Motosiklet kullanmaya yeni başlayacak olan veya kullandığı modeli geliştirmek isteyen sevgili büyüklerim, küçüklerim. Merhaba.
Şimdi size neden bir çok insanın, önce 125/250 CC sonra 400/650 CC daha sonra ise 1000/+1000 CC üzeri tercihler yapması gerektiğini yalın bir dil ve örneklerle anlatmaya çalışacağım.
İlk anlatım 17 / 30 yaş arası, insancıklar için uygundur.
İkinci anlatım ise +35 yaş grubuna dahil olan, big insancıklar için uygundur.
İnsancıklar;
Biliyorum, bir çok şeyi başarabileceğine inanıyor ve kendini güçlü hissediyorsun. Ama ne yazık ki başarabileceğine inandığın şeylerin belli bir kısmını o da şansın var ise başaracaksın. Güç kısmında ise, evet damarların da akan güçlü bir kan var. Sende genç güçlü ve dinamiksin. Ama yine bir ama, ne yazık ki bir parmağın ile binaları kaldıramaz, gözlerinle göktelenleri deviremezsin. Yani hiç birimiz Superman değiliz.
Bu yüzdendir ki, kaldırabileceğimiz ağırlıkların altına ne kadar genç veya güçlü olursak, olalım girmeliyiz.
Diyelim ki bu spor diline yabancısın bu durumda senin hobin, bilgisayar oyunları olmalı. Günümüz bu yaş grubunda olup da oyun oynamayan insan var mı? Pek sanmıyorum.
Oynadığın bir oyunu ele alalım, bu oyun online bir oyun olsun ve için de seviye siste mi bulunsun.
Başlangıç rütbesinde bir oyuncusun şuan da, kendi rütbende ki oyuncular ile eşleştiğin sürece oyunda ilerleyebilir, tecrübe kazanabilir, edindiğin deneyinlerle beraber sonra ki rütbelere ulaşabilirsin.
Hiç bir oyunda, başlangıç seviyesinde ki bir oyuncu, o oyunun son seviyesine ulaşmış bir oyuncuyu yenemez öğle değil mi?
İşte bu yüzden adım, adım ilerlemek zafere giden yolun anahtarı kabul edilmektedir.
Bu gün daha düşük ve kontrol edilebilir bir motosiklet kullanman, yarın daha iyisine ve sonra daha iyisine binmene, bu tutkuyu uzun yıllar boyunca yaşayabilmene neden olacaktır.
Var sayalım, ne spor ne oyun ile alakan var. Demek ki, ilime bilime yönelmiş genç yaşında kendini geliştirmiş o nadir kitlenin kitapların insanısın. E benim sana söylemem gereken bir şey yok o halde. Sen zaten neyin doğru olduğunu bilecek, ona göre bir karar vereceksindir.
Big İnsancıklar;
Artık belli bir yaşı geride bırakmış buna bağlı olarak tecrübe edinmiş ve edinmeye devam ediyorsun. Bildiğin bir çok şey var. Eski sene oranla çok daha donanımlı ve bilinçlisin. Bu bilinç sana belli bir mantık algısı kazandırmış buna göre de kendine bir yıl cizmiş, doğrular belirlemişsin.
Diyelim ki, emekçi çalışan bir insansın. En iyi okulları bitirmiş olsan, en iyi eğitimi almış olsan, seni bunlara rağmen ciddi bir firma hangi seviyede işe alır? Minimum seviyede değil mi? Ne kadar donanımlı olursan ol, o firma da daha üst düzey yerlere gelmek için kademeli bir çalışma sisteminde bulunmak ve zamana ihtiyaçın olacaktır.
Diyelim ki, patronsun ve firma senin. Firma senin olunca sen zirvede mi yer alıyorsun? Koskocaman bir sektör de yeni açılmış bir firmasın, sadece. Kendini kanıtlam için zaman lazım, yatırım bilinci lazım, ön görü lazım, çalışman lazım ve lazım, lazım, lazım...
Yani motosiklete başlamak, hayatın ta kendisi gibi.
Genel;
En iyi motosiklet eğitimini dahil alsan, çok akıllı ve başarılı olsan, hatta motosikletin üzerinde tüm donanımlar dahi olsa, varamazsın o yolun sonuna, ulaşamazsın yarınlara.
Çünkü motosiklet kullanmayı bilmiyorsun aslında.
Çünkü motosiklet A noktasından B noktasına varılan bir araç değildir.
Çünkü motosiklet fabrikalarda üretilen mekanik bir kara taşıtı değildir.
Motosiklet nedir o halde?
Kimine göre, diğer araçlara alternatif?
Kimine göre, şeytan icadı?
Kimine göre, özgürlük sembolü?
Kimine göre, trafikten kurtulman en pratik yolu?
Motosiklet bu mu?
Motosiklet senin bir uzlun. Senin sadece düşünerek yönlendirdiğin elin, kolun, bacağın o.
Senin üstüne bindiğin bir alet değil asla.
Motosiklet sensin aslında.
En iyi motosiklet sürücüsü kimdir biliyor musun?
Kendini en iyi tanıyan ve kendini kontrol edebilen kişi.
Herkes, yüksek hacme sahip bir motosikletle başlayabilir. Hatta herkes bu motosikleti kullanabilir.
Ama...
Televizyon da nadir de olsa denk gelmişsindir veya bir şekilde bir yerlerden duymuşsundur. Biliyorsun hava yolları çok güvenli ve çok az sayıda kaza yaşayan bir ulaşım şekli. Buna rağmen düşen uçaklar olduğu gibi düşen uçakları düşürmeyen pilotlar da mevcut.
Bu örneği tüm insan tarafından kullanılan insan yapımı araçlara uygulayabilirsin.
En yüksek dalgaları yararcasına geçen kaptanlar ve bir kaşık suda gemisi batan insanlar da var bu hayatta.
Şimdi sor kendine, hangisi olmak istiyorsun?
Karaya gurula çıkan mı?
Anımsanmayan ölü mü?
Ölmek istiyorsan çok zor değil.
Ama unutma karada aslında o kadar uzak değil.
Sevgilerimle.