25 Nisan 2009 Cumartesi.
Antalya
Herkes kamplı bir gezi istiyordu, sonunda buna fırsat bulabildik.
Cumartesi günü saat 15.00 te toplanıp yola çıkıyoruz.
"Lay lay looom..!" diye yola çıkılan bu gezide başımıza gelmeyen kalmadı.
Daha yolun ilk aşamasındaki orman yolunda, aramıza yeni katılan Kemal önündeki motosikletlerin kaldırdığı tozdan önünü göremeyince yoldaki bir taş dengezini bozuyor ve kendisini yerde buluyor.
Hasar: Eldivensiz olduğu için eli yaralanıyor ve motorun ön çamurluğu kırılıyor.
Onun için gezi burada son buluyor.
En yakın yerden onu asfalta çıkarıyoruz ve biz yolumuza devam ediyoruz.
İlk dere geçişimiz.
Herkesin fotoğrafını çektikten sonra sıra bende..
Dere yatağının kuru yerlerinde eğlence zamanı...
Ardından kurumayan derede eğlence..
Şeref Usta ilk kez geçiyor buradan.
Derin bir yerde motoru saplanıyor.
Derhal yardıma gidilip motor kurtarılıyor.
Kalabalık gezilerin bu yararı var, en zorlu engellerden bile yardımlaşma ile kolayca kurtulunuyor.
12 kişi yola çıkmıştık, 11 kaldık..
Yarın da aramıza 3 kişi daha katılacak.
İlk gerçek mola bu cami avlusunda oluyor.
Tozlarımızdan biraz da olsa arınıp içecek su takviyesi yapıyoruz.
Dere yatağına bir yolda oldukça süratli giderken Şeref usta birden önünde beliren bu yarığa uçuyor.
Tecrübesiyle hem kendine hemde motosikletine fazla hasar almadan atlatıyor bunu ama iyi bir banyo yapmış oluyor..
O biraz dinlenirken biz de oyun bahçemizde oynuyoruz biraz...
İneklere yol vermek için motorları susturuyoruz. (Korkak inekler..! )
Benzincideki çocuklar bizimle güzel eğleniyorlar.
Giysilerimiz komik gelmiş onlara..!
Tekrar medeniyetten uzaklaşıp zorlu orman yollarına girince küçük arızalar da başlıyor.
Burada Erkan'ın (Gazozcu) DR350'si zincir koparıyor.
Bu küçük arızalar yüzünden geç kalıyoruz biraz.
Hava kararıyor...
...ama arızalar bitmiyor.
Far ışığında tamirat...
Sonunda Süleyman Hoca'nın yerine varıyoruz.
Herkes sobanın başında ıslak giysilerini kurularıyla değiştirip ısınmaya çalışıyor.
Birazdan Süleyman Hoca ve eşi yemeklerimizi hazır etmiş bile...
Süleyman Hoca'nın söylediği türkülerle şenlenen soframız günün bütün yorgunluğunu alıyor.
Birinci günün sonu...
--------------------------------------------------------------------------------------------------
26 Nisan 2009
Kozan/Antalya
Sabah olunca kahvaltıda buluşuyoruz yeniden.
Bu gün başlarına geleceklerden habersiz bekleşen yol arkadaşlarımız...
Süleyman Hoca tam bir doğa sever.
Çevresini çok iyi koruduğu gibi bir çok da hayvan besliyor.
Bu gün bize katılacak 3 arkadaşımız var.
Onları beklerken Uçansı şelalesinin döküldüğü yere, kral havuzunu görmeye gidiyoruz.
İşte Kral Havuzu.
Aramızda kendini kral gibi hisseden bir tek Davut var.
Bir dahaki sefere biz de burada yüzeceğiz..
Üzülme Erkan..!
Davut Kara
Yeniden ormana dalıyoruz...
Kışın yağan yağmurlar yolları harabeye çevirmiş.
Oldukça sert parkurada arızalar başlıyor.
Zircir kopması günün modası.
Yolumuz sürekli engellerle kesiliyor.
Yağmur heyelana sebep olup ya yolları göçertmiş ya da yola ağaçları düşürmüş.
Ama enduro engel tanımaz diyoruz ve devam ediyoruz.
Burada da yol göçmüş ama biraz yukarıda geçecek bir yer buluyoruz.
Muhteşem bir doğada olduğumuzu hatırlıyoruz.
... ve ardından yeni bir engel.
Yeniden sakin bir doğa.
Burada da bir çay molası.
Nereye bakacağımızı şaşırıyoruz. Her yönde ayrı bir güzellik.
Bir süre sakin bir yolculuktan sonra bu manzaraya karşı alabalık yemeden zorlu araziye girmeyelim diyoruz.
Yemek boyunca nereden döneceğimizi tartışıyoruz.
Yakınlardaki bir yangın kulesine gitmeyi isteyenler var ama dönüşte karanlığa kalmamak için o fikirden vaz geçiyoruz. Çünkü motorlarımızın yarısında far yok.
Başımıza geleceklerden habersiz yeniden zorlu orman yollarına dalıyoruz.
Bildiğimizi sandığımız bu yol bize sürprizler hazırlamış.
Engeller başladı bile.
Bundan sonrasında anlatacak bir şey yok.
Fotoğraflar yeterli olacak...
Burada Davut ne mi yapıyor?
Taşların arasından akan suyu içiyor...
Sonu gelmeyen engeller bizi karamsarlığa sürüklese de hava kararırken son engeli de aşıyoruz.
Bu fotoğraf gezinin nasıl geçtiğini iyi anlatıyor bence...
Saat 23:45 te evdeydim.
Herkese mutlu geziler diliyorum.