Temizlikte Gazyağlı havlu sistemi.
Reklamlar
-
09 Haziran 2010, 20:17
#1
ARABAMIZI UZUN SÜRE YIKAMADAN NASIL TEMİZ TUTARIZ
Emek verip bin bir güçlükle temizlediğimiz çok sevgili arabamız, emin olun eğer dikkat etmezseniz 20 km sonra ilk kirli haline hemen dönüverir. Özellikle koyu renk araçların kısa sürede tozlanması ve kirli bir görünüme bürünmesi çok kolaydır. Bir iki saat uğraşıp şık şıkırdım çıkıyorsunuz yola, 10 dk lık bir yere gidiyorsunuz, bir bakıyorsunuz bir karış toz arabanın üstünde. Gönül istiyor ki her zaman pırıl pırıl olsun. Bunu da sağlamak biraz zor ama çok zor değil.
Özellikle şehrimiz Ankara etrafı açık kurak bir araziyle çevrili. Ne kadar inşaat az da olsa çevreden kalkan toz soluğu şehrin için de bizim arabalarımızın üzerinde alıyor. Bundan yalnızca arabasına titiz olanlar değil ev hanımları dahil herkes şikayetçi. Emin olun çoğu kişi hemen her gün toz almak zorunda. Evde işte her yerde. Diğer şehirlerde de aynı problemler var. Bizim tek şansımız Ankara’nın havasının kuru olması. Ya nemli şehirlerde yaşayanlar ne yapsın. Toz geliyor nemden olduğu gibi yapışıyor. Kuru yerlerde ise yarısı kayıp gidiyor. Dış ülkelerin birinde üç saat yağmur altında yol aldım. Vardığım yerde güneş açtı. Tır battı çıktı derken birde baktım ki pırıl pırıl. Konteynır değiştikten sonra yine dönüşte yağmur yağıyordu, dikkat ettim öndeki araçtan tertemiz su geliyordu ön cama. Toz kir namına hiçbir şey yok tertemiz. Burda beş dakika yağmur yağıyor. Havadaki yoldaki bütün toz kir arabanın üzerinde. Nerdeyse arabanın rengi değişiyor. Bu yağmur kiri ancak yıkanarak temizlenir ona yapacak bir şey yok. Ülkenin adı lazım değil. Milletçe sinir olduğumuz bir ülke milli maçtan dolayı. Dış ülkelerde dikkatimi çeken özelliklerden biriydi bu. Ama hepsinde değil. Artık aşmış ülkelerde.
Neyse konuyu dağıtmayalım; Şimdi içinizden diyorsunuzdur “amma uzattı sadede gel kardeşim, iyi ki bir şey söyleyecek, anlatıyor da anlatıyor”
Hemen bir adet eski yüz havlusu ediniyorsunuz. Evde eskimiş bir havlu mutlaka vardır. İki litre kadar lamba gazı alıyorsunuz. Hani eskiden elektrik kesintilerinde kullanıyorduk ya, kokusundan hemen tanırsınız. Diğer adı da gaz yağıdır. İmkanlara göre değişir, ben bunu beş litrelik su şişesinde yapıyorum. Geniş ağızlı bidonda olabilir. Havlunun bir köşesinden ip bağlamak için delik açın ve şişenin dibinden dışına kadar ulaşabilecek sağlam bir ip bağlayın. İp naylon çamaşır ipi olursa iyi olur. Gazın içerisinde eriyip kaybolmaz. İki litre gaz yağını şişeye boşaltın, havluyu ip dışarıda kalacak şekilde kıvırıp şişenin ağzında geçecek şekilde içine salın. Havlu tamamen girdikten sonra dışarı sıçramayacak şekilde çalkalayarak havlunun gaza batmasını sağlayın. İpin kuru diğer ucunu şişenin ağzına bağlayıp mümkün olduğu kadar kapağını kapayın ki bulunduğunuz ortamı kokutmasın. Şişeyi iki gün unutun. Arada bir gidip çalkalayın ki havlu gazı iyice çeksin içine. Üçüncü günün başında daha önce bahsetmiştim arabaya eldiven koyacaktınız ya işte o eldivenleri kullanarak ipin yardımıyla havluyu çıkarmadan önce bir tanede yanınızda huni bulundurun ki havluyu şişeden aldıktan sonra havlunun üzerinde ki gazı içine rahat sıkabilesiniz. Gazınızın