Ormancı Türküsünün Doğduğu Belen Kahvesi'ndeydim
Reklamlar
-
Reklamlar
-
Seni unutmayacağız
Nur içinde yat
Güzel olmuş ellerine motoruna sağlık
Benim motor gitse bende Karlı Kayın Ormanına gidecem ama...
-
Herşey çok güzel.Belen kahvesine bizzat gidemedik ama senin sayende bizde gitmiş kadar olduk.İnşallah yaza beraber gideriz.Sen keşfet biz gezelim.Öptüm seni.Allah kaza bela vermesin.Sağlıcakla kal.BABAN
-
ya süper ama bu yaşıma kadar hatayın belen ilçesine ait zannederdim o türküyü demekki değilmiş
-
Moderatör (forrap)
Paylaştığın için teşekkürler...Aslında nerede olduğunu felan tarif etseydin keşke,belki gidip görmek isteyenler vardır
-
teşekkürler
ben giderim adım kalır dostlar beni hatırlasın
-
Teşekkürler arkadaşlar Belen Kahvesi Muğla merkeze 35 km Bayır ilçesinden 10 km içerde
Söz Uçar Yazı Kalır...:cat:
-
Eline gözüne sağlık.
-
güzel
güzel olmuş kardeşim..eline sağlık...
-
Hehe anlatımın ii olmuş ama şarkı sözlerini kesmeden devam etseydin resimlere bayaa güzel olurdu
-
-
bimeyen arkadaşlar için biraz daha açıklayıcı bilgi verseydin daha iyi olurdu bence hangi köyde , türkünün hikayesi vs ellerine sağlık yinede güzel olmuş
her şey mümkün değil
hiç bir şey de imkansız
-
merhaba güzel geziymiş mutlaka bende gidecem belene motosikletin güzelmiş bende aynından kullanıyorum
-
Uzaklarda bir güneş doğuyor!..
-
çok güzel yerler paylaşım için teşekkürler. nice gezilere
Korkarak yaşıyorsan yalnızca hayatı seyredersin
-
Moderatör (forrap)
Çıktım Belen Kahvesine: Ormancı Türküsünün Doğuşu
Muğla'nın Yatağan ilçesine bağlı Gevenes köyünde Mustafa Şahbudak adın da, 1922 yılında bir efe doğar. Babası ağadır, dolayısıyla Mustafa da bir ağa çocuğudur. Mustafa hiddetli bir kişiliğe sahiptir. Köy Muhtarı Tevfik Cezayirli en yakın canciğer arkadaşıdır. Herke bu ikilinin arkadaşlığına gıpta ile bakar Neredeyse her akşam köy kahvesinde bu iki arkadaş dama maçı düzenlerler iddialı ve dostça yapılan bu karşılaşmalar, kahvedekiler tarafından ilgi ile izlenir. Çünkü bu olayların mükafatını, izleyiciler almaktadır. 1946 yılı, Temmuz ayının sıcak bir gününde bu arkadaşlığa kan damlar, öfke seli karışır. Uğursu hadise cezaevinde sonuçlanarak, elli beş yıldır söylenegelen bir drama dönüşür.
Sıcak bir temmuz günü Mustafa Şahbudak, her zamanki gibi yine köy kahvesi ne gider. O sırada kahveye Muhtar Tevfik Cezayirli'yi görmeğe, Yatağan ilçe Milli Eğitim Müfettişi ile tahsildar gelmiştir. Muhtar olmadığı için misafirleri her zaman olduğu gibi, Mustafa Şahbudak ağırlama görevini üstlenir. İki misafiri alıp yemeğe götürür. Döndüklerinde Muhtar'ı kendilerini bekler görürler. O gün iki misafirden izin isteyip, yine dama tahtasının başına otururlar. Oyunun yarısında orman memuru, Mehmet İn, çıkagelir. Mehmet, sarhoştur. Bir gün önce, komşu olan Çiftlik köyünde yangın olmuştur. 1946 seçimlerinin evrakları Yatağan'a gönderilecektir. Seçim evrakını Yatağan'a, köy bekçisinin götürmesi zorunludur. Ormancı ise, yangın evrakının bir an önce ilçeye götürülmesi için, bekçiyi Muhtar'dan ister. Muhtar:
-Olmaz, daha acil olan seçim sonuçlarının ulaştırılması gerekiyor. Bekçiyi gönderemem der. Bunun üzerine Ormancı ile Muhtar arasında, bir tartışma başlar. Muhtar en sonunda:
-Ayıp ediyorsun Mehmet, bize müsaade et, der.
Ormancı kahveye girip tekrar geri döner, gelir. Dama masasını bir yumrukta darmadağın eder. Mustafa Şahbudak, bu davranışa tahammül edemez ve Ormancı'ya bir tokat atar. Olayın büyüyeceğini anlayan köylüler, adamı alıp sakinleşmesi için kahvenin arka tarafına götürürler. Ormancı oradan bağırarak küfürler savurmaktadır. Küfürler Mustafa Şahbudak'ın tahammül sınırını daha da zorlar. Yerinden kalkar, Ormancı'nın üzerine yürür. Ormancı Mehmet'in, kamasını çıkarıp Mustafa Şahbudak'ın sol kolunun pazısından yaralar. O zaman, Mustafa Şahbudak Ormancıyı korkutmak için, belindeki tabancayı çıkarır, yere doğru ateş eder. İşte ne olursa, o an olur!
Muhtar, Ormancı'nın ikinci kez kama vurmaması için elini tutar. Fakat, Mustafa Bey tetiği çoktan çekmiştir... Ormancı bunun üzerine kaçmaya başlar. Mustafa Şahbudak kaçmasın diye, bir el daha ateş eder. Bu ateş de öldürmek için değil, kaçmasına engel olmak içindir. ikinci atış üzerine Mehmet in, yere düşer.
