CBF150'ye Veda Gezisi (Artçılı 2.Sakarya Seferi)
Reklamlar
-
İşte ikinci Sakarya Yolculuğumun daha doğrusu eşimle birlikte yaptığımız yolculuğun raporu.
Motorumuzu satmaya karar verip sağa sola ilan verdikten sonra birlikte son bir uzun yol yapalım diye düşündük. Zaten satış sebeplerimizden biri de beraber daha rahat, daha az yoran seyahatler yapabilmek. Ama bu son gezi de Honda Cbf150 sanki bize bunun tersini ispatlamaya çalışırcasına rahat bir yolculuk imkanı verdi.
Sabah erkenden uyandık, eşim hazırlanırken ben gidip lastik havalarını kontrol ettim ve depoyu fulledim.
Saat henüz 07:40'ken yola çıktık. Eee ne demişler erken kalkan yol alır. Gerçekten de erken yola çıkan motorcular çok haklı imiş, zira hem otoban çok boştu, hem de hava harika idi, rüzgar sabahları daha az oluyor, gerçektende. Motor hiç kasmadan rahatlıkla 90 - 110 aralığında gidiyordu.
İzmit'e kadar mola vermemekti hedefim. Öyle de oldu. 55dk. gibi bir sürede İzmit'teydik. İzmit civarında bir tesiste durduk. Sabah kahvaltımızı yaptık. Ekonomik ve doyurucu bir kahvaltı oldu. Yaklaşık yarım saat sürdü oradaki keyfimiz. Önemi yoktu çünkü düşündüğümüzden hızlı yol almıştık.
İzmit'teki mola yerinden ayrılmak üzere iken fotoğraf çekmek eşimin aklına geldi. (Bu gezide çokça doyurucu fotoğrafımız yok, zira otoban yolculuğumuzda sadece tek mola verdik)
Tekrar yola koyulduk ve molasız olarak hedef Adapazarı merkezdi. cbf150'miz bir küheylan gibi akıyordu otobanda. Rampalarda bağıra bağıra çıkan kamyonların yanından 90km ile geçmek güzeldi. 90km alt sınırla Adapazarı'na vardık. Eşimin hesabına göre (mola hariç) tam 1 saat 45 dakikada Adapazarı'na varmıştık. 150cc bir motorla iki kişi için müthiş bir süreydi bu, zira otobüs bile 2 saatten önce gitmiyordu.
Eşim öncelikle Adapazarı'nda küçük bir gezinti yapmayı istedi. Motor için de, gözlerini tam bir co-pilot gibi kullanıp şehir merkezinde yeni yapılmış bir otopark buldu. Otopark gerçekten çok düzgündü, içinde tuvaletleri vardı (bay-bayan) ve çok da temizdi. Ben motosiklet pantolonumu değiştirdim. Üstelik kaskları ve montlarımızı da otopark görevlisi hemşehrime bıraktık. Burada gönül rahatlığı ile böyle şeyleri yapabiliyorsunuz çünkü hala tanımadığınız insanlara güvenebilecek kadar temiz buranın insanı.
Motorumuz otoparkta, nasıl da yayılmışız üstüne her şeyimizle.
Ve Adapazarındaki kısıtlı karelerden bir kaçı.
Ve Adapazarı'nın simgelerinden Çark Caddesi. Çark Caddesi depremden önce trafiğe açıktı. 99 depreminde en büyük hasarı gören yerlerdendi. Buranın o zamanki halini gördüğümde göz yaşlarımı tutamamıştım o günlerde. Şimdi tarfiğe kapatıp güzelleştirmişler.
Ne günlerimiz geçti bu caddede bu kadar değişmiş olması beni biraz yadırgattı doğrusu.:(
Çark Caddesinde bir kafeye oturduk epeyce bir yürümüştük, birer limonata içtik. Masada yerel gazetelerden biri duruyordu.
Eh Adapazarında bir gazetenin manşetinde de aşağıdaki gibi bir haber görmek hiç de şaşırtıcı değil sanırım
İşte buradaki en önemli haberlerden biri bu. Kimsenin mahalle baskısı ile filan işi yok.;)
Yaklaşık 1,5 saat Adapazarı'nda takıldıktan ve Ramazan dolayısıyla eşime bir ıslama köfte yediremedikten sonra (mahalle baskısı mı demiştim ben) Akyazı'ya gitmek üzere yola çıktık.
