Gel gelelim birazcık İstanbul Ankara ve Ankara Samsun yolculuğundan bahsedeyim. En azından RuzgarSA kesinlikle ilgileniyor.
Maalesef yol boyunca hiç fotoğraf çekmedim. Sadece yola çıkmadan önce 1 tane çektim o da yükümü gösteren foto.
http://img525.imageshack.us/img525/9712/img2918i.jpg
Bildiğiniz üzere temelli Samsun'a dönecek olmam sebebi ile motosikletimi nasıl götüreceğimi düşünmekte idim. Ailem sürerek gitmeme izin vermiyordu. Ancak ne olduysa bir akşam konuşurken önce Ankara'ya giderim (470km), 2-3 gün orada arkadaşlarda kalır oradan da Samsun'a geçerim (450km) diyerekten ikna oldular. Tabiki de nasihatlar başladı. Hızlı gitme, bol bol mola ver ve her molada bizi ara diye. Bunun üzerine 1 Temmuz pazar sabahı yola çıkma kararı aldım. Sabah 6.30 da kalktım, duşumu alıp yolluğumu hazırladıktan sonra yaklaşık 8.30 civarında yola koyuldum. Öncelikle benzinliğe uğrayarak depoyu doldurdum ve lastik hava kontrollerini yaptıktan sonra yola koyuldum. Bildiğiniz üzere İstanbul Ankara yolunun tamamı otoban. İstanbul Ankara boyunca ilk bu kadar uzun yolculuğum olması sebebi ile yaklaşık 100km de bir 3 kere mola verdim. Sürüş kısmına gelirsek hızlı gitmeyeceğime dair verdiğim sözlere dayanarak genelde 110-120 km/sa arası gittim. 400 km boyunca hiç frene basmadığımı ve vitese dokunmadığımı düşünürsek motorun çok güzel bir özelliğini keşfettim. Birçok kişinin gereksiz olarak gördüğü koruma takozları bu uzun yolda sevgili CBR'ımı adeta bir chooper'a dönüştürerek, zaman zaman arkamdaki çantaya yaslanarak ve ayaklarımı koruma takozuna koyarak gayet rahat bir şekilde kullandım. 20dk bu şekilde kullandıysam sıkılıp 2-3 dk normal moda geçerek 130 140 150 km/sa hızlarda kullanarak kendimi tatmin ettim. Ayrıca İstanbul Ankara yolunda hafif eğimli bir yolda maksimum hız deneyerek, topcase ve arkamdaki çantam olmasına rağmen komple motorun üzerine yatarak 172 km/sa hızı gördüm. Yol boyunca o müthiş rüzgar beni yine yalnız bırakmadı. Gelelim İstanbul Ankara arası yakıt tüketimine. Normalde umrumda olmamasına rağmen sürekli burda yazılanlar üzerine gaza gelip bir hesap yapim ancak genelde 120km/sa hıza rağmen rüzgarında büyük etkisiyle 100km de ancak 3.99 lt ulaşabildim. Rüzgar olmasaydı ne olurdu diye düşünüyorum 3.5 düşeceğini hiç zannetmiyorum. 100 km de 3lt yakalayan arkadaşlara madalya takmak isterim gerçekten büyük başarı. Rüzgarsız bir yolda bütün yolu 110 120 ile belki ancak bu değer yakalanabilir ama ben aralarda gazı açmayı sevdiğim için sanırım ömrü hayatım boyunca bu değeri yakalayamayacağım. Zaten pek de umrumda değil, varsın 4 lt olsun ben zevkimi alim yeter.
Sonuç olarak 8.30 da çıktığım yolumu yaklaşık 14.15 gibi tamamladım. Herhangi bir tehlike atlatmamakla birlikte radar vs de yakalanmadım. Hatta yolun büyük çoğunluğu sıkıcı geçti diyebilirim.