Arka cebinde tabaka olduğu için, ona hiç bir şey olmaz. Bu arada ne yazık ki, Mustafa Şahbudak, kaza kurşunu ile dostu Tevfik'i vurur. O günlerin imkansızlıkları içerisinde Tevfik'i, tahta bir sal üzerinde Muğla devlet hastahanesine götürürler. Tevfik, çok kan kaybetmektedir. Mustafa, Doktor Veli Bey'e:
Babamın selamı var, bu adamı iyileştir. der.
Veli Bey:
-O ölecek, önce senin kolunu saralım. der. O sırada Tevfik eliyle işaret edip Mustafa'yı yanına çağırarak:
-Ben ölüyorum hakkını helal et. der.
Mustafa:
-Hayır, sen ölmeyeceksin! derken ağlamaya başlar. Aslında orada herkes efelerin ağlamadığını bilir. Ancak Mustafa, arkadaşının bu durumuna dayanamamıştır.
Gerçekten de biraz sonra Tevfik, hayata gözlerini kapar. Mustafa, en yakın arkadaşını öldürdüğü için polise teslim olur, Bu olay üzerine dört yıl ceza yer. Ceza. evindeyken her gece Tevfik rüyasına girer. Ancak Ormancı'ya kini gittikçe artar. Bu acı olaydan sonra köyde kalamayacağını anlayan Ormancı, tayin ister.
Kavaklıdere Orman Müdürlüğüne atanır. Aslen Marmarislidir. Emekliliğinden sonra oraya yerleşir. Doksanlı yılların başında, kendi memleketi olan Marmaris'te ölür.
Mustafa Şahbudak cezaevinden çıktıktan sonra, anılarla dolu o köyde yaşayamayacağını anlayıp, Muğla merkeze yerleşir.
Çok sevdiği, günlerini birlikte geçirdiği arkadaşını Muhtar Tevfik Cezayirli'yi tek
kurşunla öldürdüğünde arkada yirmi beş yaşında bir eş ve üç çocuk bırakır. Muhtar'ın eşi Pembe, bu acıya dayanamayınca birkaç yıl sonra aklı dengesini yitirir. Oğlanın biri İzmir'e yerleşir. Diğer oğlanla kız, köyde evlenirler ve hayatlarını orada sürdürmeye devam etmekteler.
Yıllardır her şeyi unutmaya çalışan Mustafa'ya bir gün arkadaşları, Tahir Usta adında bir değirmenciden bahsederler. Bu değirmenci, annesinin akrabasıdır. Değirmenci Tahir Usta aynı zamanda türkü de bestelemektedir. İşte Gevenes köyünde yaşanan bu acı olay da bu kişi tarafından bestelenmiştir. Düğünlerde okunan, herkesin diline düşen türkü ''Ormancıdır.'' Bir gün, radyodan duyduğu bu türkü ile unutmak istediği olayları, tekrar yaşar gibi olur. Radyoyu kapatır, bu türküden çok incinmiştir.
Ormancı türküde Ormancı adı ile, Mustafa Şahbudak ise ''Bay Mustafa" adı ile yer almıştır.
Ormancı Mehmet'in bir anlık sarhoşluğunun musibetini, yıllarca pişmanlık
duyarak ve memleketinde barınamayarak ödedi demek yanlış olur.
Çünkü o türkü yaşadığı müddetçe kötü adam olarak anılacaktır ve tarihe öyle geçecektir.*
ORMANCI TÜRKÜSÜ
Çıktım Belen kahvesine baktım ovaya
Bay Mustafa çağırdı, dam oynamaya,
Ormancı da gelir gelmez, yıkar masayı,
Söz dinlemez Ormancı, çekmiş kafayı
Aman Ormancı, canım Ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı
Gevenes' in ortasında, değirmen döner,
Değirmenin suları, dağından iner,
Ormancı'ya atılan kurşun, Tevfik' e döner,
Tevfik' in feryatları, yürekler deler,
Aman Ormancı, canım Ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı
Gevenes' in suları hoştur içmeye,
Üstünde köprüsü var, gelip geçmeye,
Tevfik' imi vurdular, hiç mi hiç yere,
Yazık ettin Ormancı, köyün iki gencine
Aman Ormancı, canım Ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı
*Derlemeyi yapan Kemal Erdinç.
1-Cumhuriyet Üniversitesi Türk Dili Okutmanı
kaynak; http://www.turkuler.com/hikayeler/ciktimbelen.asp
http://tr.wikipedia.org/wiki/Ormanc%...k%C3%BCs%C3%BC
-
iyi gezi olmuş ya (bizdede hatay ilesi var hatta belen geçiti diye gecer)güzel resim fuut sana katılıyorum şarkı sözleri devam etseidi dahada gzel olurdu..eline saglık
UZAKLARDA BİR GÜNEŞ DOGUYOR.
-
Güzel gezi olmuş kaptan.
"Forrap" verdiğin bilgiler için çok teşekkür ederim. Bu türküyü her dinleyişimde öyküsünü merak etmişimdir. Parmaklarına klavyene sağlık.
Kaptan sen de bu bilgilere vesile olduğun için sanada teşekkürler.
-
bende hepinize teşekkür ederim arkadaşlar gezdikçe sizinle paylaşacağım arkadaşlar.
Söz Uçar Yazı Kalır...:cat:
-
ormancı abi de tam sapık karizması var fotoya baksana cok komik.
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
Bu Konudaki Etiketler