İlk kazamı 4 yıl önce yapmışım: Yol sanatı kafasına geçiş
Reklamlar
-
Facebook hatırlattı, ilk kazamı yapalı 4 yıl olmuş. Ehliyet aldıktan sonra henüz motor veya ekipman almamışken temel başlangıç eğitimi aldım. Eğitim motorlarıyla günlük 2 saat üzerinden 6 seans veya daha fazla süren bir eğitimdi. Ücreti de Honda’nın fiyatına benzerdi. Sonra ilk motorumu MT-03’ü aldım. MT-03 ile de iki tam günlük kapalı alan eğitimi aldım. Trafiğe ondan sonra çıkmaya başladım. İşe gidip gelmek için kullanıyorum. Pek bir sıkışık trafiğe de maruz kalmıyorum. Günde yaklaşık 50 km filan sürüyorum. Aldığım başlangıç eğitiminin aynısından eşime de hediye etmiştim ama o iş yoğunluğu sebebiyle seanslarını tamamlamamıştı. Dolayısıyla, onun da ekipmanı, ehliyeti veya motoru yoktu. Birkaç motorcu arkadaş sürüşe çağırdığında acayip sevinmiş, heyecanlanmıştım. İlk kez virajlı bir sürüş yapıp motorun keyfine tam anlamıyla varacaktım. Eşim de bizi arabayla takip edecekti. Ben bu sürüşü yapmadan önce eğitim aldığım eğitmenlerden birisi yol eğitimi de almamı önermişti ama biraz daha fazla para kazanma derdiyle olayı abarttığını düşünmüştüm. Ne de olsa onlarca kukanın arasından dönmüştüm, kafamı çeviriyordum, kollarım gevşek dizlerim sıkıydı. Daha ne olsundu? Keyfimiz yerinde düştük yola, eşim de arabayla arkamızda.
Ayaş’a varınca kısa bir mola verildi. Normalde araba, otobüs ve uçakla seyahat eden birisi için Ayaş, Güdül, Kıbrısçık, Mengen, Kızılcahamam, Güvem pek uğrak yerler değil. Neresi olduğunu bile bilmiyoruz. Ayaş diye de bir memleket varmış. İyi güzel. Domatesi de varmış. O da güzel. Onun yanında da bir fotoğraf çekindik.
Şimdi fark ediyorum ki mola boyunca kaskımı çıkarmamışım. Aslında her duruş ekipmanı çıkarıp rahatlamak için bir fırsat olmalı. Şimdi öyleyim. Birkaç dakikadan uzun her duruşumda kaskı montu belliği hemen çıkarıyorum. Beypazarı İnözü Vadisi Dostlar Tesisi’ne varıyoruz. Keyifle siparişlerimizi verip yediğimizin, içtiğimizin ve sohbetin tadını çıkarıyoruz.
Yemek sonrasında Kıbrısçık yoluna devam ediyoruz. En önde tecrübeli bir 800’lük F650GS sürücüsü arkadaşımız var. Onun arkasında yine benden daha tecrübeli CFmoto 150 kullanan bir arkadaş. Sonra ben gidiyorum. Ardımızdan da bir cruiser kullanan bir başka arkadaşımız geliyor. En arkada ise arabayla, eşim. Virajlar daha bir viraj gibi olmaya başlıyor. Yolda mıcırlar filan var. Bazısı kenarda birikmiş bazısı yola saçılmış. Ama tutuşta bir sıkıntı hissetmiyorum. Bölünmüş olmayan gidiş-geliş bir yoldayız. Etrafta manzara güzel, ağaçlar var. Geniş geniş virajlarda kafamı çevirmemle motor dönüyor zaten. Sıkıntımız yok. Şeridin neresinde konumlanacağıma ne zaman gaz açıp kapatacağıma dair aslında bir fikrim yok ama ben var sanıyorum çünkü CSS’nin kutsal kitabını iki kere okumuşum, videoyu da sayısız kere izlemişim. Hem eğitim motoruyla, hem kendi motorumla daracık dönüşleri yata yata yaptığım eğitimler de almışım. 700. Kilometremdeymişim, yol eğitimi, ileri sürüş, sistem, konumlanma, sistematik, smooth bu laflar bana bir anlam ifade etmiyor. Ben onlarca kuka dönmüşüm be!
