Merhaba arkadaşlar,
Aslında bu seferki gezimi yayınlayıp yayınlamama konusunda biraz kararsızlık yaşadım. Planladığım rota güzeldi aslında ama biraz zaman darlığından, biraz da kaybolmalar sonucu hedeflediğim güzergâhta tamamlayamadım gezimi.
Yine de belki bu yollara girmek, buraları görmek isteyenler olur diye fotoğraflarımı ve gezi notlarımı yayınlayayım dedim. Umarım hoşunuza gider.
Merak edenler için önceki kaçış rotalarım:
1)
http://www.motosiklet.net/forum/etki...alari-1-a.html
2)
http://www.motosiklet.net/forum/etki...alari-2-a.html
3)
http://www.motosiklet.net/forum/etki...zi-gezisi.html
4)
http://www.motosiklet.net/forum/etki...ollarinda.html
BATI İZMİT/KANDIRA KÖYLERİ, KEFKEN-AĞVA KÖYLERİ ÜZERİNDEN DÖNÜŞ
Önceki gezilerimi okuyan arkadaşlar hatırlar belki, bende bir 41-77 hastalığı var! TEM’in kuzeyinden geçen, eski İzmit yolu olarak da bilinen bu orman-köy yoluna özel bir ilgim var. Bu sefer de yine bu yoldan giderek Karayakuplu-Tahtalı-Akçaova köyleri üzerinden Kandıra’ya, oradan da Kefken’e ulaşmayı planlamıştım. Kefken’den de sahil yolu üzerinden Ağva, daha sonra da 1. gezimde bahsettiğim Kargalı köy yolu üzerinden yine 41-77 ve oradan da eve ulaşacaktım. Rotam buydu işte:
Mor renk gidişi, yeşil de dönüşü gösteriyor. (Pek öyle haritadaki gibi olmadı dönüş yolu ama niyet öyleydi diyelim…)
Sabah 8:30 gibi yola çıktım ve Şekerpınar kavşağından doğru 41-77’ye bağlandım.
41-77’ye girerken.
İşte böyle güzel bir yol…
Bu kavşağı dönüş yolunda kullanacağım. Yola devam.
Dikkat tepede radar var! Bana zararı olmaz gerçi…
Xmax’la gitmediğimiz köy yolu kaldı mı Kuzey Marmara’da? Kaldı, ama az kaldı.
Güzelim doğanın içine fabrika kurmuş herifler.
Anladığım kadarıyla Sevindikli ve Karayakuplu köylerinin ana geçim kaynağı “tarla satmak”! İki köyde herhalde 15 civarında emlakçı saymışımdır. Burası da yakında hafta sonu evleriyle dolup taşacak demek ki… Yazık.
41-77’nin yaklaşık yarısını geçtikten sonra ormanların yerini tarım arazileri alıyor.
Bu acayip kavşaktan kuzeye dönmem gerekiyor rotaya göre. Ne tabela var ne bir şey… Bu güzergahta motor kullanacak arkadaşlara bir uyarıda bulunayım: Bu civardaki köy yollarının hemen hiçbirinde doğru düzgün bir işaretleme veya tabela yok. Bu yüzden bu rotada hiç olmadığı kadar çok kez kayboldum ve yön sormak zorunda kaldım. GPS’in koordinatları kesinlikle tutmuyor ve çok az yardımı oluyor. Köy yolları birbirine çok yakın ve haritadan da anlaşılacağı gibi örümcek ağına benzer bir yapısı var. Ayrıca harita ve GPS’te bulunmayan pek çok yol ve patika olduğunu da hatırlatayım.
Harika bir manzara, şipşirin bir köy. Motosikleti işte bunun için seviyorum. Yaşasın köy yolları…
Burası Çavuşlu Köyü’nün girişi. İlk olarak bunları mezar taşı sandım ama kabak tarlasıymış.
Yanlışlıkla ana yoldan sapıp Çavuşlu Köyü’nün içine giriyorum. Ama yanlış yolda olduğumu erkenden anlayıp birine yol soruyorum ve aynen geriye. Gölet yolundan gitmem gerekecek.
Tahtalı Göleti’nden bir manzara.
Tahtalı Göleti’ni geçtikten sonra yolu takip edip yine bir köye giriyorum. Fakat yol bitmiş gibi görünüyor. İlerliyorum ve biraz sonra gerçekten yol U yaparak bitiyor. Tam geri dönerken gayet ısrarcı iki köpek tarafından kovalanıyorum. Nasıl o kadar soğukkanlı davrandım gerçekten bilemiyorum. Bir şekilde kurtulup yoluma devam ediyorum.
