Kapat
Üye Girişi
Motovento
Motomax
1. sayfa 12 SonuncuSonuncu

2580 km 6 gün Niğde - Konya - Antalya - Mersin

    REKLAM ALANI
  1. #1
    Zuzuuw - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    05 Mayıs 2014
    Arkadaşlar merhaba;

    Bir önceki gezinin üzerinden 1 ay geçtikten sonra bir gece ansızın "neden Antalya'ya gitmiyorsun" vahiyi üzerine yan çantalarıma 3 - 4 günlük kıyafet koyarak ertesi sabah yola çıktım. Ağustos ayının başında staja gideceğim için gitmeden son bir tur atmak istedim herhalde.

    Herhangi bir rota planlaması, yatacak kalkacak yer planması yapmadan sabah saat 7 gibi Niğde'den yola çıktım. Antalya'da Abim ve küçük kardeşim çalışıyorlar, onların yanlarında kalırım nasıl olsa dedim.

    Bir önceki ( http://www.motosiklet.net/forum/etki...si-2014-a.html) kadar sürükleyici ve güzel olmasa da 1 saat içinde kararı alınmış ve uygulamaya koyulmuş bir gezi için yinede iyi oldu.

    Daha önce Burdur (5), Isparta (7) ve ANtalya (1) sene kaldığım için ve bölgeyi araba ile yeterince gezdiğim için önhazırlıksız olarak böyle bir geziye başladık ve bitirdik kazasız belasız.

    Cefakar ve çilekeş yol arkadaşım Kostok bu gezide aramızda yoktu maalesef, bu durumun bize sağladığı avantajlardan birisi hiç düşmeden 2600 km gezdim , bir diğeri ise resimler flu değil. . Ancaaak, zırt pırt durmak gibi bir huyum olmadığı için yol üzerinden eskisi kadar bol fotoğraf çekemedim. Bazen 400 km durmaksızın gazladım, ilk ve son gün 800'er km yol yaptım. Bu esnada Kostok'un flu dahi olsa fotolarını özlemedik değil...

    Son olarak bu geziyi Hint ve Japon malı motosiklet firmalarının Çinde kendi arge ve mühendisliğine dayanmadan tamamen fason üretim ile kendi lisansları altında sattıkları motosikletlere binip, yaa abi çin malına binene kadar merzifon eşşeğine binin diyen über tecrübe sahibi arkadaşlara ithaf ediyorum.

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 16:46 ---------- bir önceki mesaj zamanı 15:26 ----------

    İlk fotoğrafı sabah saat 07:'de aksaray girişinde çekmişim. Km 8440 yazıyor ancak tabela evden 30 km uzaklıkta, yani yola çıkış km'si 8410







    İlk fotoğrafların günahı olmaz arkadaşlar, bunları 1024x768 yapmayı unutmuşum

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 19:13 ---------- bir önceki mesaj zamanı 16:46 ----------

    Konya'ya giderken yolda Sultanhanı tabelasını görüyorum, saat daha erken, haydi bi yol kafayı sokalım diyerek Sultanhanı'nın içine girip oradaki hanı geziyorum.

    Sultan hanı 13. yüzyılda Selçuklu Hakan'ı Aleaddin Keykubat tarafından ipek yolunun güvenliği için yaptırılmış, içinde ahırlar hamamlar ve yemekhaneler bulunan bir handır. Sağlam duvarları sayesinde zaman zaman Moğol istilalarına karşı kale olarakda kullanılmış. Selçuklu zamanından kalma en büyük kervansaraydır.





    Mescid;



    Han içersinden;



    Medrese gibi ufak tefek kapılar ile ilgili bölümlere açılan devasa bir yapı;



    içerideki odalar;





    El işçiliği gayet güzel ve yaklaşık 750 yıl geçmesine rağmen gayet sağlam;



    Hancı, bana kımız, kurduma da et getir.





    Bu devasa kubbeleri hangi araç ve gereçlerle nasıl çıkardılar acaba oraya?



    İç avlu, kışlık kısım;





    Yazlık kısım;



    İmitasyon el aletleri;







    Mimari gerçekten güzel ve bu Aleaddin denilen şahıs gerçekten Anadoluda birçok köprü ve kervansaray yaptırmış. Yabancı forumlarda hakkında dönem ticaretinin güvenliğini sağlayabilmek adına herşeyi yaptığı yazıyordu.





    Mescidin tepesinden;





    Kışlık kısımın çatısı;



    Dış bahçe;



    Güvercinler yıkacak burayı ;



    Yolunuz düşerse görmekte fayda var, ancak rota planlarken burayı görebilmek için ekstradan yol katetmeye lüzüm yok derim ben, işin acayip tarafı buraya bile otobüs otobüs japon turist getirmişler.

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 19:51 ---------- bir önceki mesaj zamanı 19:13 ----------

    --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    Sultanhanı'ndan sonra Konya'ya Mevlana'ya gittim, Sultanhanı 3 Lira giriş ücreti var, mevlana ise 5 TL olması lazımdı. (öğrenci)

    EN son çocukken gitmiştim Mevlana'ya, sanki o zaman daha güzeldi, daha etkileyiciydi. Tabi buraya rehber ile gitmek lazım ve en önemlisi Mevlevilik hakkında bilgi sahibi olmak lazım, ben Fransız tursitler gibi gezdim ayrıldım.