Öndekilerin ardında benim motorum da aynı çizgiden aynı şekilde ilerliyor. Sanıyorum ki motor sürmek de böyle bir şey. Yani motor zaten kendiliğinden öndekini takip ediyor. Sağa doğru geniş bir virajı dönüyoruz. Yokuş yukarı düzlük var. Karşıdan güneş geliyor. Güneş vizörümü indiriyorum. Gazı açıyorum. Karşımda çok güzel bir manzara var. Solumdaki yarın etrafını dolanacağız ama ben manzaranın tadını çıkarıyorum. Motor sürmek özgürlük be, şu güzelliğe bak. Sola doğru bakışımı çeviriyorum sol virajı alacağım, bitecek. Gaz kolunu da viraj boyunca açıyorum. Neden çünkü CSS öyle diyor. Once the throttle is cracked open, it is rolled on evenly, smoothly and constantly throughout the remainder of the curve. Türkçesi için bkz: AEA viraj videosu. Ben çeviriyorum ama limit noktası takibi filan hiç görmemişim, bilmiyorum. Çevirdim gazı, gayet stabil döndüm. Ama konumlanma ilkelerinden ilk ikisinin güvenlik ve yol tutuş olduğundan habersizim. Motorum yola sarkmış mıcırın üzerinde. Limit noktasından bihaberim bitti sandığım viraja bitişik bir sol viraj daha var. Ben bitti derken ikinci viraj yeni başlıyor. Gazı kesintisiz açmıştım ben? Şimdi motor o virajı dönebilmek için benim limitlerimin çok üstünde hızlı. Yolda nasıl motor süreceğini kukalı eğitimlerle, CSS videolarıyla öğrenebileceğini düşünürsen olacağı bu. Ben bunu dönemem. Durmam lazım. Ama mıcır var. Motoru düzleştireyim. Ön ve arka çok çok az, azıcık dokunayım. Çok çok az dokunmam lazım zira mıcırdan kayabilirim. Aklımdan bunlar geçerken ön frene dokunmamla birlikte yerde yuvarlanmaya başlamam bir oldu. Virajlı sürüşlerden keyif alacağım motosiklet sürüşüm ilk gerçek virajda bitmişti.
Yuvarlanırken arkadan gelen eşimi gördüm. İyi olduğumu anlatmam lazım diye düşünüp durduktan sonra ayağa kalktım. Motorun pegi kırılmıştı. Benim kötü dizliklerim kırılıp etime batmış olsa da dizimi kırılmaktan kurtarmıştı. Kask aldığım darbelerden kafamı, mont ise kollarımı ve omzumu korumuştu. Çizmem de vardı o da işe yaradığını üzerindeki çiziklerden belli ediyordu. Bir süre nefessiz kaldıktan sonra sol el bileğimin ve dizimin tedaviye ihtiyacı olduğunu düşündük. Motoru Beypazarı’na bir arkadaşım indirdi. Biz de eşimle hastaneye gittik. Jandarma geldi. Motoru oradan kaldırdığımız için bize kızdılar. Meğer orada kalacakmış, onlar bakmadan kaldırılmayacakmış. Sanırım, tabela ve benzeri bir şeylere zarar verip vermediğimizi kontrol etmek böyle bir kural vardı. Motoru tamircimiz gelip aldı. Eşimle beraber Beypazarı’nda diğer arkadaşlarımızla buluşup yemek yedik. Sonra da eve döndük. Aradan bir süre geçtikten sonra hakkımda açılan davanın düştüğü haberi geldi.
Kendime geldikten, ekipmanlarımı yeniledikten ve motorumun orasını burasını değiştirdikten sonra yeniden sürmeye başladım. Hala yol eğitimi almışlığım yok ama belli ki bir şeyler yolunda değil. Hemen sonra, gidip Honda’dan GS2 eğitimi aldım. Daha çok kuka, daha dar dönüşler, daha çok kafa çevirme. Kesin bu sefer düzeltecektim sürüşümü. İkinci günün sonunda her şey çok iyiydi. Aslanlar gibi dönüyordum o karışık parkurda. Öndeki sürücü slalomda sarı kukaya kadar gelince benim çıkmam lazım ama ona biraz daha zaman vereyim. O, slalomu bitirmek üzereyken çıkıyorum. Parkurun yarısında yakalıyorum. Vay be ne sürüyorum arkadaş. Honda bu işi biliyor walla. Sonra uçağa atlayıp Ankara’ya, eve dönüyorum. Kendi MT-03’üme biniyorum ve büyü orada bitiyor. Ulan bu motorla o parkurdakilerin hepsini bırak yarısını nasıl yapacağım ben deyip eski halime geri dönüyorum. Bana Honda GS2’nin faydası çok çok az oluyor. Harcadığım paraya, şehirlerarası gidiş derdine, konaklama derdine ve iki günüme değmiyor.
