Bindiğin motora layık olabilmek
Reklamlar
-
Motosiklet insana en yakın ve en kişisel ulaşım aracıdır. Onun üzerinde bulunduğun sürece, altındaki metal ve plastik bileşimin bir uzantısı olursun. Sen ona değil, o sana benzemeye başlar zamanla. Eğer bunun tersi bir durum oluyorsa bu işte bir yanlışlık var demektir.
İki teker araçlar, üzerindeki kişinin ruhsal yansımasıdır. Kendi kültürümüzü, canımızı, heyecanımızı kısacası tüm duygularımızı motosikletimize yansıtırız. Maceracı kişilerin özenle üzerinde oldukları motosikletler o kişiyle ilgili bize kısa bilgiler verir. Bu arkadaş özgürlüğünü kendi başına dağlarda tepelerde arıyor ve ona göre bir tercih yapmış deriz. Ya da mütevazı bir küçük scooterla dolaşan iki teker sevdalısı arkadaşımız kendi halinde ama mutlu bir şekilde yollarda sakince gazlıyordur. Bu örnekleri çoğaltmamız mümkün. Kendi içinde en fazla sürüş farklılığı gösteren ulaşım aracı motosiklettir.
Marka ve fiyat saplantısı
Ehliyeti alıp cebinde parası olan herkes eğitimle ilgili bir adım atmadan hemen en agresif motosikletlerin peşine düşüyor. Maalesef bu tip sürücüler çoğunlukta. Almak istediği o makinenin kendisini ne kadar güvenli taşıyacağından habersizler. Çünkü marka ve fiyat ölçülerine göre bir yol tutturmuşlar. Yanlış burada başlıyor. Hiç eğitim almadan, yol tecrübesi olmadan üzerine çıktığın motora ne kadar hâkim olabilirsin? Bunu sorgulayan yok!
Bilgi ve tecrübenin en pahalı motordan en baba markadan çok daha önce geldiğini anlamak için yollarda başımıza bir şeylerin mi gelmesi gerek? Tercih ettiğiniz motosiklete ne kadar layıksınız bunu hiç kendinize sordunuz mu? Sadece hava olsun diye aldığınız yüzlere varan beygir gücü motorlarla şehir içinde dolaşmak ne kadar doğru bir karar? Kullanım amacınıza uymayan modellerle sizi ve çevredeki trafiği riske sokan olumsuz tercihlerden nasıl mutlu olabilirsiniz?
Cezalar arttı
Yüksek devirli yarış tipi bir motor tercihi yapan arkadaşların Kemer taraflarına şiddetle ve hiddetle gaz açmaları, onların ne kadar usta motorcu olduğunu değil, ne kadar yanlış bir tercihte bulunduklarını gösteriyor. Neymiş; devirli motormuş, yavaş giderse su kaynatıyormuş… Bunu kanun koyucular da biliyor. Bu arkadaşlara radar ölçüsü farklı mı uygulanıyor? Tabii ki hayır. Sadece daha bol ceza puanı ve makbuz adınıza kesiliyor.
Motosiklet bizim bir parçamız, yaşam tarzımız. Tercihlerimizi doğru ve bilinçli yapmak, toplumda daha saygın bir yer bulmamıza sebep olur. 2016 senesinin başlamasıyla bazı trafik kurallarında da iyileştirmeler, Avrupa standartlarına uygun detaylar işlemeye başlayacak. Zamanla bazı şeylerin iyiye gideceği muhakkak, ama o zamana kadar dileriz iki tekerin sebep olacağı kazalarda yüreklerimiz yanmasın. Daha bilinçli sürücülerle daha güzel yarınlara hep beraber gaz açalım. Hayırlı bir yıl dileğimle, kaskınız ve aklınız başınızda, yolunuz, farınız ve şansınız açık olsun!
Motosikletli Yaşam - Alpaslan Apak - Motorcuların HULK abisi..
Kaynak: Milliyet Akdeniz
Reklamlar
-
-
Gayet açık, net ve başarılı bir yazı kaleminize sağlık.
2 adet motosikletim var Honda VTR 250 ve Honda CBR 600RR hafta içi şehir içinde 250 ile hafta sonu şehir dışı veya gezilere CBR 600RR ile çıkıyorum 600RR ihtiyaç değil zevk için alınmış bir motordur küçük şehirde kalkıp bunu ihtiyaç için aldım dersem yalan olur hafta sonu paşalar gibi 100 200 km şehir dışında kimseyi rahatsız etmeden 120 ila 150 arası hızla efendiler gibi turumu atar garaja çekerim her pazar bu şekilde. 21 Yıldır motosiklet kullanıyorum Allah cümlemizi korusun bugüne kadar küçük kaza bile yapmadım kazanın en büyük sebebi hızdır lütfen ekipmansız ve hızlı motosiklet kullanmayalım.
-
Cumali ALP adlı üyeden alıntı
Gayet açık, net ve başarılı bir yazı kaleminize sağlık.
