Merhaba arkadaşlar. Aslında bu geziyi Temmuz 2006’da yaptım ama kısmet ve zaman şartları gezi notlarını ve resimlerini siteye aktarma işi bu güne nasip oldu. Geç de olsa beğenirsiniz umarım.
Geziye çıkmadan kısa bir süre önce hafif bir kaza yaptım. Acil serviste yapılan tetkiklerimde herkangi bir sorun gözükmediği halde omuzumda bir ağrı ve kolumu kullanmakla ilgili sorunlarım vardı. Bunun sadece basit bir incinme olduğu söylenmesine rağmen aslında gezi dönüşü çektirdiğim MR’da omuzumda bir tedon yırtığı olduğu tespit edildi. Yaklaşık üçbuçuk aylık bir fizik tedavisi gördüm. Resimleri çekerken kolumu kaldırmakta zorlandığım için istediğim kadar çekim yapamadım.
Hedef , İstanbul’dan Elazığ’a kadar trenle yolculuk etmek. Böylece hem zamandan tasarruf hemde kolumun incinme olduğunu düşündüğüm ağrısının geçmesi ilgili dinlendirmek için zaman kazanacaktım. Haydarpaşa Garı’ndan arkadaşlarım yardımıyla YBR125’imi trene yükledim. Otuz altı saatlik İstanbul Elazığ yoluna başlamış oldum.
Tren penceresinden bir Orta Anadolu görüntüsü. (Yozgat dolayları)
Sabah 6.30 gibi Elazığ İstasyonu’ndaki yardımsever abiler yardımıyla motoru indirip yola vurdum kendimi. Bölgeden ilk resim Keban Baraj Gölü’nden bir görünüm.
Bingöl Kiğı Çanakçı Köyü’nde Hacı Aziz Amca’nın yazlıkçı misafirleri Hacı Leylekler.
Bu da köyün şirin kardeleni Ayşenur.
Osmanlı Rus savaşı döneminde bölgedeki yerli milisler ve Çanakkale savaşı sonrasında doğu cephesine gönderilen askerler bölgede imkansızlıklar içinde vatan savunması için savaşmışlardır. Vatan savunmasında kanlarını dökerek şehit olan evlatlarını anmak ve gelecek nesillere intikal ettirmek için bunların anısına Kiğı, Çanakçı köyünde Mürsel Paşa abidesi dikilmiştir.
Motorumla katettiğim tozlu köy yollarından bir görünüm.
Bu fotoğrafı Gültekin kardeşim için çektim. Bu geziyi planlarken kendisiyle görüşüp onun içinde fotoğraflar çekeceğimi söylemiştim. Bu da Gültekin’in baba ocağı Alagöz Köyü.
Fotoğraftaki kişi ise Gültekin’in amcaoğlu Dursun Abi.
Büyüyünce buraların ağası ben olucam havasındaki Ramazan Bey’in kahvaltı keyfi.
Hüzünlü masumiyetin en güzel duruşu bu olsa gerek.
Sancak’ta bir esnaf muhabbeti.
Sancak’ta tanıdığım yüce insan (bulunması zor bir ihtiyacımı çok kısa sürede temin etti) Ahmet Abi. Saygılar selamlar Ahmet Abi.
Bingöl muş yoluna 3 km mesafede Solhan’a varmadan 6 km önce inanılması güç bir doğa harikası YÜZEN ADALAR.
Kıyıya yanaştırmalarını istediğim adanın üzerinde bendeniz.
Bingöl
Kahveci Keke’nin gezdiği Bingöl Dağları
Hala işlevini yitirmeyen patos.
Çanakçı Köyü’nde Tarihi Ermeni Kilisesi
Köy çocuklarının motosiklet hatırası.
Stari Sülbüs’ten güneşin batışı.
Küçük çoban ve kuzuları.
Peri Suyu üzerindeki Özlüce Barajı gölü.
Kiğı Balaban Bey Camii: Yapılış tarihi 1402. Akkoyunlu Fahrettin Kutluk Bey’in oğlu Pir Ali Bey tarafından yaptırılmıştır.
Kerek Şelalesi.
Kiğı’dan görünümler.
Bu arada bu resimlerin çekildiği yerleri gezmem için bir çalışanını görevlendiren Kiğı Belediyesi’ne. Mehmet Bey ve eşi Hesap İşleri Müdürü Figen Onuk Hanım’ada buradan teşekkürü borç bilirim.
Bu geziyle ilgili etaplar bununla sınırlı değil. Ama onu da başka bir gezi yazısı olarak yayınlamayı düşünüyorum. Zaman problemini aşabilirsem bir sonraki gezi yazısı Harput olacak.
Daha önceki gezimizdeki tadı verebilirsem ne mutlu bana.
http://www.motosiklet.net/forum/gezi...-1-edirne.html
Eylemlerim devam edecek....