Bir süre sonra yol eğitimi almaya karar veriyorum. Aldığım eğitimlerden birinde Uğur Ertekin beni motoruma artçı alıyor ve kulaklıkla bana konuşuyor. Nereye baktığını, ne düşündüğünü, gaz kolunu freni nasıl kullandığını, devrin nerede olduğunu gösteriyor, o esnada motorun sesini dinletiyor, alışmam gereken sesin bu olduğunu söylüyor, limit noktasını benim göreceğim şekilde gösteriyor, artçı koltuğunda limit noktasının ilerlediğini, yaklaştığını gözümle görüyorum. Virajlar arasında düzlükleri nasıl kullandığını, tepe üstlerinde bekle bekle deyişini, çok sakin bir pilot edasıyla rahat rahat konuşarak, anlatarak motoru kuğu gibi süzülerek ilerletişini izliyorum. Adamın sürüşü bittikten sonra “E böyle sürersen tabii ki kaza yapmazsın, arkadaş.” diye içimden geçiriyorum. Ufkum açılıyor. Daha sonra motor sürmek benim için başka bir anlam ifade etmeye başlıyor. Daha önceleri her türlü eğitimi her eğitmenden alıp sentezlemek lazım kafasındayken tamamen Yol Sanatı kafasına geçiyorum ve motor sürmek bir zevk haline geliyor.
Reklamlar
-
Keyifle okudum. Insallah uzun yillar boyunca güvenle binersiniz.
-
Ne güzel bir anlatim. Ilk kazami yapmadan erteledigim uzun yol egitimini alayim en iyisi. Tesekkur ederim.
-
güzel bir yazı olmuş abi nice kazasız sürüşler
-
Sıkılmadan okudum.
-
Motosiklet Eğitmeni
Senin bu kazaya iyi olmuş diyorum.
Şaka değil ha!
Gerçekten iyi olmuş.
Sonra geldiğin nokta beni bu şekilde düşünmeye itti.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
-
kaza yaptığınız zamanlarda virajlarda aklınızdan geçenlerle şuan geçenleri viraj aldığınız bir motovlogda anlatabilir misiniz? veya böyle bir şey zaten yapıldıysa birisi paylaşabilir mi?
-
logicache adlı üyeden alıntı
kaza yaptığınız zamanlarda virajlarda aklınızdan geçenlerle şuan geçenleri viraj aldığınız bir motovlogda anlatabilir misiniz? veya böyle bir şey zaten yapıldıysa birisi paylaşabilir mi?
AEA Viraj Önerileri vs. Yol Eğitimleri başlığında var ama yazılı metin. Video değil.
Video ile bazı şeyler görmek için Yol eğitimine dair açıklamalı videolar listesi başlığı önerilebilir.
Benim sürüşümün neye benzediğine dair bir kaç başlık da var:
http://www.motosiklet.net/forum/moto...s-videosu.html
http://www.motosiklet.net/forum/moto...miz-video.html
Genel olarak Yol Sanatı kafası ile ilgili şu başlık var: http://www.motosiklet.net/forum/fayd...usunceler.html
Video çekmek için kamera aldım ama onları editlemesi yüklemesi, pilini takip etmek filan çok zor geldi. Zaten bu konularda benim videoda söyleyeceklerime insanların itibar etmesi ne kadar sağlıklıdır, bilemiyorum. En temizi gidip güzel bir ileri sürüş paket eğitimi almak.
-
100bin km yi rahat gecmisimdir motor üzerinde.
En son geçen hafta kurban bayraminda 2000 km artçılı sürüş yaptım.
Bugüne kadar bir tehlike yaşamadım ama yine de diyorum ki kesinlikle yol eğitimi almalıyım.
Alaylı ve internet öğrenmeli yol eğitimiyle hasbelkader bu günlere geldik ama bu gerçekten çok önemli.
Sezon başında mutlaka yol eğitimi alıp daha bilinçli sürmeye başlayacağım.
Güzel yazı için teşekkürler.
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)