimizi makam ve mevkii sahibi "sapkınların" arızalı fikirlerinden uzak tutsun.
Shrieker
13 Ocak 2013, 02:45
bilakis cumhuriyet rejimi ve demokrasi kavramlarını evrensel manalarıyla ele aldığımızda yurdum kemalistlerinin bu ifadelerle pek barışık olamadığı açıktır.
kemalistlerle ilgili objektif bir değerlendirmede; zahiren cumhuriyetçi ve demokrasi taraftarı, özde ise oligarşi sempatizanı jakoben tavrı görebiliyoruz.
"Seçilmiş seçilmiş, saygı duyacaksın" diye anırır durusunuz, sizin seçilmişlerinizin yediği haltları da görüyoruz. Rektörlük seçiminde adam 1(bir) oy alır rektör adayı olur. Bu ne yaman çelişki. "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz" derler. Yapılan iş sizin ve desteklediklerinizin demokrasiden ne anladığını ayan beyan ortaya koyuyor. "Bizimkiler seçilmiş, öyleyse yaşasın demokrasi !" Bu mantığa (daha doğrusu mantıksızlığa) itiraz eden var ise de;
Kemalist
faşist
statüko
vesayet
jakoben
vs. vs. 3 tane kelime öğrenmişsiniz, boyuna ağla dur.
Gerçekten demokrasi yanlısı olsaydınız, "Aaa evet lan, bi sürü aday var, bizimkiler 1(bir) oy alanı seçmiş listeye, bu pek de demoktratik bir davranış değil" veya benzerini demeniz gerekirdi. Ancak sizin kültürünüzde akıl kullanıp sorgulama değil sadece ve sadece biat vardır. Neden kör olduğunuzu da gayet güzel açıklıyor.
Üniversiteler özgür olmalı böyle garabetler yaşanmamalıdır. Gerçi genel seçimlerinde türlü rezaletin yaşandığı, yerel seçim akşamı elektriklerin gittiği ülkenin ünivesitelerinin rektörlük seçimlerinde neler olmaz neler.
Gerçi kime laf anlatıyorum...
İHTİYAR
13 Ocak 2013, 03:46
Bir hafta daha asgari ücret ve karın tokluğu karşılığında milyonlarca insanımız yol bedava ve keyfi mesai dahil en az 80-90 saatini harcadı.
20-25 kadar işçi iş kazasında öldü.
Yüzlerce iş kazası meydana geldi,
Onlarcası sakat kaldı.
Emin olun motor kullanan emekçi kardeşlerimizin ne hastalıkları ne sakatlıkları ne kazaları ne de ölümleri bu rakamlara dahil değil.
Veeee sanmayın ki şeriat gelse tebaa rahata erecek,
Onun için güzel ölümler,
Ahirette bolluk,
Tokluk,
Mutluluk,
Ama ahirette ancak.
------------
Ben polisin jopunu kime salladığına,
Jandarmanın tüfeği kime doğrulttuğuna,
Mahkemenin kimi yücelttiğine,
Siyesetin kimlere hizmet ettiğine,
Varsılın kiminle bölüştüğüne,
İmamın kime arka çıktığına bakarım.
Gerisi yalan ve hikaye.
KUVVETMİRA
13 Ocak 2013, 09:42
"Seçilmiş seçilmiş, saygı duyacaksın" diye anırır durusunuz, sizin seçilmişlerinizin yediği haltları da görüyoruz. Rektörlük seçiminde adam 1(bir) oy alır rektör adayı olur. Bu ne yaman çelişki. "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz" derler. Yapılan iş sizin ve desteklediklerinizin demokrasiden ne anladığını ayan beyan ortaya koyuyor. "Bizimkiler seçilmiş, öyleyse yaşasın demokrasi !" Bu mantığa (daha doğrusu mantıksızlığa) itiraz eden var ise de;
Kemalist
faşist
statüko
vesayet
jakoben
vs. vs. 3 tane kelime öğrenmişsiniz, boyuna ağla dur.
Gerçekten demokrasi yanlısı olsaydınız, "Aaa evet lan, bi sürü aday var, bizimkiler 1(bir) oy alanı seçmiş listeye, bu pek de demoktratik bir davranış değil" veya benzerini demeniz gerekirdi. Ancak sizin kültürünüzde akıl kullanıp sorgulama değil sadece ve sadece biat vardır. Neden kör olduğunuzu da gayet güzel açıklıyor.
Üniversiteler özgür olmalı böyle garabetler yaşanmamalıdır. Gerçi genel seçimlerinde türlü rezaletin yaşandığı, yerel seçim akşamı elektriklerin gittiği ülkenin ünivesitelerinin rektörlük seçimlerinde neler olmaz neler.
Gerçi kime laf anlatıyorum...
anırmak tabiri pek hoş olmamış.
ağzınıza yakışır.
üniversitelerde özgürlük naraları atıyorsun da başörtü meselesinde neden sesin çıkmıyor?
özgürlük taşlı sopalı taşkınlık mı ya da inancını yaşamaya çalışan insanların ikna odalarında yaşadığı çirkinlik mi?
üslup çirkin, fikir çelişkili, tavır ağlak.
tipik hezeyanlar.
bitti o devirler.
ağlaşarak kaybolun türkiye tarihi sahnesinden.
Shrieker
13 Ocak 2013, 10:12
Demokrata gel :queen: İslamofaşistlere anladıkları dilden konuşmak lazım ancak ayak üstü ban yemeye gerek yok. Değmez.
Bir baş örtüsü almış yürüyor. Bu işler başı örtmekle değil kafayı kullanmakla oluyor. Bilimle oluyor.
Al senin akpne kahraman olma, 10.000'lerce hayatı kurtarma fırsatı:
http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=deprem+tahmini+projesi
Tek yapmaları gereken kaynak sağlayıp istasyon sayısını arttırmak. Ama onlar neyle meşguller ? Cep doldurmakla.
Peki ya siz neyle meşgulsünüz ? Şak şakçılıkla.
Sorgulama %0 , biat %100. Kafanızı kumdan çıkarın artık bi zahmet.
KUVVETMİRA
13 Ocak 2013, 10:37
mesele anlaşılan dilden konuşmaksa senden iyisini yapabileceğime emin olabilirsin :cherry:
başörtüsü inançla alakalı bir mesele, ama sizin bir takım alerjileriniz, islam ve jeodezi dahil her konuda bilirkişi olma sevdanız yüzünden bugüne kadar pek çok konu tabu olarak kalmış, layıkıyla ve seviyeyi yerlerde süründürmeden konuşulamamıştır.
darbecilerin kendini cumhuriyet bayraktarı sandığı, zorbaların demokrasi havariliği yaptığı bir garip ülke için mücadelemiz.
otopsici
13 Ocak 2013, 13:16
"Gerçek bir olaydan alıntıdır"
"Adamin biri Washington metro istasyonunda yere çömelir ve kemanini çalmaya baslar; soğuk bir ocak ayi sabahıdır. 45 dakika boyuca 6 Bach calar. çoğu insanın ise gitmek icin hareketlendigi bu yoğun saat suresince 1100 kisinin istasyonun icinden gectigi hesaplanir.
Üç dakika gecer orta yasli bir adam muzisyenin caldigını farkeder. Yavaslar, bir kac saniyeligine durur ve sonrasında aceleyle ilerler yapacaklarindan geri kalmasın diye.
Bir dakika sonra kemanci ilk bir dolarlik bahşişinin alır; bir bayan parayi kemancının önünden gecerken atmis ve hic durmadan yoluna devam etmistir.