2 adet motosikletim var Honda VTR 250 ve Honda CBR 600RR hafta içi şehir içinde 250 ile hafta sonu şehir dışı veya gezilere CBR 600RR ile çıkıyorum 600RR ihtiyaç değil zevk için alınmış bir motordur küçük şehirde kalkıp bunu ihtiyaç için aldım dersem yalan olur hafta sonu paşalar gibi 100 200 km şehir dışında kimseyi rahatsız etmeden 120 ila 150 arası hızla efendiler gibi turumu atar garaja çekerim her pazar bu şekilde. 21 Yıldır motosiklet kullanıyorum Allah cümlemizi korusun bugüne kadar küçük kaza bile yapmadım kazanın en büyük sebebi hızdır lütfen ekipmansız ve hızlı motosiklet kullanmayalım.
merhaba,
ben de bir kaç haftadır scooter kullanmaya başladım İstanul'da. kullanırken dikkatli olmak için sık sık yapılan kaza videolarını izliyorum ki ne hatalar yapılıyor, nelerden kaçınmak gerekir diye. fark ettiğim ise motor kazalarının en büyük sebebi motor sürücülerinin aşırı hızlı kullanmasıdır. 100-200 kilo ağırlığında motorların yüksek hızlarda yere tutunamadığı ve duramadığı pek göz önüne alınmıyor.
-
Milliyet Akdeniz bile olsa bir gazetede yazar olan adam bence biraz daha vurgulayıcı etkileyici yazılar yazmalı.
Söylediği şeyler yanlış demiyorum. Ancak okuduğum şey forumdaki x kişisinin yazdığından farksız. Yani hiç bir sözünden etkilenmedim. "Vay be" demedim. Bu forumda bile çok daha etkileyici yazan arkadaşlar var.
-
MotorKafa adlı üyeden alıntı
Milliyet Akdeniz bile olsa bir gazetede yazar olan adam bence biraz daha vurgulayıcı etkileyici yazılar yazmalı.
Söylediği şeyler yanlış demiyorum. Ancak okuduğum şey forumdaki x kişisinin yazdığından farksız. Yani hiç bir sözünden etkilenmedim. "Vay be" demedim. Bu forumda bile çok daha etkileyici yazan arkadaşlar var.
Biraz daha vurgulayıcı,etkileyici yazıları sizden bekliyoruz artık.
Hiç bir sözünden siz etkilenmeseniz bile istifade eden birileri illa ki oluyor.
Emeğe saygı lütfen.
-
Ben niye motora layık oluyorum? Eşyadır neticede. Motor bana layık olsun. Yerli yersiz güvenliğimi tehlikeye atmasın. Gazı açında gitsin, kontrayı verince yatsın, frene basınca dursun. Orda burda anlamsız arıza yapmasın. Beni yolda bırakmasın.
Ben sürüş becerilerimi geliştirmekten (ki yolu eğitim ve ardından bilinçli pratik) kendi sağlığımı korumak adına sorumluyum. Yoksa motor nedir alüminyum? Ona layık olmak ne saçma şeydir.
-
Cok kotu. Sehir icinde 12 dakikalik mesafeye 180 beygirlik motorla gidiyorum Ilk motorsikletimden sonra sahip oldugum hic bir motorsiklete "layik" degilim. Hatta kullandigim arabaya da "layik" degilim muhtemelen. Iyi de Ferrari, Lamborghini, Bugatti alan kac kisi o arabalara "layik" acaba?
Aldik egitim, izledik egitici videolar, okuduk egitici kitaplar, ama gunumuz 600cc ve uzeri naked vs SS motorsikletlere "layik" olmak icin yeterli degil ki. Neler mi lazim? Adamakilli yaris okulu, duzenli olarak pist gunlerine katilma, bunun icin de ful deri tulum, motoru piste hazirlama, lastik, vs. Bu da ciddi vakit ve para demek.
---------- Mesajlar birleştirildi - 01:44 ---------- bir önceki mesaj zamanı 01:35 ----------
MotorKafa adlı üyeden alıntı
Milliyet Akdeniz bile olsa bir gazetede yazar olan adam bence biraz daha vurgulayıcı etkileyici yazılar yazmalı.
Söylediği şeyler yanlış demiyorum. Ancak okuduğum şey forumdaki x kişisinin yazdığından farksız. Yani hiç bir sözünden etkilenmedim. "Vay be" demedim. Bu forumda bile çok daha etkileyici yazan arkadaşlar var.
Etkileyici olmasi bir yana yazim biraz zayif. Konu butunlugu ve akicilik eksik. Bir cumleden sonra alaksiz baska bir cumle geliyor mesela. Yaziyi okuyorken surekli vurgulamak istedigi noktayi aradim durdum yazarin, derken de yazi bitti.
Gerci zor is duzgun yazi yazmak. Bu tur konularda guzel yazilar lazim...
-
hasmet adlı üyeden alıntı
Yaziyi okuyorken surekli vurgulamak istedigi noktayi aradim durdum yazarin, derken de yazi bitti.
