Lastik basınçları ve sıcaklığı ile ilgili internette okuduğum bazı makalelerin içeriğini sizler için özetlemek istiyorum. Çünkü bu soğuk günlerde yol tutuş ile ilgili sorunlar yaşıyorum. Sanırım siz de soğuk havalarda lastiklerin takozlaştığını, hemen patinaja girdiğini farkediyorsunuz. Aşağıdakilerin çoğu asfalt üzerinde seyir için geçerlidir. Emniyetimiz için çok önemli bu konuyu biraz irdeleyelim şimdi.
Lastiklerin yolu tutuşunun, yani sürtünme katsayısının optimum olduğu bir sıcaklık vardır. Lastiğin yapıldığı maddenin yumuşayıp sürtünme katsayısının artması böylece mümkün olabiliyormuş, fazlaca ısınıp ta sakızlaşma da kaymaya yol açıyor elbette . Değişik lastikler için değişik sıcaklıklar sözkonusu. Örneğin Formula 1 otomobillerinin lastikleri yarış öncesinde 80 dereceye kadar ısıtılıyor, yarışta ise ulaştıkları ısı aralığı 100-110 derece santigrad olmalı. Oldukça sıcak yani. Bu sıcaklıların dışında performans çok kötü. Lastiklerin yolda giderken ısınmalarını sağlayan iki etmen var. Birincisi yolla olan gerçek sürtünme ve kaymalar. Yani elinizi hızlıca pantolonunuza sürttüğünüzde oluşan ısı. Isı kaynaklarının ikinci ve çok daha büyük paya sahip olanı lastiğin yola temas eden kısmının esnemesi ve bağlı bulunduğu lastik kısımlarında deformasyona yol açması ile oluşan fiziksel şekil değiştirmenin yarattığı ısı. Lastiği esas ısıtan bu deformasyondan oluşan ısı. En uygun yol tutuşu sağlayabilmek için lastikleri evin önünde elektrikli battaniyelere saramayacağımız için, ayrıca yarış takımlarındaki gibi bir lastik sıcaklığı ölçme aletimiz çoğumuzda olmadığı için pratik bir yönteme ihtiyacımız var.
Bildiğiniz gibi (veya yeni öğreniyorsunuz) lastikler inikse çok daha fazla ısınır, çünkü basan kısım çok fazla yamulur. Fazla şişikse soğuk kalır, çünkü çok az esnemektedir. Düşük veya yüksek basınçla sürmenin, özellikle lastik sıcaklığına ve dolayısıyla yol tutuşa olağanüstü etkileri mevcut. Pek çoğumuzun düşündüğü gibi inik lastiklerin temas alanı büyük olduğu için tutuşu arttırdığı fikri yanlıştır. Aksine yeni trend yağmurda, karda lastiklerin basıncının arttırılması gerektiği yönündedir (Ama bu, toprakta, cross country yaparken değişik bir şey, bilenler anlatsın). Lastik sıcaklığımızı ve optimum basınçta sürüp sürmediğimizi anlamanın basit bir yöntemi var: ön %10, arka %20. Biraz açalım şimdi..
Bahsedeceğim yöntem dış ısıdan bağımsızdır. Yani kışın da yazın da aynı şekilde yapıyoruz. Bildiğiniz gibi ısınan hava genleşir ve basıncı artar. Bu fizik kuralını kullanarak sıcaklık hakkında bir fikir sahibi olacağız. Şöyle: Lastikler soğukken (yani hiç sürülmemişken) basıncı ölçüyoruz ve fabrika değerlerine getiriyoruz. Sevdiğimiz ve en çok kullandığımız virajlı filan bir yolda bir süre (bu süreyi öğrenemedim, ama kısa bir süre sonra sıcaklık bir dengeye ulaşıyor) sürdükten sonra lastiklerin soğumasına hiç izin vermeden hemen basınçları ölçüyoruz. Ön lastikte %10'luk, arka lastikte %20'lik bir artış gözlemeliyiz. Yani mesela ön için 32.5 psi demiş kitapçık, biz geziden sonra 36 psi ölçersek tam isabet. Eğer beklenenden düşük, mesela 34 ölçüyorsak lastik çok şişik demektir, biz o 32.5 başlangıç değerini düşürüp bir daha deniyoruz.Beklenenden yüksek geliyorsa lastik çok fazla deforme olup fazla ısı üretiyor demek ki, 32.5 başlangıç değerini daha yüksek tutuyoruz. Arkalar için de temel aynı, ama gezi öncesi ve sonrası arası fark %20 olmalı. Motosiklet kitapçıklarında önerilen değerler sadece tahmini ve yaklaşık değerler. Bize uygun değer üzerine etkiyen faktörler şunlar: Bizim ve aksesuarlar eklediğimiz motorumuzun ağırlığı, lastiğimizin yaşı, eskiliği, Türkiye'in yolları, sürüş stilimiz. Yukarıda tarif ettiğim %10-%20 kuralı bu tür değişkenleri elimine ediyor, yani o haldeki motorumuz için üstünde biz varken gerekli basınç değerlerini belirliyoruz.
Bu yazımın biraz uzun, karışık ve teknik olduğunu kabul ediyorum ama lastik basınçlarını ayarlarken, hatta bunun içine en önemli unsur olan lastik sıcaklığı konusunu da katabilen en basit yöntem bu.
Lastiğiniz düz bassın, şasınız açık olsun.