Bir kaç dakika sonra birisi dinlemek icin duvara yaslanır saatine bakar ve tekrar yürümeye baslar. Besbelli adam işine gec kalmıstır.
En cok dikkat eden ise üç yaşında bir cocuktur. Annesi alelacele çekiştiriken kendisini durup kemancıya bakar. Sonunda annesi kuvvetlice çekiştirir çoçuğu ve çoçuk sürekli arkasına bakarak yürümeye başlar. Bu olay diğer bir çok çoçuk tarafindan tekrarlanır,fakat istisnasiz tum ebeveyinler çoçuklarını yürümeye devam etmeye zorlar.
Kemancinin 45 dakikalik gosterisi boyunca sadece 6 kişi durup bir süre bekler. 20 kişi kendisine para verir, sonra yine normal bir sekilde yürümeye devam ederler. 32 dolar toplar kemanci. Gösterisi bitipte etrafa sessizlik hakim olduğunda hic kimse farketmez bile.Kimse alkışlamaz ya da tanımaz.
Kimse az önce dünyadaki eserler arasındakı en eşsiz parcayi, 3.5 milyon dolar değerindeki kemanıyla çalan bu kişinin dünyanın en yetenekli müzisyenlerinden Joshua Bell oldugunu farkına varmaz.
Bu olaydan iki gun önce biletlerinin ortalama 100 dolar oldugu konserin biletleri yok satmıstır.
Bu gercek bir hikayedir. Joshua Bell in bu metro istasyonunda kimligi belirsiz bir sekilde verdiği konser Washinton Post tarafindan algilama,zevk ve inanlarin önceliklerini kapsayan sosyal arastırmanın bir parcasi olarak tertip edilmistir.
http://www.youtube.com/watch?v=hnOPu0_YWhw&feature=player_embedded
Bazen gözümüzün önünde öyle olaylar cereyan ederki , dikkat etmezseniz, bırakın önemini kavramayı , farkına bile varmazsınız.
Tarih bilginiz varsa hiç bir olayın sebepsiz gerçekleşmediğini bilirsiniz.Yanlız her zaman bir gerçek sebep vardır, birde halk geneline açıklanan gerçek vardır. Halka açıklanan gerçekler genelde duruma göre sansürlenerek veya bu açıklamayı yapanın menfaatine göre kurgulanarak açıklanır. Eğer burada neden sonuç ilişkisini iyi göremezseniz, yapılan kurguya kanar ve toplum hayatınızda, ticari hayatınızda , dini hayatınızda da , siyasi fikirlerinizde de "Güdülürsünüz". Hemde olaylar gizlenmez aksine herşey tam gözünüzün önünde gerçekleşir. bakarsınız ama göremezsiniz. düşünürsünüz belki ama anlayamazsınız. Olay hakikaten çok önemlidir ama kavrayamazsınız.Zaten amaçta budur.Toplumun , gücü elinde tutanlar tarafından kendi menfaat ve talepleri doğrultusunda şekillendirmek. Kendi istedikleri gibi düşünmeleri , kendi istedikleri gibi yorumlamasını sağlamak
Konu bayanların motorsiklete oturma biçimi.Olay bu olayı şeriat hükümlerince değerlendirmek.Bu kararı kim ,neye dayandırarak verir ? verilen her karar hakikaten doğrumudur. ? veya bu kararları uygulamak gerekir mi. ? Bu kararları verenler hakikaten bu konulara vakıf insanlarmıdır. ? ve bu kişiler hakikaten aklı başında insanlarmıdır.?
Geçen sene mısırda hemde parlementoda çıkan " ölen eşle 6 saat içinde cinsel ilişkiye izin veren " kanunu yapanların sizce aklı, mantığı neresindedir.? kafalarının içinde beyin denilen organı ne için kullanır bu elemanlar.? hayat arkadaşını kaybeden bir eş durupta dur şununla çürümeden , son bir seks yapayım mı der.? Bu nasıl bir sapkınlıktır. Ve bunu islamiyet ile hangi kazkafalılar bağdaştırabilir. ki parlamento bunu yasa tasarısı olarak gündeme alır.Makamlar büyük , makamdaki insanlar artık küçüktür. hatta çoğuna insan bile denilemez. Hangi dini inancı olan ve aklı başında bir insan ölen eşiyle , böyle bir eyleme girişir.? Bırakın 5 vakit namazı, kafanızı secdeden kaldırmadan günlerce aylarca yıllarca namaz kılsanınız , bu eylemin mebalini ödeyebilirmisiniz ?
İslam akıl dinidir.Akıl ve mantığınıza uymayan bir uygulama yapmanız talep ediliyorsa yapmazsınız.belki sevap kazanmazsınız ama günahada girmezsiniz.Allah hepimizi makam ve mevkii sahibi "sapkınların" arızalı fikirlerinden uzak tutsun.
deli abim sana genel itibariyle katılmakla birlikte bu son cümlede biraz çekincelerim var
kimin mantığına veya kimin aklına bak hepimiz kendi mantığımıza göre yazıyoruz değil mi
ama arada tartışma çıkıyor
İHTİYAR
13 Ocak 2013, 14:00
İnançlar yani dogmalar ile tartışılamaz. Öyle diyorsa öyledir, sorgulamadan hatta okuyup incelemeden (çünkü okuyup incelemek sizi farklı bir fikre, algıya götürebilir) sadece ve sadece itaat etmeyi teslim olmayı gerektirir. Boru değil, tanrının sözü hiç üzerine laf söylenebilir mi?
En iyi teslim olanlar ise sağ fikriyattır. Siyasetçilerin en sevdiği kitlelerdir.
Amerikan destekli, manevi liderlerinin bile amerika da olduğu, dokunulmazlıkları kaldıracağız, başörtüsü sorununu çözeceğiz diye iktidara gelen, simit çay ile asgari ücret hesabı yapan, Bal gibi de onbinlerce gencimizin katili, ölümünden sorumlu 5 bin kişilik bir terör örgütünün lideriyle, önceleri görüşen şerefsizdir diyen, sonraları ben değil devlet görüştü diyen, şu sıralar psikolojik aldatmacalar yaparak terörist başı Apo diyemediklerinden İmralı tabirini kullanan bir iktidar partisinden bahsediyoruz değil mi ?
O katil ki, dağda, inler de sürekli diken üzerinde, ölüm korkusuyla yaşarken şu an Lcd televizyonu, sıcacık odasında, güvenliği had safhadaki bir adada, hala devletle pazarlıklar yapıyor.
Herşeyden devlet mi sorumlu ? Mesela geçen kaybettiğimiz madenci vatandaşları devlet mi öldürdü? Envai çeşit yasa da çıkarsalar iş ve işçi güvenliği için, tabi ki de ihmal ve denetimsizlikten öldüler.
Fakat ben bugün eve gelirken, "ulen elektrik parası 76 lira, doğalgaz 150 lira, cepte 150 lira var hangisini ödesem acaba" diye düşünmeme sebep olan o badem bıyıklı ve ekibidir. Bu dünyada benden büyüklerdir, güçlülerdir ama, öteki dünyada milyonlarca benim gibisinin elleri yakasında olacaktır.
otopsici
13 Ocak 2013, 15:27
Amerikan destekli, manevi liderlerinin bile amerika da olduğu, dokunulmazlıkları kaldıracağız, başörtüsü sorununu çözeceğiz diye iktidara gelen, simit çay ile asgari ücret hesabı yapan, Bal gibi de onbinlerce gencimizin katili, ölümünden sorumlu 5 bin kişilik bir terör örgütünün lideriyle, önceleri görüşen şerefsizdir diyen, sonraları ben değil devlet görüştü diyen, şu sıralar psikolojik aldatmacalar yaparak terörist başı Apo diyemediklerinden İmralı tabirini kullanan bir iktidar partisinden bahsediyoruz değil mi ?