kapağını kapatarak saklayın ileride sık sık lazım olacak. Havluyu sıktıktan sonra üzerindeki ipi çözüp güneş gören bir yere ipe serin. Onun kuruması da eğer güneşi uzun süre görüyorsa iki yada üç gün sürer. Arada bir çıplak parmağınızla kontrol edin. Eğer parmağınız ıslanıyorsa kurumamış demektir. Parmağınızın ıslanmadığı gün kurumuş demektir. Nemli bile olmayacak yoksa arabanın üzerinde iz bırakır. Tamamen kuruduğundan emin olduktan sonra yeni yıkayıp kuruladığınız arabayı (su damlası bile olmaması gerekiyor) Yukarıdan aşağıya bir kez hafif olarak ön cam hariç her yerini silin. Üst parçalardan sonra arada bir havluyu araçtan uzak bir yerde silkeleyin. Silme işlemi bittikten sonra havluyu tekrar silkeleyerek bir migros yada Tansaş poşetine koyarak ağzını hava almayacak şekilde bağlayın. Tabi ki silme işlemini yaparken eldivensiz yapmayın, yoksa eliniz sizi rahatsız edecek bir ölçüde gaz kokusuna sahip olur. Aklınızda soru işareti oluşmuş olabilir. Niye sıkı sıkı poşeti bağladık. Bunun sebebi havlunun havayla temasını keserek, havlu üzerindeki gazın terlemesini sağlamak. Bu ter sayesinde bir sene boyunca günde iki defa aynı havluyu sağlıklı olarak kullanabilirsiniz.
Yaklaşık yirmi yıldır aynı sistemle arabamı temiz tutuyorum. Ta ki yağmur yağana kadar. Her vakit bulduğumda havluyla arabayı üç dakika içinde yıkanmış kurulanmış halindeki görüntüsüne kavuşturmak hiç yorucu olmuyor, aynı zamanda aciliyet gerektiğinde ise kurtarıcı oluyor.
Gerçekten çok uzadı biliyorum ama bahsetmek istediğim bir iki son konu var ondan sonra bitecek. Ankara’da benimle aynı mesleği yapan arkadaşlarım bu konuda mazotlu püskül kullanıyorlar. İlk günlerde aynı işlemi yapıyor gibi gözükse de mazotlu püskül kullanımından sonra mutlaka arabayı nemli bir bezle silmek gerekiyor. Çünkü mazottaki yağ oranı oldukça yüksek. Araç fazla tozluysa sıvaşıp kalıyor. Bezle geçincede parlıyor fakat bu şıvaşan çamur çiziklere yol açtığı gibi, zaman içinde boyanın matlaşmasına da neden oluyor. Gaz ise boyayı besleyen bir maddedir. Sizde göreceksiniz. Çok tozlu olduğu bir zamanda gaz uygulamaya imkanınız olmasa bile kaygan bir zemin oluşturacağından kısa bir süre sonra araç üstündeki tozun büyük bir bölümünün kayıp gittiğine gözlerinizle şahit olacaksınız. Yapmanız gereken vakit buldukça gazlı havluyla aracınızı bastırmadan hafif bir şekilde silmek. Sık sık araçtan uzak bir yerde silkelemeyi unutmayın ki aracınızda havluda toplanan tozlardan ötürü çizilme gerçekleşmesin. Diğer bir tavsiye bunu güneş ve salya akıtan ağaçların altında yapmayın. Sadece gölge yerlerde uygulayın. Ön cama mümkün olduğunca uygulamayın. Uygularsanız mutlaka nemli bezle ön camınızı siliniz. Eğer yağmur yağarsa silgeçler silerken arkasında iz oluşturur ve görüşünüzü engeller. İlerleyen zamanda faydalarını gözle fark edilir bir şekilde göreceksiniz. Çoğu zaman kalabalık caddelerde aracın yanında beklerken insanlar soruyorlar. Hele tanıdıklar bu arabayı gün de kaç kez yıkadığıma kadar soruyorlar. Emin olun bazen havalar düzgün giderde yağmur yağmazsa bu benim siyah karakaçanı bir hafta idare ediyor. Daha öncede bahsi geçti, sulamak yöntemiyle ıslanmış yollardan yavaş yavaş geçiyorum, Yinede