Son 6 aydır kafamdaydı bu gezi işi, nereye gideceğime bir türlü karar verememiştim fakat ;
nisan ayında geçtiğim kazdağlarının etkisinde kaldığımdan rotam'ın bir kısmı mutlaka oradan geçecekti.
Sonunda bir arkadaşımın dürtmesiyle marmaris - gökova - akyaka'ya gitmeye karar verdim.
Bir gece öncesinden tüm hazırlığım bitmişti. Lastik tamir seti , alet edevat vs. ...
12 Temmuz cumartesi sabahı 06,30 da bastım marşa .
28876 km. Motor!a bindim içimde öle bir korku vardı ki evime bir daha dönemeyecekmişim gibi ...
Atladım motoruma soluğu eskihisar - topçular feribotun'da aldım. İnsanların gözleri üzerimde rahatsız oluyorum bu durumdan ama kaçış yok.
Güneş şimdiden yakmaya başladı işim zor ...
2 saat 30 dakika'da Bursa'ya giriyorum. Giriş yolunda önümdeki araba'nın arka cam'ı durup dururken patladı tüm cam parçaları
önümde döküldü. Ucuz atlattım. Cam'ın patlama bahanesiyle durup bir iki fotoğraf çektim.
Sinek gözlüğümün iç tarafında ölmüş, nasıl olmuş anlamadım
Hiç durmadan Susurluk'a kadar devam ediyorum. Ortalama hızım 80/90 km/h. Kamyoncularla yolda iyi anlaşıyoruz.
Polislerle selamlaşıyorum bile hatta fakat görünürde hala benden başka motosikletli yolcu yok.
Susurluk'ta yemek molasından sonra ga kesmeden Balıkesir^de ufak bir mola. Hava iyice yakmaya başladı.
Yol'da fotoğraf çekmek çok zahmetli iş oldu benim için çünkü , makine ufak değil cebine koy çek olamıyor :(
Güneş tam tepemde Aydın otoban'ına giriyorum. Hava 39 derece yüzüm sıcak rüzgar'dan yanıyor. Bot'umun içi kavruluyor
Durmak yok yol'a devam.
Hiç durmadan (benzin alımı hariç) iyi bir kondisyon'la tam 12 saatte istanbul'dan Marmaris - Akyaka'ya iniyorum.
İşin kötü tarafı hiçbir yerde boş oda yok. O yorgun halimle zar zor bir oda'ya attım kendimi. Ciddi yorulmuştum.
Gece o şekilde bayıldım, akşam gibi arkadaş aradı 'sabah alıyorum seni tekne turuna çıkıyoruz' dedi. Sonra öylece uyudum yine.
Akyaka'da güzel bir sabah vardı. Neyse bindik tekne'ye koy koy gezmeye başladık.
Genel'de ege ve akdeniz'in çoğu sahil şeridinde deniz pek temiz değildir. Size tavsiyem gittiğiniz yerlerde mutlaka bir tekne turu'na katılın özellikle Ege'de.
İnanılmaz temiz koy'lar vardı. O kadar berrak tı ki insan girmeye çekiniyordu.
Yine akşam ettik. Bir gün batımı fotoğrafı. Gerçi 5'te batmıyor güneş ama o saatte dağın arkasında kaldığı için şimdi çekmek durumunda kaldım Ama olmuş sanırım
Cumartesi çıktım istanbul'dan yol'a günlerden oldu pazartesi. Marmaris Dalyan'a gitmek için sabah düştüm yol'a.
Akyaka'ya 70 km uzaklıkta mükemmel bir belde.
yol üzerinde gördüm bordo tabela'yı daldım içeriye. Geyik kanyon'una doğru.
Yolculuğun en çok zevk aldığım kısımlarından biriydi Geyik kanyon'u yolu.
1 saat kadar geyik kanyon'unda oyalanıp gaz kesmeden Dalyan'a girdim. Önceden ayarladığım pansiyon'a gittim.
Yükümü indirip makine mi kaptığım gibi soluğu köyceğiz göl'ünde aldım. Çok merak ediyordum burayı , zira ertesi gün etrafını dolaşacaktım motorla.
Akşam dalyan merkezi dolaşırken tekne turu satışı yapan arkadaşlar'a köyceğiz gölünün etrafından Kaunos Antik kentine nasıl giderim diye sordum.
Görevli arkadaşlar diyaloğumuzu aynen aktarıyorum ;
- selamünalyeküm , şu kaunos'a motorla nasıl giderim ? köyceğiz gölünün etrafından dolaşılıyormuş galiba.
- ne gerek var atla burdan sandal'a 2 liraya geçirsinler seni.
- yok ben motorla gidicem oraya gezicem tarihi yerleri.