O katil ki, dağda, inler de sürekli diken üzerinde, ölüm korkusuyla yaşarken şu an Lcd televizyonu, sıcacık odasında, güvenliği had safhadaki bir adada, hala devletle pazarlıklar yapıyor.
Herşeyden devlet mi sorumlu ? Mesela geçen kaybettiğimiz madenci vatandaşları devlet mi öldürdü? Envai çeşit yasa da çıkarsalar iş ve işçi güvenliği için, tabi ki de ihmal ve denetimsizlikten öldüler.
Fakat ben bugün eve gelirken, "ulen elektrik parası 76 lira, doğalgaz 150 lira, cepte 150 lira var hangisini ödesem acaba" diye düşünmeme sebep olan o badem bıyıklı ve ekibidir. Bu dünyada benden büyüklerdir, güçlülerdir ama, öteki dünyada milyonlarca benim gibisinin elleri yakasında olacaktır.
öyle deme canım kardeşim öyle deme
sen asgari ücretle bi tarafını yırtarak çalışırken
adamlar kendi çocuklarına 52 binlira aylık bağlıyor
sen kim sin ki senin ne haddine onlar hakkında ileri geri konuşmak
öyle deme canım kardeşim öyle deme
sen asgari ücretle bi tarafını yırtarak çalışırken
adamlar kendi çocuklarına 52 binlira aylık bağlıyor
sen kim sin ki senin ne haddine onlar hakkında ileri geri konuşmak
Varsın onlar çocuklarına gemi alsın, danışman yapsın maaş bağlasınlar. Benim kayınpederim bile koyu iktidar yandaşıyken, hatrı sayılır bir geliri olduğu halde, sırf kendi gibi olmayanların durumuna yakarıyorsa. Hacca gidip geldiği halde, bu adam müslüman değil, böyle müslümanlık mı olur diyebiliyorsa artık. Benim hala umudum var :)
Deli Çerkes
13 Ocak 2013, 22:09
Hesap zamanı geldiğinde herkez kendi hesabını kendisi vereceği için , kendi mantığına otopsici kardeşim. Varsın başkaları bunu anlamasın , varsın niyetini kimse göremesin. Önce kendi vicdanın.
Sosyal medayaya dülşen haberler doğruysa ( Kılıçdaroğlunun abisinin bekçi olması sebebiyle , kılıçlaroğlunu yüceltmek için yapılmış, sosyal medyaya yapılan bir servis gibi de görünüyor , bu yüzden bu üklede olanların detayı , dış basına düşmedikçe, her yazılana çizilene pek inanmıyorum.)
Bir başbakanın danışmanı hangi vasıflara sahip olmalıdır.? Sümeyye ERDOĞAN da bu vasıflara sahipmidir.?
Bu danılmanlık seçimini kim neye göre yapmaktadır. ?
O makamda birisinin bu şekil de bir uygulama yapması ETİK midir. ? Bundan önce bu ülkede veya bir başka ülkede böyle bir uygulama olmuşmudur?
Verilen maaşı kim neye göre belirlemiştir?
Başbakan kendi öz kızına ne danışmaktadır?
Bu olay ortaya çıktığı için başbakan kızının danışmanlık konumunu değiştirecekmidir ?
Kızı bu şekilde devletten maaş almaktan vicdan azabı duyuyormudur? Aldığı maaşı hakettiğinine inanıyormudur?
Tüm bu soruların cevabının derhal hükümetçe açıklanmasını beklerim ama nerdeeeee, Her zaman olduüğu gibi olay ,Pişkinliğe vurulacak, iki suni gündemle, bu olayda diğerleri gibi unutulanlar arasında yer alacaktır. başka ülkelerde hükümetleri devirecek veya onurlu ve şerefli vekilleri istifa ettirtecek skandallar, ülkemizde günlük normal olaydır. sadece iktidar değil diğer vekillerde farklı değil , Onur yok , şeref yok.İnsanlığın ve vicdanın kırıntısı bile yok. Ama makam var,güç var, para var, onura ve şerefe ne gerek var ?
Kanun mu yasaklıyor, değiştir.denetimden mi çekiniyorsa, kurumu kaldır veya soyacağın kurumu denetimden muaf tut.Askerden mi korkuyorsun , tık hapse, yargıdan mı korkuyorsun , yandaşları yerleştir. bunlarla mı Türkiye kalkınacak.? Kalkınan kim.? kalkınanları hepimizi görüyoruz.Onlara dünya güzel. Çünkü onlar bambaşka bir dünyada yaşıyorlar. Para var , huzur var ağa, Benzin değil 5 lira 55 lira olsa ne olacak.
Beyler bu devran böyledir. Dün chp, mhp, anap, refah , doğruyol ,Bugün ak partisi yarın zart partisi, zurt partisi hiç farketmez.Türkiyede siyaset kirlenmiştir. Toplum ahlakı bozulmuştur. bizi insan yapan mantık, vicdan ,ahlak vs vs kavramlar çürümüştür. Her yapanın yanına yaptıkları kar kalmıştır. Amerikanın istediği iktidara getirilir. Beyaz saraya biat edecek her kimse, o kişi yetkiyi alır. Muhalefet edenler mahkeme kararlarıyla lekelenir ve cezaevlerine gömülür. Amerikanın emir eri çalışan bu yönetici tayfasını i halk kendisinin seçtiğini ve bu seçtiklerinin ülkeyi yönettiğini zanneder.zaten kurgunun ve uygulanan tiyatronun sebebide budur. halkı uyutmak ve ürkütmeden , incitmeden yolmak. Kimse Türk halkının tamamının refahı için çalışan bir hükümet beklemesin.
Buradada mısırdada , cezayirde , libyada da ilerde suriyede de."Adalet ve kalkınma HAREKETİ" olan hiç bir yerde.
(Adalet ve kalkınma hareketi diye googledan aratın. Bakın bakalım karşınıza hangi ülkeler ve amerikanın hangi kurumları çıkacak)
rs_guven
13 Ocak 2013, 23:21
Hesap zamanı geldiğinde herkez kendi hesabını kendisi vereceği için , kendi mantığına otopsici kardeşim. Varsın başkaları bunu anlamasın , varsın niyetini kimse göremesin. Önce kendi vicdanın.
Sosyal medayaya dülşen haberler doğruysa ( Kılıçdaroğlunun abisinin bekçi olması sebebiyle , kılıçlaroğlunu yüceltmek için yapılmış, sosyal medyaya yapılan bir servis gibi de görünüyor , bu yüzden bu üklede olanların detayı , dış basına düşmedikçe, her yazılana çizilene pek inanmıyorum.)
Bir başbakanın danışmanı hangi vasıflara sahip olmalıdır.? Sümeyye ERDOĞAN da bu vasıflara sahipmidir.?
Bu danılmanlık seçimini kim neye göre yapmaktadır. ?
O makamda birisinin bu şekil de bir uygulama yapması ETİK midir. ? Bundan önce bu ülkede veya bir başka ülkede böyle bir uygulama olmuşmudur?
Verilen maaşı kim neye göre belirlemiştir?
Başbakan kendi öz kızına ne danışmaktadır?
Bu olay ortaya çıktığı için başbakan kızının danışmanlık konumunu değiştirecekmidir ?
