Seni çok kırdım! , elimde değildi tarifsiz dürtüler ile hareket ettim hep , bazen aldattım seni evet hem istiyerek hem istemeyerek , mekan ve koşullar gereği idi.
Anlamanı beklemedim , anların depresifliği ve o tarifsiz dürtü galib geldi hep , evet aldattım.
Sen beni karşılıksız sevdin , yada ben öyle sanıyorum , belkide güzelliğin buyüzdendi , tam teslimiyetti kaderine , bi'çare idin , boyun eğen idin masum idin , bunlara rağmen yine kırdım seni!
Belki'de sevmez idin beni , olsa idi daha geniş seçme şansın , ne'çare kader idi yine kırılmanı! ellerime yazdıran.
Belki su'da vakit geçirmeyi yeğliyor idin , bi'çarem kırdım! seni hep ...
Aff'et desem tesiri yokki , milyon senenin arketipi nihayet , yinede bilki kırdım! hep seni hem isteyerek hem istemeyerek.
Daimi beyaz kıyafetin saflık temsili , yadırgamadım hiç rengini , üstünde kir göstersede zaman zaman , belkide umursamadım bile , iç mühimdi daima nazarımda belkide buyüzdendi seni kırmam!..
Sen hep narin'din naif'tin kırılgan! , ben daima kırıcı...
Aştık tenkitleri , hatta içselliği zira asl olan o dürtü idi zaten ilişkimizi başlatan ...
Sen kırılmaya! programlı idin taa yaradılıştan , ben ise kırmaya!
Merak etti ahali , kimdir bu güzel bu satırları yazdıran afeti azam , yazar acır senden gayrı aşka tutulanlara , belki derman olurum digit çağın çilekeşlerine , yada tersi taşlanırım hunharca , herşeye rağmen biz ayrılamayız ey sevgilim gün bizim günümüz imiş madem , hazırmısın yine kırılmaya sahanda
14 şubata rest , ben ile onun aşkı evveldir ahirdir , şaşar dururum sınaii mağdurlarına , sevgilisizim bekarım vede sultanım billahi .
İşte daimi kırdığım vede kıracağım sevgilim