Yazıda ana fikir yok, ondan. Konu yazma becerisiyle ilgili değil. Yazarın aklında bir ana fikir olmamasından, sadece "Motor bizim hayatımız.", "Motorculuk kardeşlik." "Ayrıyken yıkılırız, berbarken dimdik." minvali sloganvari lafları ard arda dizip bir tema aktarmamasından kaynaklanıyor. Yani yazarın aklında bir ana fikir var da anlatamıyor değil, yazarın da anlatmaya çalıştığı bir konu yok. "Laf ola beri gele." der eskiler.
-
serdar23_Bilgem adlı üyeden alıntı
Biraz daha vurgulayıcı,etkileyici yazıları sizden bekliyoruz artık.
Hiç bir sözünden siz etkilenmeseniz bile istifade eden birileri illa ki oluyor.
Emeğe saygı lütfen.
Ben daha akıcı daha etkileyici yazıyorum demiş olsaydım bekleyebilirdiniz elbette
Ayrıca yazılanlardan istifade eden tabi ki vardır. Derdim zaten işin o kısmıyla alakalı değil, üstteki yorumumda da yazmıştım "söylediği şeyler yanlış demiyorum" diye.
Motosikletli Kaplumbağa...
-
İnsanoğlunun bir makineye layık olabilmesi diye bir şey olmaz, olamaz. Ve yukarıda yazının vurgusuzluğu ve ana fikirsizliği mevzusuna ben de katılıyorum, ayrıca birilerini eleştirmek için ille de yazar çizer ya da sanatçı olmak gerekmiyor, herkes şahsi hakaret içermedikçe birilerini dilediğince eleştirme hakkına sahiptir, kaldı ki siz bir yazı, şarkı, film kısaca bir eser meydana çıkarıp birileriyle paylaşıyorsanız, o dakikadan itibaren iyi ya da kötü her türden eleştiriye kendinizi ve eserinizi açmışsınız demektir.
Başlığı görünce ne layıklığıymış bakayım o, bu nasıl bir işmiş ki ben makineye layık olacam dedim, başlık tam olarak anlatılmak isteneni vurgulayamamış. zannımca yazar önce bir kendin doğru düzgün motor sürüşünü geliştir sonra büyük cc al demek istemiş ama yazı bu işi iyi anlatamamış, hele başlık hiç anlatamamış.
Bu yazıyı yazan kişiyi eleştirmek anlamında değil ama, memleket dahilinde genel olarak yazı çizi işlerinde bilhassa son yıllarda inanılmaz bir bozulma var, yozlaşma ve kültürsüzlük var, iki kitap açmamış adam, kadın yazarım diye geçiniyor, genel kültürü sıfır insanlar yorumcuyum diye otorite kesiliyorlar, hele hele halkın önünde olan gazete ve tv'lerde yazıp çizen, söz söyleyenlerin önemlice bir kısmının kalitesi yerlerde sürünüyor maalesef.
-
Layık olmak, sanırım motorsikletin sunduğu özellikleri hakkıyla kullanabilme anlamında.
Mesela yüz beygir üzeri bir SS'a:
1. Gerçekten ihtiyacın var mı? (Yani daha azı yetmeyecek mi, tatmin etmeyecek mi, yeteneğin geçti mi daha düşük seviyedekileri?)
2. Başına iş açmadan yola aktarabilecek deneyimin, pratiğin, eğitimin var mı?
Bu anlamda gayet mantıklı bir soru. Zannetmiyorum ben dahil bir çok sürücünün bu soruya evet diyebileceğini. Mutlaka var ama az.
-
Layık olmak yerine HÂKİM OLMAK olsaydı konu başlığı. Belki daha doğru bir tercih olurdu.
Okuyan herkesin farklı bir şeyler anlayacağını ve farklı düşüncelere sahip olacağını anlamak zor değil elbette.
Ama her insan kullandığı cihazların ve araçların bütününe hakimiyet kurabilse nerede nasıl tepki vereceğini hesaplasa emin olun ki işler çok daha farklı olacak. Mesela hava olsun diye bir markaya ait en üst telefonu alıp sadece alo demek ve mesajlaşmak için kullanmak gibi amaçlara hizmet ettirmek o telefonun hakkını vermemektir bence. Oysa o telefon ile oyun oynayabilir, gazete okuyabilir, mail alıp gönderebilir, program geliştirebilir, fotoğraf çekebilir, kısa film çekebilir, sosyal medya ile bağlantı kurabilir vs vs vs. Bence alınacak cihaz/araçların hakkını vermek o cihaza ne kadar hakim olduğunla ilgilidir.
Sanırım burada yazar arkadaşımızın konuya değinmek istediği şey budur.
Ki bu düşüncede ise ben de katıldığımı belirtmek isterim.
Hava olsun diye 1000cc bir makine alıp elektronik bir çok özellikten bihaber olup böyle bir makine ile yol yapacaksa biri, işte o kişiden korkulmalı bence. Hatta o kişi kendisinden korksa bence daha iyi olacak. Çünkü kendisini de hiçe saymış olacak bu kişi.
Demiş olup, saygı ve sevgilerimi sunuyorum
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)