Kızı bu şekilde devletten maaş almaktan vicdan azabı duyuyormudur? Aldığı maaşı hakettiğinine inanıyormudur?
Tüm bu soruların cevabının derhal hükümetçe açıklanmasını beklerim ama nerdeeeee, Her zaman olduüğu gibi olay ,Pişkinliğe vurulacak, iki suni gündemle, bu olayda diğerleri gibi unutulanlar arasında yer alacaktır. başka ülkelerde hükümetleri devirecek veya onurlu ve şerefli vekilleri istifa ettirtecek skandallar, ülkemizde günlük normal olaydır. sadece iktidar değil diğer vekillerde farklı değil , Onur yok , şeref yok.İnsanlığın ve vicdanın kırıntısı bile yok. Ama makam var,güç var, para var, onura ve şerefe ne gerek var ?
Kanun mu yasaklıyor, değiştir.denetimden mi çekiniyorsa, kurumu kaldır veya soyacağın kurumu denetimden muaf tut.Askerden mi korkuyorsun , tık hapse, yargıdan mı korkuyorsun , yandaşları yerleştir. bunlarla mı Türkiye kalkınacak.? Kalkınan kim.? kalkınanları hepimizi görüyoruz.Onlara dünya güzel. Çünkü onlar bambaşka bir dünyada yaşıyorlar. Para var , huzur var ağa, Benzin değil 5 lira 55 lira olsa ne olacak.
Beyler bu devran böyledir. Dün chp, mhp, anap, refah , doğruyol ,Bugün ak partisi yarın zart partisi, zurt partisi hiç farketmez.Türkiyede siyaset kirlenmiştir. Toplum ahlakı bozulmuştur. bizi insan yapan mantık, vicdan ,ahlak vs vs kavramlar çürümüştür. Her yapanın yanına yaptıkları kar kalmıştır. Amerikanın istediği iktidara getirilir. Beyaz saraya biat edecek her kimse, o kişi yetkiyi alır. Muhalefet edenler mahkeme kararlarıyla lekelenir ve cezaevlerine gömülür. Amerikanın emir eri çalışan bu yönetici tayfasını i halk kendisinin seçtiğini ve bu seçtiklerinin ülkeyi yönettiğini zanneder.zaten kurgunun ve uygulanan tiyatronun sebebide budur. halkı uyutmak ve ürkütmeden , incitmeden yolmak. Kimse Türk halkının tamamının refahı için çalışan bir hükümet beklemesin.
Buradada mısırdada , cezayirde , libyada da ilerde suriyede de."Adalet ve kalkınma HAREKETİ" olan hiç bir yerde.
(Adalet ve kalkınma hareketi diye googledan aratın. Bakın bakalım karşınıza hangi ülkeler ve amerikanın hangi kurumları çıkacak)
Çok uzun yazıyorsunuz ama güzel yazıyorsunuz :)
Bana sorarsanız, halkın geneli, nasıl bir lider istediğinin farkında bile değil. (Bende dahil)
başörtüsü inançla alakalı bir mesele,
Hiç öyle degil, tamamen siyasi bir mesele.
Kendi ideolojisini hakim hale getirmek isteyenlerin bayrak yaptigi ve insanlari sokaga salarak mesele haline getirdigi,
ideoloji hakim olunca da üstünün örtüldügü sazanlarin yedigi bir mesele bu basörtüsü meselesi.
Mesele bir zihniyeti iktidara getirmekti ve oldu.
Farkli düsünenler, basörtüsü ve dolayisiyla din düsmani ilan edilerek itibarsizlastirildi.
Meselenin bayraktarlari olarak lanse edilenler de su an ülkeyi yönetiyorlar.
Hem de tam 10 yildir.
Ne degisti
Basörtüsü talepleri karsilik mi buldu?
Hani nerde cuma namazi eylemcileri
Hani nerde kamuda türban serbestisi?
Hayaldi gerçek mi oldu?
Hayir
Dedigim gibi mesele siyasiydi.
Bir zihniyeti iktidara getirmek için yapilan bir oyundu.
Memleket yangin yerine çevrildi.
Iktidar teslim alindi.
ertesi gün ne basörtüsü meselesi kaldi, ne din ne iman.
En son kaç yil önce basörtüsü tartismasi duydunuz?:wiinkk:
KUVVETMİRA
14 Ocak 2013, 01:58
Dedigim gibi mesele siyasiydi.
Bir zihniyeti iktidara getirmek için yapilan bir oyundu.
Memleket yangin yerine çevrildi.
Iktidar teslim alindi.
ertesi gün ne basörtüsü meselesi kaldi, ne din ne iman.
En son kaç yil önce basörtüsü tartismasi duydunuz?:wiinkk:
bu halini pek beğenmediniz galiba.
nasıl bir başörtüsü meselesi arzulardınız efenim?
elbette işin siyasi boyutu olacak.
tabiki müslümanlar siyaset yapacak, yapmalı.
ikna odalarını, üniversitede başörtüsü yasağını "farklı düşünmek" olarak değerlendiriyor gibisin.
farkedileceği üzere mütemadiyen konunun gelip kitlendiği nokta tartışmaya çok açık olmayan "dünya görüşü" hadisesidir.
bu konuda birbirimize kafamızdaki müslüman ya da vatandaş profilini dayatmaktan vazgeçecek noktaya ne zaman geleceğimizi bilemiyorum.
birlikte yaşayabilmek için ilk şart bu.
umarım anlaşılmışımdır.
bu halini pek beğenmediniz galiba.
nasıl bir başörtüsü meselesi arzulardınız efenim?
elbette işin siyasi boyutu olacak.
tabiki müslümanlar siyaset yapacak, yapmalı.
ikna odalarını, üniversitede başörtüsü yasağını "farklı düşünmek" olarak değerlendiriyor gibisin.
farkedileceği üzere mütemadiyen konunun gelip kitlendiği nokta tartışmaya çok açık olmayan "dünya görüşü" hadisesidir.
bu konuda birbirimize kafamızdaki müslüman ya da vatandaş profilini dayatmaktan vazgeçecek noktaya ne zaman geleceğimizi bilemiyorum.
birlikte yaşayabilmek için ilk şart bu.
umarım anlaşılmışımdır.
Kivirmayalim konuyu degistirmeyelim.
Tekrar soralim.
Madem Türkiye'nin basörtüsü meselesi vardi.
Ne oldu o meseleye?
çözüldümü?
KUVVETMİRA
14 Ocak 2013, 23:18
Kivirmayalim konuyu degistirmeyelim.
Tekrar soralim.
Madem Türkiye'nin basörtüsü meselesi vardi.
Ne oldu o meseleye?
çözüldümü?
kıvırmak da nereden çıktı yahu?
konunun tam göbeğindeyim.
yıllar önceki bir mesajında sen de zamanında başörtüsü eylemine destek verdiğini yazmıştın.
takdir ettik, aktivizmine sağlık.
ama problem hala muğlak.
düşmanlık derecesinde başörtüsü karşıtı ve ikna odalarının mimarı nur serter'i de ihtiva eden chp grubu yasayı anayasa mahkemesine taşıyarak düzenlemeye taş koymaya devam etmektedir.
benim başım açık, hatta biraz da keldir. kendim için birşey istemiyorum yani.
mücadeleye devam.
okumuş yazmış, kafası çalışan, yürekli bellediğimiz adamlar da bu davaya omuz vereceğine paranoid yobaz hissiyatıyla işi rejim tartışmasına götürüp özgürleşmenin önünde beton bloklar gibi duruyor.
türkiye'nin rejim sorunu yoktur.
türkiye'nin demokrasi, eğitim, sağlık, özgürlük sorunu vardır.
türkiye'nin asgari ücret, vergi mevzuatı, sosyal güvence sorunu vardır.
türkiye'nin 6.sınıf beden eğitimi dersinde askeri yanaşık düzen eğitimi alma sorunu vardır.
türkiye'nin her bir ferdinin yıllarca her allahın günü "andımız" denen travmatik kemalizm propagandasına maruz kalma sorunu vardır.
ve hepsinin çözümünü çıkmaza sokan yobazlık, tahakküm ve dayatma sorunu vardır bu ülkenin.