kirleniyor. Belden yukarısını bu havlu ile hallediyorum. Arada sırada yarım kova su dört lastik yaparak aracın uzun süre temiz görünmesini sağlayabiliyorum. Yine ilerleyen zamanda uyguladığınız gaz aracın üzerinde bir tabaka oluşturarak, yıkadığınız zaman suyun akıp gitmesine yardımcı olduğu gibi silerken de size zevk veren bir görüntüye sahip oluyor. Eğer bir yaz boyunca bu işlemi gerektiği gibi uygularsanız, kışın bazı yıkamalarda donar diye yıkamadıkları yerlerde “siz yıkayın benim aracım donmaz diyebilirsiniz” Diğer bir taraftan boyanızın gözenekleri de daimi temiz kalıp yaşam süreci uzar. Fazla su durmayacağından ötürü çürüme riski en aza iner. Aracınıza damlayan kuş haltları daha az zarar verir. Ağaç salyalarını daha kolay temizleyebilirsiniz. Tüm yapmanız gereken müsait oldukça bu havluyla aracınızın tozunu bastırmadan almanız. Tozu toz üstüne bindirmeden yapabilirseniz çok daha iyi. Ne kadar katman fazlalaşırsa çizik oranı o kadar yükselir. Eğer çok tozlu yerlerde geziyorsanız, altı ayda bir havlunuzu önce suyla yıkayıp temizledikten sonra tekrar gazlama işlemi yaparsanız, havlunuz daha da verimli olur. Bu işlemi püskül dede yapabilirsiniz. Fakat püskülün kirlenme süresi daha kısa, çünkü silkmeye imkan vermediği gibi püskülü oluşturan iplerde biriken toz çiziklere yol açıyor.
Arkadaşlar bu konu yaklaşık yirmi yıl önce edinilmiş bir bilgiye dayanıyor. Bu güne kadar faydasını gördüm zararını görmedim. Bazen unutup ön camı da silmekten başka. Kapı içlerine dahi uygulayabilirsiniz. Eskiden yaşı müsait olanlar hatırlar, iki üç ayda bir aracı gazla yıkatırdık. Boyanın rengi kendine gelirdi. Fakat bu bugün bir risk olabilir. Çünkü boyaların ve verniklerin formülleri değişti. Ama yukarıda bahsettiğim uygulamanın hiçbir riski yoktur. Bundan emin olabilirsiniz.
Trafikte şıkır şıkır tertemiz, gözleri alacak kadar parlayan voslar görmek umuduyla hepinize iyi günler diliyorum. Yolunuz açık voslarınız yakışıklı olsun......!!!!!!
NE YAPALIM BENİM Kİ BU YAŞTA BU KADAR PARLAYABİLİYOR. ÖNÜMÜZDEKİ SENE İNŞALLAH YENİ BOYAMIZA SAHİP OLACAĞIZ. ESKİ HALİNDEN ANCAK BİR SENEDE BU HALE GELEBİLDİ.... BUNA DA ŞÜKÜR...BANA GELDİĞİNDE TAMAMEN MAT BİR RENGE SAHİPTİ...!
VosvosTürk'den alıntıdır. Orjinali için tıklayınız.
http://www.vosvosturk.com/forum/1-vt...er=asc&start=0
Reklamlar
-
09 Haziran 2010, 20:34
#2
Eline saglik ama okumaktan yoruldum
[COLOR="Red"]Motorculuk saygi ve cilginligin arasindaki ince cizgide gitme beceresidir[/COLOR] Suzuki GS500 Gitti / Ducati Monster 900 Gitti / BMW F650 GS Gitti
-
09 Haziran 2010, 20:50
#3
Artik temizleyecek bi arabam yok
İç sesim dışardan duyulsa beni kurşuna dizersiniz..
-
09 Haziran 2010, 21:01
#4
Ben sabırla okudum ,ben de motorcuyum,okuyun vosvoslu amca 20 yıllık tecrübesini aktarmış.
-
09 Haziran 2010, 21:51
#5
Çok güzel bilgi. Ama ben okurken yoruldum siz nasıl yazdınız bilmem
Keway SS250 - Honda CBF250 - Honda CBF500 - Honda CBF600SA (Enj) - Honda XL650 Transalp - BMW F800GS - CBF1000
-
09 Haziran 2010, 22:03
#6
konu biraz uzatılmış iyicene ama güzel bir paylaşım olmuş bende yoruldum okurken..
paylaşım için teşekkürler
Hayat çok küçük bir olasılık ile gerçektir...
Bunu size kanıtlayabilirim !
