günlerden yine pazardı,genellikle benim gezilerimizn %100 ü pazar oluyor.
bundan 10 ay önce istanbul karabük arası bir günde gidip gelmiştim,bu geziden sonra gittigim yolları bu zaman a kadar test ettim,aynı yolu tekrar gidecektim ama bu sefer 936 km degilde 1300 km yapmayı planlamıştım.gidecegim güne kadar herley normaldi. 1200 km lik yolu istanbuldan çıkıp zonguldak çaycuma ya polis yigenimin yanına ordan da bartına akraba ziyareti yapıp ordan da memleketim olan karabük eflaniye geçecektim.
eşim ve ailem memleketteydi,yine
ama bu sefer planda degişiklik yapıyım dedim yola sabah degilde akşamdan çıkıp zamanını uzatmak istedim, saat 21,30 gibi depoyu fulledikten sonra çıktım yola. istikamet zonguldaktı.
saat 12,18 i gösterirken dinlenme molası verdim.uykum yoktu,yorgunluk ise ben motosiklete binince kalmıyor.
hava sogumaya başlamıştı boluya yaklaşmıştım ve üzerime yagmurlugumu giydim,yola çıkınca beya bi faydası oldu.
110 km hızla ilerliyordum sabaha kadar gitmeyi düşünürken uyku bastırmaya ve kendi kendime konuşmaya başladım.
ne işin var gecenin köründe yolda, yatsana sıcacık yatagında diye. ama olmaz diye söyleniyordum kim yapacak yol,kim gidecek bartına ordanda karabüke diye.
uzun bi yoldan sonra boluda gelmiştim, gitmek ile gitmemek arasında kaldım,en iyisi mi dedim boluda otelde yatıyım sabah yola devam ederim dedim.
saat 01.48 bolu merkezdeyim ve oteller dolu bi ara düşündüm bayram degil ki diye dolu diye,başka bir otele sordum adı da menekşe oteldi adamlar dolu diyor başka bişey demiyor.
bi kaç tur attıktan sonra sokak arasında bir otel gördüm ama açıkmı kapalımı belli degil gittim kapsına vurdum,bir dakka sonra gelen genç çocuk buyur etti beni dedim yer varmı var tamam verdi elime anahtarı dedim motoru nereye çekiyim abi bişey olmaz burda dedi ama istersen otoparka çek tamam ben çekiyim geliyorum dedim.
sabah saat 07 de telefonu kurmuştum sabah kalktım güzel bir kahvaltının ardından yola koyuldumilk benzinci de benzin almak için durdum,ama içimdeki gezgin cihana bieşyler olmuştu sankim gidesim yoktu,eşimi aradım durumu anlattım ama daha gidecek 250 km vardı ve bun birde dönüşü vardı.aslında dönüşü beni korkutmamıştı asıl korktugum gidiş yolundaki bozuk yoldu.
yaklaşık 15 dakika telefon ile konuştum,eşime dedim ben geri dönüyorum,sebebi ise akşamdan yola çıkışımdı,sabah çıksaydım tek seferde varırdım,ama gece yolda konaklama işi beni aşmıştı,benim için degildi galiba yolda durup uyumak ertesi gün yola koyulmak.
işte tam burda düşündüm düşündüm düşündüm.
ve karar verdim geri dönmeye.
tam 328 km gitmiştim
dönüş yoluydu artık,
bolu tünelinde durdum tam resim çekiyrodum ki bir yerden sesler geliyor kafamda kask oldugu için sesi tam anlamıyordum ama motosiklet dendigini gayet iyi anlıyordum,kaskı çıkardım ve dinledim.
motosiklet sürücüsü tünelde durmak ve beklemek yasaktır lütfen yola devam ediniz sesleri yükseliyordu, ses sistemi ile sanki tünelin içinden geliyordu ses. ben kaskımı takıp çıkana kadar konuştu herif.
iki dakka daha dursam beni ziyaret edeceklerdi.
bir dünlenme molası daha verdim burda da bir deve vardı.
çektim motosikletimi park alanına
işte o deve bu deve
güzel bir gün geçirdim diyemem çünkü hedefi olmayan bir gezi yapmıştım,yarım kaldı.
gitseydim diyorum ama herişte bir hayır vardır diyorum.
herşey bu kadarmış,yola çıkıyorsun ve hedefe ulaşamadan geri dönüyorsun ve ardında tam 660 km yol bırakarak.
bu da bana bir ders oldu herşey tecrübe diyorum.
edinecek daha o kadar çok tecrübe varki o tecrübelerini yol katederek öğrenmek gerekiyor.