Bugüne kadar ki hiç bir hükümetin yapmadığı kadar yasa çıkaran, yasa hükmünde kararname çıkaran, 10 yıldır tek başına iktidar olan bir hükümetin yine 10 yıldır memleketi düzeltememesinin tek nedeni CHP'ymiş böylece öğrenmiş olduk.
Hedef 2023 deyince de dalga geçiyoruz diye kızıyorsunuz. Adamlar sizinle dalga geçiyor onlara kızan yok ama :)
KUVVETMİRA
15 Ocak 2013, 00:22
nasreddin hoca iştirak ettiği bir davette ev sahibinden sirke istemiş.
iki çeşit sirke getirmişler, hangisini beğenirse ondan yesin deyü.
hoca birini tatmış, yüzünü buruşturmuş.
demiş -doldur öbüründen.
işte vatandaş ve akp'nin durumu.
vatandaş idareyi;
kuru kemalizm söylemi üzerinden politika üreten,
hayali rejim düşmanları üretip 1920 atmosferini diri tutmaya çalışan,
çözümün değil çözümsüzlüğün parçası,
islami motiflere alerjili elitistlere vermek istemiyor.
nerden mi biliyorum? :)
toomuchcc
15 Ocak 2013, 08:14
Internette bulamıyorum. Hatırladığım kadarıyla yazacağım bilenler bilir.
Deniz Baykal'ın bir konuşması vardı bundan bir kaç yıl evvel. Alandaki insanlara sesleniyor... Tam olarak yazacağım gibi değildi ancak buna benzer birşeydi: "Size verdikleri ekmeği, pilavı alın ama oooooooyyy, oy sakın haaa atmayıııııınn!!". Uzattığım yerleri aynen o şekilde söylüyordu. Kelimesi kelimesine doğru olmayabilir tekrar diyorum.
Ben bu konuşmayı izledikten sonra türk siyasetinden umudumu kestim. Artık ülkemin hangi durumda olduğu beni pek ilgilendirmiyor, Buna kafa patlatmıyorum. Zira kafa patlatmasını umduğum, 'lider' olarak düşündüğüm insanların böyle yukardaki gibi sanki 0-6 yaş arasına hitap ediyormuşcasına, vizyonsuz, beş para etmez politikalar ürettiğini görünce dedim artık tamam, bitmiştir.
Takımın sahaya çıkar, karşı takımdan 10 gol yersin, çoğu taraftar hemen karşı takıma saydırmaya başlar. Bi dur. Bi bak bakalım kendi takımın ne yaptı. Oynayabileceğinin en iyisini verdi mi. Akıllıca hareket etti mi, naaptı bi dur bak, değil mi?
Bugün CHP'ye sorsak 2100 yılında Türkiye'yi nerde görmek istiyorsunuz diye, alacağı cevabın kendisini memnun edeceğini düşünen biri var mı burda?
Ülkemizdeki sorunları buraya yazan insanlar bu sorunların çözümünü yazmıyorlar nedense. Baştaki parti tüm bu sorunların yegane nedeni ve sizi dinlemiyor diyelim. Peki alternatifiniz nedir? Var mı? Bunu kendinize yanıtlayın. Ben şahsen bir seçenek göremiyorum.
Zamanında meydanı boş bırakan insanlara kızın. Boş meydanı görüp oraya yerleşen, sonra da benim dediğim gibi olacak diyenlere değil.
Konunun açılma nedenine gelirsek eğer.. Ben dinleri kabul eden biri değilim. Tüm dinler 'beni Allah/Yaratıcı' gönderdi diyen bir 'ölümlünün' eseridir bana göre. Dinlerin insanları birbirine düşürmekten, savaş getirmekten başka bir yararı olmamıştır. Avcunuzu açıp 'teşekkür etmek' için bir dine mensup olmanız gerekmiyor. Ayrıca bir cep telefonu alıp, iki sene kullandıktan sonra yenisini alan biri, neden 1500 yıl önce çıkmış birşeye hala inanır, bu bana garip gelmekte. 1500 yıl önce yaşamış insanların 'inanmaya' ihtiyacı vardı. Zira ellerinde ne elektrik, ne gazete, ne müzik, ne internet, hiçbirşey yoktu. Ayrıca 10 kişi kulaktan kulağa oyna, bi uçtan söylenen diğer uçtan aynı şekilde çıkmıyor. 1500 yıldan bahsediyoruz... (veya 2000, hristiyansanız...)
Yine de saygım vardır, bundan fazlasını konuşmam. Dünya artık global bir yer. Türkiye'de yaşayan insanların istediği buysa bu olacaktır. Ülkemizde oy kullanan her iki kişiden birinin seçimi bellidir. Saygı duymak gerekir. Bundan fazlası da olmaz. Zira dediğim gibi, bundan fazlasını yapmasını umduğunuz insanların tavırlarını görünce, zaten artık buna kasmanın bir fayda etmeyeceğini anlıyorsunuz.
Kadınların haklarını ben savunacak değilim. Boğulurken hazır olda durmazsınız değil mi? Iranlı kadınların videolarını biliyorum, başka kadınların üzerine taş attıkları... Seni yaratan yukardan seni izliyor. Yaptığın şeye inancın yoksa, ben bunu yapmıyorum diyebilir, çok büyük insanların tepkisini çekebilir ve öldürülebilirsiniz. Ama asıl bu "Allah adına ölmek" olmaz mı, sanılanın aksine?
Ben çırılçıplak kadın da görmek isterim, kapalı kadın da. Yeter ki kendi tercihi olsun. Zorbalıkla yapmasın. Vajina, penis, kol, bacak.. Hepsi ölünce toprak. Şahsen günümüz koşullarında simsiyahlar içinde bir kadın görmek beni biraz üzüyor. Öte yandan bir oyun fuarında oyun yapan bir firmanın standında neden bikinili bir kız durur, bana bu da garip gelmekte. Kapanan kadın ucuz olduğu için kapatılıyor da, diğeri kaliteli diye mi açılıyor? Seksist yaklaşımlar heryerde yanlış.
En büyük sorun ise ego. Başkasına hava atma isteği. Kişi olaylara kendisi ve kendisini yaratan nezninde bakabilse çoğu problem kendiliğinden ortadan kalkacak ama yok, illa birilerinin ezilmesi lazım, diğerleri kendilerini daha iyi hissedebilsin diye.