3 gece Ankara'da kaldıktan sonra, malum Samsun'da sel vs oldu o yüzden de yolu birazcık erteledim. 4 Temmuz sabahı Ankara'dan yola çıkmaya karar verdim. Güzelce zincirimi yağladıktan sonra, nazar göz ne derseniz, sabit dururken motor birden sağa ağırlığını verince yavaşça yere bıraktım. Bu 2. oldu normalde biri ittirse bile bu hale gelmezken arada insanın boşluğuna geliyor demek ki. Neyse koruma takozunun üzerine yavaşça bırakınca herhangi bir sorun olmadı. Yaklaşık saat 11.00 civarında Ankara Samsun yolu için hazırlıklarımı tamamladıktan sonra yola çıktım. Ankara Samsun arası otoban olmamasına rağmen bir çok yerde 2 veya 3 şerit duble yollar mevcut. Sadece Samsun içinde bir yerde 7-8 km kadar yol çalışması vardı onun dışında çok rahat bir yoldu. İstanbul Ankara yolculuğuna nazaran daha rahat bir sürüş oldu Ankara Samsun benim için. 450 km yolu sadece 2 mola vererek tamamladım. Ankara Samsun yolunda ise İstanbul Ankara'nın aksine ortalama 125 135 km/sa hızlarda kullandım. Arada yine canım sıkıldıkça gazı açmaktan kaçınmadım tabiki de
. Ayrıca Ankara Samsun yolunda rüzgar da İstanbul Ankara'ya göre daha az olması sebebi ile daha rahat bir yolculuk oldu. Yaklaşık saat 17.30 civarında da Samsun'a varmıştım. Hiç yağmura yakalanmamam da ayrıca şansımdı herhalde.
Genel olarak 2 yolculuğuda değerlendirmek gerekirse en ufak bir sıkıntı yaşamadım. Gayet rahat bir yolculuk geçirdim. Yüksek hızlara rağmen herhangi bir yerimde rahatsızlık veya uyuşma olmadı. Hatta İstanbul Samsun'a tek seferde bile gelinebileceği kanaatine vardım. 2 olumsuz durum vardı. 1. si tek gitmenin verdiği can sıkıntısı. Bunu gidermek içinde artçı veya 2. bir motorlu ve de tabiki de intercom bağlantısı. Diğer olumsuz durum ise 120km/sa ve üzeri hızlarda oluşan rüzgar uğultusu biraz canımı yaktı açıkcası. Bir dahaki uzun yolculuğumdan önce kesinlikle bir tıkaç temin edeceğim. Gel gelelim motorun performansına. Tek kelime ile muhteşem. Tek silindirmiş varsın tek silindir olsun. 450 km yolu ortalama 130km/sa hızlarda hiç yormadan götürüyorsa, yeri geldiğinde 150 160 km/sa sıkıntı yaşamadan en ufak güvensizlik vermeden götürüyorsa, herhangi bir parçasından en ufak sıkıntı yaşatmıyorsa, topcase ile 172 görebiliyorsa (
) ben bu motordan daha ne beklerim ki. Şu uzun yolculuktan sonra motoru büyütmenin gereksiz olduğuna karar verdim ancak eğerki artçı ile uzun yol yapmayı düşünüyorsanız (ki ben ilerde hep artçılı kullanacağım) ancak bu sebeple motoru büyütürüm.
Benden bu kadar. Sevgiler saygılar...
---------- Mesajlar birleştirildi - 17:53 ---------- bir önceki mesaj zamanı 17:45 ----------
@totocan
Teşekkür ederim, hepimize kazasız belasız sürmeyi nasip etsin. Bundan sonra herhangi bir racing beklentim yok. Keyif için sürüyorum. İçecek suyumu yanımda taşıyamadıktan sonra ne anladım ben bu işten. Ben gayet mutluyum, varsın beğenmesinler
. Ayrıca gördüğünüz üzere istediğim zaman çıkarabiliyorum. Uzun yola veya markete gidiyorsam takıyorum veya artçı alacaksam. Gerisi çanta olmadan devam.
@Pain
Lütfi zaten ben bunu SS diye almadım. Görüntü olarakta tatmin ettiği için tercih ettim
. Hatta arkadaşın dediği gibi oturuş pozisyonu da herşeyi açıklıyor. Aynayla ile ilgili de arkada birşeyler yazdım, üşenmede oku biraz
. Sonra aklında kalan olursa sor söyliyim.