-
09 Haziran 2010, 22:22
#7
Ben de yoruldum ,ilginç olan bu yazı bence, bilgi için okuyoruz mecburen, teşekkürler.
-
12 Haziran 2010, 01:14
#8
3 tane havlu yaptım,1 lt'lik yağ şişelerine sıkıştırdım gazyağı doldurdum,2 gün bekleteceğim,yarım gün kaldı.
-
12 Haziran 2010, 13:29
#9
bunu yıllar önce bir taksiciden duymuştum. ama yazıda amma uzun anlatılmış.
özet geçilebilirdi : havluyu 2 gün gazyağında bırakın iyice emsin, sonra 2 gün güneşe bırakın kurusun. ondan sonra bu havluyla yıkanmış temiz arabanızı silin dense aynı şeyi anlatırdı sanırım...
-
12 Haziran 2010, 15:09
#10
Yaa ben birşey sorucam.
Cantlarımızı ve zinciri,zincir etrafındaki zincir yağı sıçramış bölgeleri ''sentetik''tinerle silsek sorun çıkarmı...
Bakın selülezik değil,''sentetik olan''
"İnanç, görünmeyene inanmaktır. Görünmeyene inanırsanız kimsenin göremediğini görürsünüz" A. Şerif İZGÖREN
-
12 Haziran 2010, 15:15
#11
Bu yazı kesmedi dahası var mı diyenler için, oto yıkamacıya verilen talimatlar ve davranışları,aynı kişiden.
İç kısıma geçmeden önce dış yüzeyle ilgili eklemek istediğim bir iki şey var. Bu arada kimseden soru gelmedi.
Aracınızı sıkça yıkama yağlamada yıkatıyorsanız, istedikleri kadar sizin hakkınızda kıl diye düşünselerde mutlaka istediklerinizi yaptırın ve aracınızı her gittiğinizde aynı kişinin yıkamasını isteyin. Zamanla bu şahıs sizin isteklerinizi sizden daha iyi öğrenecek ve sizin kafanızda soru işareti kalmayacak şekilde aracınızı temizleyecektir. Sizden öğreneceği extra şeyler mutlaka vardır. Sizden öğrendiği herşey ileride onun rahat etmesini kaliteli ve aranan bir yıkamacı olmasını sağlayacaktır.
Bu tür yerlerde dikkatimi çeken hatalardan biri de aracınızı yıkamaya başlarlarken ilk olarak basınçlı suyla jantlara dalıyorlar. Mutlaka uyarın. Oraya girdikten sonra yıkanmadan geçecek 10 dakikalık bir zaman dilimi dahi olsa jantlarınızın özellikle diskli araçlarda disklerinizin ve kampanalarınızın soğuması için yeterli bir zamandır. Sıcakken basıyorlar soğuk suyu, bir iki kereden sonra disklerin gönyesi atıyor ve fren pedalı ayağınızın altına masaj yapmaya başlıyor. Yada eskiyse çatlıyor. Sıcaktan genleşmiş maddeye soğuk su uygularsanız mutlaka zarar verir. Ondan sonra sök diskleri tornaya yolla olmadı yenisi. Bir yıkama hatası yüzünden gitti iki tampon parası. Lütfen soğuyana kadar beklemesini yada üstten başlayarak en son jant ve lastiklere su tutması gerektiğini söyleyin.
Bazıları da çok anlarlar ya" bişey olmaz abi ya amma pimpirisin" derler. Onun gözünde arabanızın değeri sıfır, sizin değeriniz ise vereceğiniz tip kadardır o kadar. Yerin sahibinin de düşündüğü ne kadar çok araba girip çıkarsa o kadar kazançtır. Yoksa sizin arabanız zarar görmüş görmemiş umurlarında bile olmaz. Bu yüzden aracınızı korumak zorundasınız. Hele birde arabanızı bırakıp gidersiniz ya sonra alıcam diye..... yorum yok. Bundan farklı düşünen yerler ve yıkamacılar yok mu var. Ama yok denecek kadar az. İleriki zamanlarda onlardan da bahsedicem reklamsız....