Vatandaş idareyi;
Dokunulmazlıkları kaldıracağız deyip kaldırmayan,
Terörist başıyla pazarlık yapan,
780 lira asgari ücreti vatandaşına reva gören, simit çayla hesap yapan,
Bunlar koyun bile güdemezler deyip, 70 milyonluk milleti yönetebildiğini sanan,
Kabadayı, kasımpaşalı eli maşalı, badem bıyıklı takımına da ananızı da aln gidin diyecektir.
acemi60
15 Ocak 2013, 21:09
Bu konularda yapılan tartışmalar spekülasyon ve hatta provokasyonlara son derece açık oluyor. Kimileri bu tür tartışmaları nemalanma fırsatı olarak görüyor. Gereksiz polemiklerden kaçınmak için konuyu genel olarak ele almak faydalı olabilir. Öncelikle İslam dini açısından sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için çok değer verdiğim bir Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenine konuyu sordum. İslam dini açısından motosiklette bu şekilde seyahat etmenin uygun sayılmayacağını söyledi. Benim açımdan konu netleşmiş oldu. Şimdi gelelim konunun diğer boyutlarına;
Müslümanlar açısından;
1) Dinen uygun olmadığı için arkada kadın artçıyla seyahat etmez.
2) Arkada kadın artçı ile seyahat etmekte sakınca görmüyorum der. Ve seyahat eder. Yasak koymak İnsan haklarını ihlal etmek olacaktır. Konunu dini boyutlarının tartışılması apayrı bir şeydir.
Müslüman olmayanlar açısından;
1) Arkasına kadın artçı alarak seyahat etmekte bir mahsur görmüyorsa bir yasak koymak İnsan haklarını ihlal etmek olacaktır.
İnsanların birbirini yok sayması çatışma getirir. Hoşgörü, anlayış ve insan haklarına saygı ise huzur getirir. Ne yazık ki insanlık aradığı huzuru bulamamaktadır. Çünkü bunu istemeyen çıkarına uygun bulmayanlar her zaman vardır ve olacaktır.
alp_tunay
15 Ocak 2013, 21:26
kıvırmak da nereden çıktı yahu?
konunun tam göbeğindeyim.türkiye'nin rejim sorunu yoktur.
türkiye'nin demokrasi, eğitim, sağlık, özgürlük sorunu vardır.
türkiye'nin asgari ücret, vergi mevzuatı, sosyal güvence sorunu vardır.
türkiye'nin 6.sınıf beden eğitimi dersinde askeri yanaşık düzen eğitimi alma sorunu vardır.
türkiye'nin her bir ferdinin yıllarca her allahın günü "andımız" denen travmatik kemalizm propagandasına maruz kalma sorunu vardır.
ve hepsinin çözümünü çıkmaza sokan yobazlık, tahakküm ve dayatma sorunu vardır bu ülkenin.
Yahu o andı yıllarca okudun da ne oldu...
Bak şimdiki haline...
Görüşünü değiştirmiş mi?....
Aksine daha da hırslanmışın Atatürk e....
Eee..Başkaları için ne sakınca görüyon da her konuda bunu dile getiriyon?....
Özgürlük sorunu var diyon ama her konuda istediğini söylüyon...
Eskiden SAYIN kelimesi bile adamı ipe götürürken şimdi pastalı börekli , TV li (allah bilir internetli Tv dir) ziyaretler bile normal karşılanıyor...
3 tane kadın bozuntusunun cesedine İNSANİ YAKLAŞIM sergilenebiliyor....
Eee Hani özgürlük yoktu?... ;)
Yakındır... Sabret... Bu memleketin vatandaşı ilginçtir....
Bir bakarsın barajı bile aşamaz duruma gelirler...
Çok yaşandı bu durum.... :bounce:
Vatandaş idareyi;
Dokunulmazlıkları kaldıracağız deyip kaldırmayan,
Terörist başıyla pazarlık yapan,
780 lira asgari ücreti vatandaşına reva gören, simit çayla hesap yapan,
Bunlar koyun bile güdemezler deyip, 70 milyonluk milleti yönetebildiğini sanan,
Kabadayı, kasımpaşalı eli maşalı, badem bıyıklı takımına da ananızı da aln gidin diyecektir.
Hay ağzına sağlık ... Daha neler var da Özgürlük yok ya... Söyleyemiyoz :queen:
Zaten sıkıldım bu macunun her konuda propaganda yapıp Atatürk hakkında atıp tutmasından....
Yahu yazı yazarken bile sitenin sol üst köşesindeki Atatürk resmini bile görmezlikten geliyor yahu....
allpower
15 Ocak 2013, 22:39
şuan buradaki tartışmaya farklı bir pencereden, daha sağlıklı bakmamızı sağlayacak uzunca bir alıntıyla konuya noktayı koyabileceğimi umuyorum. (:
Seni tanımam ama bu dünyada ne olduğuyla ilgileniyorum.
Yapı ile ilgileniyorum Denetleme sistemleriyle ilgileniyorum,
Hayatımı kontrol eden ve hep kontrol etmeye çalışacak olan.
Özgürlük istiyorum! İstediğim bu! Senin de istemen gereken bu!
Her birimize ve hepimize bağlıdır koyverip gitmek, altetmek hırsı,
Nefreti, kıskançlığı ve tabii ki güvensizliği…
Çünkü bu bizi acınası ve küçük hissettiren temel bir denetleme mekanizmasıdır,
Böylece bağımsızlığımızdan, özgürlüğümüzden yazgımızdan isteyerek vazgeçeriz.
Kitlesel bir biçimde koşullandırıldığımızı anlamalıyız.
Meydan okumaya başla şu birleşik kölelik devletine!
21. yüzyıl yeni bir yüzyıl olacak, Köleliğin yüzyılı olmayacak yalanların
ve önemsizliğin, sınıf ayrımının, Devletçiliğin ve diğer denetleme
biçimlerinin yeni yüzyılı olmayacak.
Saf ve doğru bir şey için ayağa kalkan…
İnsanlığın çağı olacak.
Liberal Demokratla, tutucu Cumhuriyetçi sadece çöp yığınıdır.
Hepsi de seni denetlemek için.
Bir paranın iki yüzü gibi.
İki yönetici takımı denetim için çekişmekteler!
Kölelik Anonim Şirketinin yönetim kadrosu için.
Gerçek oralarda bir yerde önünde duruyor
ama yalanlar büfesinde sergiliyorlar onu!
walking life
yıllar önceki bir mesajında sen de zamanında başörtüsü eylemine destek verdiğini yazmıştın.
takdir ettik, aktivizmine sağlık.
Evet basörtüsü yasagi benim üniversite okudugum yillarda oldu ve eylem koyduk, nezarethanelerde çesitli problemler yasadik.
Hiç kimsenin egitim hakki engellenemez, hala ayni görüsteyim.
düşmanlık derecesinde başörtüsü karşıtı ve ikna odalarının mimarı nur serter'i de ihtiva eden chp grubu yasayı anayasa mahkemesine taşıyarak düzenlemeye taş koymaya devam etmektedir.
Ikna odalari sadece üniversitelerde var da bizim mi haberimiz yok.
Peki o kizlara basörtüsü takmayi dayatan ikna odalarini ne yapacagiz?
Hani millet de zannedecek ki bizim kizlar belli bir yasa gelince hemen basörtüsüne sariliyor.
Bu kadar kapali kiz kendi kendine örtündü.
Güldürme beni.
Ikna odalari hep vardi.
Sadece senin israrla vurguladigin tarzda degil.
Üniversiteye basi açik gelip 3 ay sonra kapanmak zorunda kalan onlarca kiz arkadasim var.
Hepsi o ikna odalarindan geçtiler.
Tek suçlari, o ikna odalarindan çocukken geçmemis olmak.
Bir çok evde var o senin dedigin ikna odalarindan.
Direktörlügünü de anne ve babalar yapiyor.
Onlarin becermedigi veya yapmadigini ise en geç üniversitede görüyor kizlarimiz.