20 dakikada Akyazı'daydık. Akyazı'da maalesef neredeyse hiç fotoğraf yok. Babamın kabrini ziyaret ettikten sonra evimize gittik. Kimseler yok. Yeşillikler içinde yatıyor ev. Eve girip kendimizi kanepelere atınca yorulduğumuzu anladık. Dinlenmekten ne doğru düzgün fotoğraf çektik ne de gezebildik.
Eşim hiç yorulmadım derken uyuklama moduna girmişti bile. Ben de aynen. Tesadüfen o akşam üzeri biz uyurken kapı çaldı, amcam, yengem ve kuzenim Düzce'den burada bizimle aynı bahçe içindeki evlerine gelmişlerdi. Akşamın bir kısmını onlarla geçirdik, kalanında Akyazı'yı dolaştık. Çocukluğumun geçtiği sokakları eşime bir tarihçi gibi anlatarak dolaştırdım. Maalesef fotoğraf makinasını almak aklımıza bile gelmedi.
Ve ertesi sabah yine erkenden uyanıp yola koyulmak üzere hazırlandık. Neyseki eşim yine fotoğraf çekmeyi akıl etmişti de bahçemizden ve evden bir iki kare çıktı.
İşte asma altında yeşillikler içinde hazırlık yaparken. Arka planda deprem sonrası babamın herşeyini ortaya koyarak yaptırdığı ev. Keşke biraz daha tadını çıkartabilseydi bu evin...
Bir kare daha, bu kez evimizin verandası biraz daha iyi görünüyor. İstanbul'da böyle bir evi olan kraldır sanırım. Burada ise en basitlerinden biri bu.
Ve motoru ısıtan ben. Hava da sabah ayazı var.
Bir gün buralara sizlerle de geliriz umarım. Gezilecek çok fazla yer var çünkü.
Yola koyuduk, hava ciddi soğuktu. Ben de motorpantolonu vardı ama eşim uzun dizliklerine rağmen biraz üşümüştü, neyse ki fazla şikayet eden bir pilyon değildir kendisi. Meşhur geçit üstündeki büyük molamızı verdik
Aslında kahvaltımızı orada yapmadık, oradaki yol kenarı çaybahçesinde poğaça çay içtik. İki adet BMW 1200GS'li abi de kahvaltıdaydı, onlar ters yöne Ankara tarafına gidiyorlardı belli ki.
Biz oradan Mek'e geçtik ve birer sıcak kakao içtik.
Ve nihayet kaptan pilotunuz, kakaosunu yudumlarken. Aklınızda bulunsun, burada ikinci kakao ve kahve dolumunuz ücretsiz. Biz içemedik gerçi ama yolunuz düşerse bol bol içebilirsiniz.
Ve oradan bir kaç kare. Keşke Akyazı'da da bu kadar fotoğraf alsaydık.:(
Aşağıda kamyonların arasında garip kalmış bizi bekleyen küheylanımız.
Buradan bakınca bu alet mi bizi İstanbul'dan Sakarya'ya götürdü diyor insan, ama neler yapabileceğini fazlasıyla ispatladı bize 7000km boyunca.
Ve gezinin son karesi yine eşimden geliyor. Gökte bulutlar kara, ama yağış yok neyseki.
Buradan sonra yine 90 - 105 km arası hızlarla Gebze'ye kadar sürdüm. Orada bir 10 dk. yol kenarı molası verdik, bacak ve popo dinlendirdik Sonrası İstanbul.
Toplamda 343 km yol yaptık. CBF150, 7000km'yi aşmış oldu bu seyahatle. Ben 100'lü kmlerde hız yapamayız diye düşünürken, cbf150 zaman zaman 100km sabit hızla 20 - 30 dk. boyunca gitti. Genel olarak 90 km altına neredeyse düşmedik diyebilirim. Bunda havanın da etkisi vardı şüphesiz. Ama eşim bu durumu görünce, biz bir 250cc alsak demek ki Ankara'ya bile gidebiliriz demeye başladı.
Eh darısı başka bir motorla Ankara'ya eşimin ailesini ziyaret gezisinin başına artık.