Köyde kimseler yok. Terk edilmiş gibi. İki yaşlı teyzeye yol soruyorum. “Buradan ileri yol yok”, diyorlar. Aynen geri dönüyorum ama pek de ikna olmuyorum. İkisi de Akçaova’ya, yani Kandıra yoluna çıkışı bilmiyor. Yolun kenarında birilerinin geçmesini bekliyorum. Artık saat öğlene yaklaşmış ve yaptığım yol 100 km’yi belki geçmiştir. Çok yavaş gitti bu rota. Yolun kenarında beklerken düşen kan şekerimi yükseltmenin derdine düşüyorum ki, aranan çare bulunuyor:
Yoldan geçen bir dozeri (Karayolları ekibi galiba) durdurup doğru yolu öğreniyorum. Biraz ilerden sağa girmem gerekiyormuş. Aynen devam ama artık çok yorulmuş durumdayım. Biraz daha gidip ağaçlık bir alanda mola veriyorum.
Burada da bir oduncu traktörünü durdurup doğru yolda olduğumu teyit edip yola devam ediyorum.
Akçaova’dan itibaren yol gayet güzel.
13:00 gibi Kandıra’ya giriyorum.
Burada yemek yiyip biraz dinlendikten sonra Kefken’e devam etmeyi planlıyorum. Motorumu bir okula yakın bir yerlere bırakırken çocukların ilgi odağı oluyorum. Birisi bana “Abi sen turist misin?” diye soruyor. “Turiste benzer halim var mı?”, “Evet” cevabını alınca fotoğraf makinesini boynumdan çıkarıp elimde taşımaya karar veriyorum. Bir başkası ise “Abi bunun egzozu bağırıyor mu?” gibi ilginç bir soru soruyor… Hadi hayırlısı.
Kandıra’ya ulaşmam tahminimden uzun sürdü. Yaklaşık 140 km’yi 3,5 saatte almışım. Üstelik çok yoruldum. Yine de Kefken’e gidip oradan sahil yoluna girmek istiyorum. Rotayı planladığım gibi tamamlamayı hedefliyorum (ama her şey istediğin gibi olmaz bazen).
Kefken yolu gayet güzel, ama bol virajlı (zaten bu rotanın tamamı virajlı).
Kefken limanında tekneler.
Deniz çok güzel gözüküyor. Zaman olsaydı kesin bir dalıp çıkardım.
Sahil yoluna çıkmak için yön soruyorum ama herkes çok karışık diyor. Ben aldırmıyorum. GPS’im var ya…
Yanlış yollara gire çıka yoluma devam ediyorum. Bir süre sonra dümdüz bir yola giriyorum. Bayağı bir gittikten sonra bu yolun tekrardan geldiğim Kandıra yoluna bağlandığını fark ediyorum. Geri dönsem mi diye düşünüyorum ama hava artık erken kararıyor. Yorgunluk da yakında kendini iyiden iyiye hissettirecek. Yanlış bir yola girdim ve orada devam ettim. Mağlubiyeti kabul ediyorum. İstikamet yine Kandıra (küfürler eşliğinde).
Geleneksel bir motorcu sanatı: Aynadan kendisini çekme.
Kandıra’dan Ağva yönüne dönüyorum.
Eski bir su kemeri kalıntısı. Kim bilir ne zamandan kalma, kim yaptırmış…
Ağva’dan Şile yoluna giriyorum ve Teke’ye kadar devam. Oradan da Gebze tabelasını takip edip güneye, Kargalı ve diğer köylerden geçen orman-köy yoluna giriyorum.
İleride yine radarlı tepeyi görüyorum. Bu 41-77’ye, yani dönüş yoluma yaklaştığımın bir işareti. Yağcılar’dan sağa girerek TEM’e doğru ilerliyorum. TEM’e yaklaşık 40 km yolum var.
TEM’e girmeden önce bir benzincide mola verip kendimi toparlamaya çalışıyorum. İtiraf edeyim, yolun beni en çok kasan kısmı TEM’den eve dönüş.
Akşam 18:00 gibi eve varıyorum. Yaklaşık 9,5 saattir yollardayım, topu topu 350 km yol gitmişim ve bunun en az 8 saati bilfiil motoru kullanarak geçmiş (biraz abarttım bu sefer). Çok yorucu bir rota olmasına rağmen oldukça zevkliydi ama asıl hedefimi gerçekleştiremediğim için canım bayağı bir sıkıldı aslında.
Bu bölgelerde motor kullanacak arkadaşlara özellikle yola çıkmadan önce çok dikkatli bir harita çalışması yapmalarını öneririm. Tabelalara güvenirseniz işiniz zor. Bol bol yol sormanız gerekecek. Tabii soru soracak adam bulursanız! Bazı yerlerde yolda kilometrelerce başka insana rastlamıyorsunuz.
Köylerin ara yolları dışında tüm güzergahlar (Akçaova-Kandıra, Kandıra-Kefken, Kandıra-Ağva, 41-77) son derece virajlı. Viraj dönmekten kendim viraj oldum. Dikkatli olunması şart. Köy yolları ise genelde fena değil ama yer yer çukurlara (bazıları kuyu sınıfına giriyor) hazırlıklı olun.
Bir sonraki gezide görüşmek üzere…