Allah basimizdan eksik etmesin, deniz fenerinin büyük koruyucusu, seyrek biyikli asabi sahsiyet sayesinde ikna odalari ortaokullara indi.
Biz buna kisaca 4+4+4 diyoruz.
Kisacasi chp den umudum yok ama insallah bu ise saglam tas koyan vatan evlatlari çikarir bu memleket.
türkiye'nin her bir ferdinin yıllarca her allahın günü "andımız" denen travmatik kemalizm propagandasına maruz kalma sorunu vardır.
Andimiz;
Türküm, doğruyum, çalışkanım. Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk; açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Ne mutlu Türküm diyene.
Yukaridaki metinde itiraz ettigin konu ne anlamadim.
Vatani sevmek mi?
Milleti sevmek mi?
Küçükleri koruyan, büyükleri sayan bir neslin yetismesi mi?
Yükselmek, ileri gitmek isteyen bir millet mi?
Yoksa Türk olmaktan mutlu olmakmi?
Ne yahu?
:silent:
alp_tunay
16 Ocak 2013, 00:36
Andimiz;
Türküm, doğruyum, çalışkanım. Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk; açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Ne mutlu Türküm diyene.
Yukaridaki metinde itiraz ettigin konu ne anlamadim.
Vatani sevmek mi?
Milleti sevmek mi?
Küçükleri koruyan, büyükleri sayan bir neslin yetismesi mi?
Yükselmek, ileri gitmek isteyen bir millet mi?
Yoksa Türk olmaktan mutlu olmakmi?
Ne yahu?
:silent:
Kırmızı yazılı olan yere takılıyorlar....
Atatürk ün amacı başka ya...
İşlerine gelmediği için kabul etmiyorlar... :cat:
Kırmızı yazılı olan yere takılıyorlar....
Atatürk ün amacı başka ya...
İşlerine gelmediği için kabul etmiyorlar... :cat:
Ilkokula 1975 yilinin sonbaharinda basladim.
Her sabah bu metni okurduk.
Kisa zamanda ezberledik.
Acaip salakça gelirdi bu metin o zamanlar bana.
6-7 yasinda bir çocugun zekasina sahip olanlar içn hala salakça olmasi gayet dogal.
Küçükken anlayamiyorsun bazi verilmek istenen degerlerin anlamini.
O zamanlar o kadar anlamsiz bulmustum ki kim yazdi ulem bu metni diye bir ara arastirmistim.
Refik mi, Sefik'mi, yoksa Rüstü mü aklimda kalmamis ama galiba cumhuriyetin 10. yilinda yazmis,bunu yazan.
Atatürk'e hitaben yazilan bölüm ise o zamanlar yokmus.
70 li yillarda eklenmis.
Türkiye'nin bugünkü haline bakinca hiç bir ise yaramadigi bir gerçek.
Dünyanin heryerinde ise yarayan ve bir yemine sahip milletleri muhasir medeniyetler seviyesine çikaran metinler,
maalesef bizim ülkemizde bir ise yaramamis.
Bunun suçlusu da Atatürk oldu ya!
ölmem mi beni taslara vurun.
KUVVETMİRA
17 Ocak 2013, 00:32
Evet basörtüsü yasagi benim üniversite okudugum yillarda oldu ve eylem koyduk, nezarethanelerde çesitli problemler yasadik.
Hiç kimsenin egitim hakki engellenemez, hala ayni görüsteyim.
Ikna odalari sadece üniversitelerde var da bizim mi haberimiz yok.
Peki o kizlara basörtüsü takmayi dayatan ikna odalarini ne yapacagiz?
Hani millet de zannedecek ki bizim kizlar belli bir yasa gelince hemen basörtüsüne sariliyor.
Bu kadar kapali kiz kendi kendine örtündü.
Güldürme beni.
Ikna odalari hep vardi.
Sadece senin israrla vurguladigin tarzda degil.
Üniversiteye basi açik gelip 3 ay sonra kapanmak zorunda kalan onlarca kiz arkadasim var.
Hepsi o ikna odalarindan geçtiler.
Tek suçlari, o ikna odalarindan çocukken geçmemis olmak.
Bir çok evde var o senin dedigin ikna odalarindan.
Direktörlügünü de anne ve babalar yapiyor.
Onlarin becermedigi veya yapmadigini ise en geç üniversitede görüyor kizlarimiz.
Allah basimizdan eksik etmesin, deniz fenerinin büyük koruyucusu, seyrek biyikli asabi sahsiyet sayesinde ikna odalari ortaokullara indi.
Biz buna kisaca 4+4+4 diyoruz.
Kisacasi chp den umudum yok ama insallah bu ise saglam tas koyan vatan evlatlari çikarir bu memleket.
Andimiz;
Türküm, doğruyum, çalışkanım. Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk; açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Ne mutlu Türküm diyene.
Yukaridaki metinde itiraz ettigin konu ne anlamadim.
Vatani sevmek mi?
Milleti sevmek mi?
Küçükleri koruyan, büyükleri sayan bir neslin yetismesi mi?
Yükselmek, ileri gitmek isteyen bir millet mi?
Yoksa Türk olmaktan mutlu olmakmi?
Ne yahu?
:silent:
ailelerin çocuklarını inançları veya örfleri doğrultusunda yetiştirmesini bir insanlık suçu olan ikna odalarıyla nasıl eşdeğer tutabilirsin?
inanmak ve bu doğrultuda yaşamayı anlayamıyor musun?
üniversitede karşılaştığını iddia ettiğin bir diğer "ikna odası" hadisesini ise ne gördüm, ne duydum ne de sen söyleyince böyle birşeyin varlığına inandım. tut ki öyle birşey oldu, bu üniversite kapısında yaşanan, tehdit, tecrit, fişleme unsurları içeren "ikna odası" zorbalığını temize mi çıkarır?
ben "andımız"a itiraz ediyorum, "ee noolmuş yani mis gibi ant" gibi bir savunmayla karşılaşıyorum.
andımız dediğin boydan aşağı milliyetçilik ve kemalizm propagandası üzerine kaleme alınmış 3.sınıf bir metin.
milyonlarca çocuk binlerce kez "türküm, doğruyum, çalışkanım" diyerek ne türk oldular ne de dürüst ve çalışkan yurttaş.
milliyetçi olmadığımı da kemalist olmadığım gibi defaatle belirtmiştim.
milliyetçiliğin bir ideoloji olduğundan da bihabersiniz galiba.
fikrimce;
insanlar inançları, değerleri, hayat felsefesi ve dahi size hiçbir surette açıklama mecburiyetinde olmadığı keyfi ya da gayrikeyfi sebeplerden ötürü milliyetçi ideolojiye ve kemalizme tabi olmaya mecbur edilemez.
ve bu uğurda bütün bir milletin her bir ferdinin küçük yaşlardan itibaren yoğun bir propagandaya maruz bırakılması insan haklarına ve hürriyetine karşı işlenmiş bir suçtur.
işte benim "andımız"ı reddederken yaslandığım argüman.
Dünyanin heryerinde ise yarayan ve bir yemine sahip milletleri muhasir medeniyetler seviyesine çikaran metinler,
maalesef bizim ülkemizde bir ise yaramamis.
Bunun suçlusu da Atatürk oldu ya!