Ben gittiğim zaman tam anlamıyla bir sinir harbi oluyor. Süngerle rica edicem diye başlıyoruz. Baştan daha harp başladı bir sıfır. Adam kurularken arabaya vurmaması gerektiğini söylüyoruz. Adam içinden çattık diyor duyuyorum. Ondan sonra başka bir hata gündeme geliyor. Sık sık bezi yıkamasını istiyorum. Üşeniyor arkamı döndükten sonra kendi kendine söylenmeye başlıyor. Etekleri siliyor aynı bezin yüzeyiyle tavanı silmeye kalkıyor ve şalterler atıyor. Yaklaşık on kere falan nazik bir dille "istersen bezi bi yıkada ondan sonra devam edersin" demek zorunda kalıyorum. Çünkü başladı bir kere bizim arabaya o bitirecek. Devamlı yıkattığım memnun olduğum elemanlar oldu. Sağolsunlar ilk zamanlar bana biraz kızdılar ama belli etmediler. Sonradan da bana hiç bir şey söyletmeden arabayı her zaman temiz ve titiz bir işlemle temizlediler. Teşekkürümü her türlü ifade ettim.
Bazen zaman yokluğundan veya yorgunluktan ben de sık sık belli başlı yerlere giderim. Arada bir de hiç gitmediğim veya yeni açılmış bir yere giderim. Sıra varsa girerim yoksa girmem. Sebebi sırada beklerken benden önceki arabaya nasıl davranıyorlar bakarım. Patron müdahele ediyor mu etmiyor mu incelerim. Bir keresinde adamın bir tanesi bir araba yıkadı gözümün önünde rüyalarıma girdi. Yukarıda saydığım bütün yanlışları yaptı. Öyle ki aynı bezle arada hiç yıkamadan bir kerede aracın dışını eteğini kapı içlerini en son camları içerden silerek arabayı bitirdi. Bahşişi de kaptı. Araç sahibi ne bilsin beş dakika sonra içerdeki camın kirinden önünü göremiyecek. Ne bilsin gece cama farların ışığı vurduğunda aşağı Mezopotamya haritasını görecek. Ne bilsin boyayı 400 numara zımparayla zımpara yapmış gibi çizdiğini. Ne bilsin bir iki yıkama sonra servise gidecek benim abs yavaş çalışıyor diye. Yazık çok yazık insanlar servet ödüyorlar bu araçlara. Sonra "abi senin anahtarı alabilir miyim?" dedi. Birde bizimkinin direksiyonuna oturacak. "Sağol canım almıyayım alana da mani olmıyayım" oradan ayrıldım. İki gün sonra patronu elçiliğe geldi. Sorun ne diye sormak için yeni açmışlardı. Tabi iki saatlik bir uygulamalı konferanstan sonra gitti. Üç ay sonra da kapandı.
Bazı yerlerde de çok güzel bekleme salonları yapmışlar gayet lüks. Televizyon var çay var klima var gazete var İleride internet de koyucaklar merak etmeyin. Helede kışsa hiç ordan çıkmak istemez canınız. Ama şunu unutmayın. Yıkarken rahat olmak için bunları yapıyorlar. En azından ben böyle düşünüyorum. Ama öylede yerler gördüm ve şu an Ankara'da var, aracınız gözünüzün önünde. Hem rahat bir yerdesiniz hem de aracınızı görebiliyorsunuz en ince ayrıntısına kadar.İstediğiniz zaman aracın yanına gidip müdahele edebiliyorsunuz. Bu güne kadar arabamı gözümün önünden hiç ayırmadım.
Onu bunu bilmem işi ehline yaptırcaksın derim kendi kendime. Herkesin bu konuda ki düşüncesine de saygı duyarım. Her zaman usta bulamayabilirsiniz, ama usta olmayanı da usta yapabilirsiniz. Küçücük uyarılarla......
Son olarak tabi yine iç kısıma geçemedik ama bunlarıda söylemeden geçmek istemedim, vaktinizi alıyorum kusuruma bakmayın. Nasıl ki siz aracınıza özen gösteriyorsunuz, onu gözünüz gibi koruyup yıpratmadan kullanmaya çalışıyorsunuz, nasıl ki devamlı gittiğiniz tamirciden aracınız için en iyisini yapmasını istiyorsun, ve bu doğrultuda arkadaş sonra akraba oluyorsunuz, kısaca herkesin kendisininkine olduğu kadar başkasının malınada saygı duymasını özen göstermesini bekliyorsunuz. Bu da sizin ve herkesin en doğal hakkı. Lütfen yediği ekmeğe saygı gösteren insanlarla çalışın. Az gibi gözüküyorlar ama varlar. Yeter ki bulun. Hali hazırda bulduklarınız gibi.... Voslu günler diliyorum....