Son olarak, Honda cbf150 almayı düşünen ya da yeni almış olan arkadaşlara bir kaç söz:
Arkadaşlar, bu son gezi de gösterdi ki, Honda cbf150 ile 150 - 250 km lik mesafelere artçı ile de gönül rahatlığıyla gidebilirsiniz. Daha da fazlasını da gider belki de ama ben gittiğim kadarını söylüyorum.
Bu motor öyle kolay kolay hararet filan yapacak gibi de durmuyor. Zira 20 dk. bilemediniz yarım saat dinlenince çok çabuk soğuma eğilimi gösteren bir yapısı var. Bu da uzun yol için ideal.
Şayet bekar olsaydım satmayı en az bir yıl daha düşünmezdim. Çünkü tek kişi ile gidemeyeceği mesafe yok gibi.
Fotoğrafı az, yazısı çok bir rapor oldu, umarım buraya kadar sıkılmadan okumuşsunuzdur.
Herkese kazasız belasız, keyifli sürüşler diliyorum.
Cloud.
(29 - 30 Ekim Sakarya sürüşü)
Reklamlar
-
-
Ellerinize sağlık çok güzel ve keyifli bir gezi olmuş....
Bir 4 silindirlilere, Birde 2 zamanlılara hastayım.
-
erdo2002 adlı üyeden alıntı
Güzel gezi olmuş,zevkle okudum.Fakat aramızdan bir cbf 150nin ayrılacağını bilmek üzücü
Fakat uzun yolculuklarda daha büyük hacimli motor arıyor insan.
Umarım hayalindeki motora kavuşursun.Saygılar
not:Nasıl bir motor almayı düşünüyorsun
Sağol erdo. Aslında benim satacağım kişi ile o cbf150 devam edecek aranızda olmaya zira buralara üye olması için telkinde bulanacağım alan kişiye, şayet zaten üye değilse.
Motor sevdama cruiser aşkına başlamıştım. Aklımdan sıkça cruiser geçmekte ama durum ne gösterecek bakacağım.
-
veda da olsa güzel gezi olmuşşşş
[B]Bahar geri gelir biz olsak da olmasak da....[/B]::melek02:
Apti mi kim o:cherry:,kımılcan:silent:
::fool::
-
cloud merhaba arkadaşım.güzel bir veda gezisi olmuş.şimdi hangi motoru alıyorsun?TA?motora elveda mı yoksa?
-
-
Merhaba güzel bir gezi yapmışsın Memlekedim Sakarya'ya.
Ben de Sakarya'lıyım senede birkaç kez gezmeye ailemin yanına giderim. Benim de güzel günlerim geçti Adaparında, Çark caddesinde.
Adapazarı Ticaret Lisesi Mezunuyum. Çok gezerdik.
Selam ve saygılar.
YAŞASIN MOTOSİKLET KARDEŞLİĞİ
KAHROLSUN TRAFİK TERÖRÜ
-
cbf 150'liye veda biraz zor oluyor...
facebook(Fazer Tutkunları)
-
hey gidi günler heyyy bende özledim çark caddesini güzel fotolar
[FONT="Arial Black"][COLOR="Red"]BU ALANA REKLAM ALINIR[/COLOR][/FONT] ::tutkuy::
-
30-9-2007 günü 400 km yol yaptım son 200 km sinde mola vermedim 110- 120 km / saat saat hızlar gördüm benzin istasyonlarını hırs tan ağlatacak kadar da ekonomik bir yolculuk yaptım -İzmir -didim- izmir
ama motosikletim satılık satılık a çıkardığım an da bir çok kimse almak istedi
ama istediğim fiyat ta anlaşamadık (anlaşamadık diye de çok sevindim içim den )
Şimdi müşterisi hazır ben 400 - 500 cc lik bir motosiklet arzusundayım ama maddi açıdan gücüm elverse bu motosikleti asla satmam .
Bu sebeb le samimi bir şekilde bu motosikleti Türkiye ye ithal eden HONDA TÜRKİYE yetkililerine TEŞEKKÜR ederim ..
inanın motosikletim den çok memnunum , Bu motosiklet i alan arkadaşlar asla pişman olmazlar ...
zevkler ve renkler tartışılmaz ama bu motosiklete kötü kalitesiz diyen adam da sadece art niyetlidir........
selamlar.
EY VATAN ; senin için,bir ÖLÜR bin DOGARIZ.
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)