ölmem mi beni taslara vurun.
siz muasır medeniyetler seviyesine çocuklara papağan gibi tekrarlattırılan metinlerle ulaşıldığına inanadurun,
benden bugünlük bu kadar.
ailelerin çocuklarını inançları veya örfleri doğrultusunda yetiştirmesini
.
http://www.cnnturk.com/2012/guncel/12/27/tore.kurbani.cocuk.defnedildi/690360.0/index.html http://video.cnnturk.com/2012/haber/12/25/tecavuze-ugradi-akrabalari-onu-oldurdu http://www.cnnturk.com/2012/guncel/12/07/tecavuz.sonrasi.cinayete.beraat/687690.0/index.html http://www.cnnturk.com/2012/guncel/12/05/bosanmak.isteyen.adam.tore.kurbani.oldu/687396.0/index.html
*
Daha binlerce var.
Hani senin bile hay sizin yatistireceginiz çocugun diyecegin.
KUVVETMİRA
17 Ocak 2013, 01:44
http://www.cnnturk.com/2012/guncel/12/27/tore.kurbani.cocuk.defnedildi/690360.0/index.html http://video.cnnturk.com/2012/haber/12/25/tecavuze-ugradi-akrabalari-onu-oldurdu http://www.cnnturk.com/2012/guncel/12/07/tecavuz.sonrasi.cinayete.beraat/687690.0/index.html http://www.cnnturk.com/2012/guncel/12/05/bosanmak.isteyen.adam.tore.kurbani.oldu/687396.0/index.html
*
Daha binlerce var.
Hani senin bile hay sizin yatistireceginiz çocugun diyecegin.
korkarım anlayabileceğinden tek bir harf bile fazlasını izah edemiyorum.
gazetelerin töre cinayeti manşeti ile insanların çocuklarını inançları ve örfleri doğrultusunda yetiştirmesini eşleştiren hastalıklı bir zihnin var.
toplumun barbar adetleri varsa karşısında beraber duralım, ama bunu başörtüsü karşıtlığı için mesnet edinmek zavallılığına düşme.
yukarıdaki haber manşetlerinden ne mana çıkarttın?
aileler çocuklarını inançlarına göre değil kemalizm prensiplerine göre mi yetiştirmelidir diyorsun?
irfan kelimesi ile aynı kökten gelen "örf" töre cinayetinden ibaret, yokedilmesi gereken bir olgudur mu diyorsun?
bişey diyo musun?
yoksa sadece ulu atatürk'e biat etmekten ibaret bir hayat algın mı var?
benim öyle değil.
anla artık.
---------- Mesajlar birleştirildi - 23:44 ---------- bir önceki mesaj zamanı 23:22 ----------
dur bir de ben deneyeyim sizin tekrarlama suretiyle zihinlere nakşolma tekniğinizi;
fikrimce;
insanlar inançları, değerleri, hayat felsefesi ve dahi size hiçbir surette açıklama mecburiyetinde olmadığı keyfi ya da gayrikeyfi sebeplerden ötürü milliyetçi ideolojiye ve kemalizme tabi olmaya mecbur edilemez.
ve bu uğurda bütün bir milletin her bir ferdinin küçük yaşlardan itibaren yoğun bir propagandaya maruz bırakılması insan haklarına ve hürriyetine karşı işlenmiş bir suçtur.
işte benim "andımız"ı reddederken yaslandığım argüman.
korkarım anlayabileceğinden tek bir harf bile fazlasını izah edemiyorum.
gazetelerin töre cinayeti manşeti ile insanların çocuklarını inançları ve örfleri doğrultusunda yetiştirmesini eşleştiren hastalıklı bir zihnin var.
toplumun barbar adetleri varsa karşısında beraber duralım, ama bunu başörtüsü karşıtlığı için mesnet edinmek zavallılığına düşme.
yukarıdaki haber manşetlerinden ne mana çıkarttın?
aileler çocuklarını inançlarına göre değil kemalizm prensiplerine göre mi yetiştirmelidir diyorsun?
irfan kelimesi ile aynı kökten gelen "örf" töre cinayetinden ibaret, yokedilmesi gereken bir olgudur mu diyorsun?
bişey diyo musun?
yoksa sadece ulu atatürk'e biat etmekten ibaret bir hayat algın mı var?
benim öyle değil.
anla artık.
Bunca yazdiklarimizdan seni adam etmek istedigimiz gibi bir anlam mi çikardin?
:)
O kadar salakmi görünüyorum yahu?
:silent:
Yok kardes,
kendine fazla anlam yüklüyorsun.
Yazdigin argümanlara gönderme yapiyoruz sadece.
Amacimiz senin zannettigin gibi birilerini dizayn etmek falan da degil.
Burayi okuyan ve berrak beyinli gençlere farkli pencereleri gösteriyoruz.
Daha özet anlatacak olursak, hiç bir seye biat etmeyen bir nesil arzusundayiz.
Ne Atatürk'ün,
ne de kadinlarin bacak arasiyla ugrasip duran bir tanrinin pesindeyiz.
O toteme tapan sizsiniz.
Biz ifsa ediyoruz sadece.
KUVVETMİRA
17 Ocak 2013, 01:53
Bunca yazdiklarimizdan seni adam etmek istedigimiz gibi bir anlam mi çikardin?
:)
O kadar salakmi görünüyorum yahu?
:silent:
Yok kardes,
kendine fazla anlam yüklüyorsun.
Yazdigin argümanlara gönderme yapiyoruz sadece.
Amacimiz senin zannettigin gibi birilerini dizayn etmek falan da degil.
Burayi okuyan ve berrak beyinli gençlere farkli pencereleri gösteriyoruz.
Daha özet anlatacak olursak, hiç bir seye biat etmeyen bir nesil arzusundayiz.
Ne Atatürk'ün,
ne de kadinlarin bacak arasiyla ugrasip duran bir tanrinin pesindeyiz.
O toteme tapan sizsiniz.
Biz ifsa ediyoruz sadece.
ben senin neye taptığınla ya da ne giydiğinle ilgilenmiyorum.
senin ise tüm derdin benim neye inandığım, nasıl yaşadığım.
tüm politikanı bunu tasarlamak üzere türetmişsin,
bakıyorum tüm bu zorbalığın üstüne bir de inkarcısın.
(fatih'in burada 2.tekil şahıs olarak muhatap aldığı coq kişisi değil epeydir şiddetle eleştirdiği zihniyettir.)
Khutuck
18 Ocak 2013, 15:49
Anlamadığım bir nokta var.
Mükemmel bir kanun çıkartıyorsunuz, o kanunu uygulayan tüm ülkeler geri kalıyor, tüm toplumlar kendi aralarında ve başkalarıyla kavga ediyor, tüm mahkemeler bambaşka şeyler söylüyorlar, bambaşka kararlar veriyorlar. Herkes kanunu kullanarak başkalarını kandırıyor, dolandırıyor, kanun adına öldürüyor. Ama kime sorsanız "kanunda yazıyor" diyor.
Peki bu kanun nasıl mükemmel olabiliyor?
alp_tunay
19 Ocak 2013, 00:46
Anlamadığım bir nokta var.
Mükemmel bir kanun çıkartıyorsunuz, o kanunu uygulayan tüm ülkeler geri kalıyor, tüm toplumlar kendi aralarında ve başkalarıyla kavga ediyor, tüm mahkemeler bambaşka şeyler söylüyorlar, bambaşka kararlar veriyorlar. Herkes kanunu kullanarak başkalarını kandırıyor, dolandırıyor, kanun adına öldürüyor. Ama kime sorsanız "kanunda yazıyor" diyor.
Peki bu kanun nasıl mükemmel olabiliyor?
Maksat zaten ilerlemek değilki...
Herkes ne olduğunun farkında...
vBulletin v4.2.2, Copyright ©2000-2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by
vBSEO