---------- Mesaj ekleme zamanı: 14:15 ---------- İlk mesajı ekleme zamanı 14:12 ----------
m.şanveren adlı üyeden alıntı
Yaa ben birşey sorucam.
Cantlarımızı ve zinciri,zincir etrafındaki zincir yağı sıçramış bölgeleri ''sentetik''tinerle silsek sorun çıkarmı...
Bakın selülezik değil,''sentetik olan''
Selülozik vaya sentetik ikisi de aşındırıcı ve çatlatıcıdır, oring zincirler için kesinlikle öldürücüdür.
-
14 Haziran 2010, 03:06
#12
Gazlı bez zamanla boyayı matlaştırıyor onun için gazlı bezden sonra yıkayım kurusun cılayıda sürün kurusun sonra teflonlu bezle silin
Malımızı mülkümüzü bir horoz taşır,keyfimizi Sultan Mecit vapuru taşıyamaz
Drift Religion
-
14 Haziran 2010, 03:22
#13
Kuru gaz bu 2 gün havalandırılmış,uçmuş gaz tozu emiyor,besliyor boyayı 3 tane havlu yaptım bakalım yarın kırmızı araba üzerinde deneyeceğim,sonucu merak edin.
-
14 Haziran 2010, 03:22
#14
motorhocası adlı üyeden alıntı
Bu tür yerlerde dikkatimi çeken hatalardan biri de aracınızı yıkamaya başlarlarken ilk olarak basınçlı suyla jantlara dalıyorlar. Mutlaka uyarın. Oraya girdikten sonra yıkanmadan geçecek 10 dakikalık bir zaman dilimi dahi olsa jantlarınızın özellikle diskli araçlarda disklerinizin ve kampanalarınızın soğuması için yeterli bir zamandır. Sıcakken basıyorlar soğuk suyu, bir iki kereden sonra disklerin gönyesi atıyor ve fren pedalı ayağınızın altına masaj yapmaya başlıyor. Yada eskiyse çatlıyor. Sıcaktan genleşmiş maddeye soğuk su uygularsanız mutlaka zarar verir. Ondan sonra sök diskleri tornaya yolla olmadı yenisi. Bir yıkama hatası yüzünden gitti iki tampon parası. Lütfen soğuyana kadar beklemesini yada üstten başlayarak en son jant ve lastiklere su tutması gerektiğini söyleyin.
Bazen zaman yokluğundan veya yorgunluktan ben de sık sık belli başlı yerlere giderim. Arada bir de hiç gitmediğim veya yeni açılmış bir yere giderim. Sıra varsa girerim yoksa girmem. Sebebi sırada beklerken benden önceki arabaya nasıl davranıyorlar bakarım.
Sırada bekliyosanız zaten 10 dakkadan fazla bekleyeceksinizdir, disklere su tutma başta demenize gerek yok. Benzincilerdeki bedava yıkamalarda 20-30 dakka bile bekleniyor. Ayrıca uzun süre dik yokuş inmedikçe, yüksek süratten duruş yapmadıkça frenler aşırı ısınmaz
-
14 Haziran 2010, 03:27
#15
Motosiklet Eğitmeni
Allah'in 4 tekeri iste.
Bi de onu yikamaya mi ugrasacam.
Yagmurdan yagmura yikaniyor zaten.
Ne gerek var bir araba için bu kadar dert çekmeye.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
-
14 Haziran 2010, 03:33
#16
Adam diplomat şöförüymüş ,siyah renk araba için yapmış bir sistem,her zaman pırırl pırıl görünsün diye temiz aracı günde 2-3 kere havluyla siliyor pratik birşey bu, her zaman yeni yıkanmış gibi grenajlar.
-
14 Haziran 2010, 03:40
#17
Motosiklet Eğitmeni
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
-
26 Haziran 2010, 02:04
#18
''Yaklaşık yirmi yıldır aynı sistemle arabamı temiz tutuyorum. Ta ki yağmur yağana kadar.''
Yağmur yağmur... 3 gazlı havlu yaptım bir türlü kullanmak nasip olmadı.
-
26 Haziran 2010, 02:19
#19
eskiden taksicilerin kullandığı bir yöntemdir
-
26 Haziran 2010, 02:19
#20
Paylaşım için teşekkür , "Gazlı-Havlıu" tecrübenizden faydalanmak isterim. Deneyeceğim.
Adalet iki tarafı keskin kılıçtır. Eğer dokunmasını bilmezsen her iki tarafıda keser.
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)