- kardeşim ordan'da gidersin çok yakın zaten ne gerek var 200 km yol yapmaya. atla git burdan en güzeli
- yok ben motorla gidicem göl'^ün etrafını dolaşıcam
- kardeş sen manyakmısın nasıl bir yol orası bilemezsin
- tabiiki manyağım motorla gelmişim istanbul'dan buralara '' deyince kahkahalar koptu :D
Bana güzel bir Dalyan kataloğu verdiler sağolsunlar harita'da içindeydi
Ertesi sabah yani 15 temmuz Salı günü aldım haritayı çıktım yola. Köyceğiz göl'ünün diğer tarafından başladım.
Çok tatlıu virajlar , zevkli yollar vardı. Heryerde durasım geldi ama ... Çok konuştum fotoğraflarla başbaşa bırakayım sizi biraz.
Bana çok ilginç geldi bu beyaz yapraklı bitki.
Köyceğiz gölü'nü bitirip Ekincik koyu'na geldim. 1 saat kadar burda denize girdim takıldım.
Mesafe uzunluğundan kimse gelmiyor olacak ki çok sakin bir plajı vardı.
Sonra Ekincik'ten çıkıp Kaunos'a devam ettim. Haftaiçi olduğundan kimsecikler yoktu. İzin istedim motosikletim'le şehir'in içine girdim.
Burası Kaunos Kaya Mezarları. Google'da daha ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz. Bana Sümela Manastırı'nı anımsattı.
Onun kadar olmasa da insan hayrete düşüyor nasıl deldiniz o şekilleri verdiniz diye.
Bugün'ü de bitirdikten sonra ertesi sabah yine Akyaka'ya arkadaşımın yanına dönüyorum. (çok ısrar etti kıramadım)
Güzel bir kahvaltı'dan sonra Akyaka'ya 30 km uzaklıkta yolu gayet bozuk olan Akkoy'a gidiyoruz.
Burası çok hoşuma gidiyor suyu inanılmaz temiz.
Yine bir günü bitirirken gün batmadan bir gün batımı fotoğrafı daha )
Birkaç Akyaka fotoğrafı.
16 Temmuz sabah'ı 6,30 yola düşüyorum yine yola.
Motosiklet'le tur'a çıkmış olan dostum emrah'la çanakkale'de buluşmak üzere sözleşiyoruz.
O sabah 9'da dikili'den düşüyor yola ve Çanakkale'de Truva Antik kentinde buluşuyoruz.
Çandarlı taraflarında kaskımın içinden arı giriyor ve yüzüme çarpıyor, hayvancağız korkudan iğnesini batırıyor şakağıma.
Hemen çekiyorum sağa kask'ı çıkardığm gibi şişiyor şakağım. Hemen bir merhem müdahalesi sonra yola devam.
Arı fotoğraf çekmeme sebep oluyor. yoksa duracağım yok :D
Ve sonunda Kazdağları. Bu manzara beni başka yerlere götürüyor. Herneyse bir çay içiyorum manzara'ya karşı.
Tertemiz dağ havası ve manzara'sı yol'da durmam için neden oluyor. Bol bol fotoğraf çekiyorum burda.
Ezine üzerinden Truva'ya geliyorum , ama Emrah ortalıklarda yok. Yarım saat gecikmeyle geliyor paşam.
1 saat kadar Truva'da takıldıktan sonra feribot'a atlayıp Eceabat'a ordan Gelibolu üzerinden Edirne - Enez'e gidiyoruz.
Gelibolu'dan sonra yol kalabalık ve otomobil şoförleri inanılmaz can sıkıcı.
Tam'da sivrisineklerin mesai'ye başladığı dakikalar'da giriyoruz Enez'e ve sivrisinek yağmurundan kurtuluş yok.
Kask'ın hali ortada. Saatime bakıyorum 14 saat 45 dakika'da gelmişim Marmaris'ten enez'e.
İşin ilginç tarafı kendimi çok iyi hissediyorum gram yorgunluk yok (red bull yaptı sanırım)
Paşam ertesi gün tutturdu motorlarla gezelim diye. Gezdikte ama gezme canım çıktı.
Paşam kum'a soktu bizi. Bi güzel makinelerin içine ettik kumda :D
Enez'de geçirdiğim 2 günden sonra c.tesi sabahı yine 6,30 da yola düştüm 3 saat 30 dakika'da istanbul'a evime geldim.
Kilometre saatine baktım 2210 km yol yapmışım. Toplamda 230 ytl benzin harcamışım. Artık gerisini siz hesaplayın.
Kusura bakmayın çok kopuk ve çok sıkıcı bir yazı oldu ama fotoğraflar çok kısıtlı oldu ...