    İç avluda, mevlevilik ile ilgili küçük küçük odalar tasvir edilmiş. Tam bilgim yok ama atıyorum 10 yılını bu işe verenler, bilmem kaç ay çile'de kalıp pişenler aşçı oluyırlar, hoca oluyorlar falan. Bana pek çekici gelmedi ama UNESCO bile dünya barış yılı adı altında Mevlana reklamı yaptıysa baya önemli bir olgu demekki, galiba bir anlayış olarak dünyada dostluk ve kardeşliği temel alan ilk tarikat/oluşum olduğu için bu kadar dikkat çekiyor. Saman gibi yetişmemek lazım, bunları okuyup öğrenmeli insan.





    Bu resimler az önce anlattıığım kısımları tasvir ediyor;







    Hz. Mevlana'nın oğlunun kaftanı/gömleği, bu ne işçiliktir arkadaş!



    ---------- Mesajlar birleştirildi - 20:16 ---------- bir önceki mesaj zamanı 19:51 ----------



    Bahsettiği mevlevilik ile ilgili mertebeler;









    Musiki çok öenmlidir mevlevilikte;



















    Bi de uzaktan alalım;





    Hemen arka tarafta bulunan cami, tabi ben gidiyorsam mutlaka bakımda olmalı tarihi ve tursitik bir yer;







    Mevlana'nın karşısında bulunan eski mezalık, iç düzenlemesi gayet hoş;

    Bu arada beleş otopark Mevlana'ya biraz uzak ve ben halat zincirimi evde unutmuşum, motoru kilitleme imkanım olmadığı için giriş kapısının oradaki ücretli yere bıraktım ancak ne şimdi ne de 5 gün boyunca hiç bir otopark para almadı motosikletten.





    İnsanın gidipte yatası geliyor vallaha;



    Mevlana'ya yürüme mesafesinde bulunan Şehitler Parkı'nıda gitmişken göreyim dedim. Zaten belirli bir program olmayınca elde su şisesi aylak aylak dolanıyorum ortalıklarda.







    Giriş beleş;

    Hangi Konyalının nerede şehit olduğunun yazıldığı büyük bir defter var girişte;







    İçeride maketler ile canlandırma yapılmış, özellikle çocukları gezdirmek için güzel br yer, hem tarihe de ilgi duyarlar;







    ---------- Mesajlar birleştirildi - 21:26 ---------- bir önceki mesaj zamanı 20:16 ----------















    Konya'dan ayrılıp alaaddin tepesi denen yere gittim, ancak yine tavsye etmem. Mesire alanından farkı yok.

    Konya'dan aslında Seydişehir yolunu takip edersen Antalya daha kısa ancak ben liseyi ısparta'da bitirdiğim için, 3 yıl sonra geçerken liseyi bir görelim dedim ve Beyşehir yolundan gitmeyi planladım.

    Tam Konya çıkışında Alacahöyük Kazısı diye tabela gördüm. Yolun sağına çekip internetten bakınca 1960 yılından beri kazı alanı olduğunu ve UNESCO dünya kültür mirasına alındığını gördüm. Kesin cici bir yerdir diye 40 km geri gittim, aynı yolu 40 ta geri geldim, ett 80. Isparta yolu 100 km daha uztıyor. Kaba taslak 200 km uzatarak Antalya'ya ulaştım.

    Alacahöyük kazısına giden yol tarımsal sulama sebebi ile yer yer virajlarda ıslaklıklar var. Ben hala Stock lastikleri kullandığım için tükürük damlasından geçse motor 180 derece dönebiliyor.

    Tarlaların arasından zevkli bir yoldan höyüğe ulaştım. Birçok insanın dikkatini çekmez kazı alanları, ama eski insanlar ve onların yaşam biçimlerini çoktan beri takip ettiğimden benim için gayet güzel oldu o tabelayı görmem.

    Bu tür işlere ilgi duyuyorsanız mutlaka görmeniz gerekir.



    Ayçekirdeği tarlası;



    Ne zaman bir akan su görsem "acaba kaç can aldı" diye düşünmeden edemem.



    Öğle sıcağında, kan ter içinde höyüğe ulaştım. İlgilenenler için biraz hakkında yazacağım.

    İlk defa 1958 yılında bir İngiliz Profesör tarafından 7 yıl süren kazı yapılmış maddi imkansızlıklar sebebi ile ve dönemin koşullarınca kazı yarıda bırakılmış. ANcak bu profesör her dersinde Konya'dan bahsetmiş ve onun öğrencilerinden bir tanesi arkadaşı ile brlikte 1990 veya 1991 gibi Türkiye'ye gelip kazı alanını kaydırmak gerektiğini düşünür ve gerekli resmi izinler alındıktan sonra 1993 yılında başlayan kazılar halen devam etmekte. Bu profesörün adı Ian Hodder ve doktorasını çatalhöyük sayesinde almıştır.

    Ömrünün 25 yılını Konya'nın 45 km uzaklığındaki bir tepeye adamış bu ingiliz.

    Bu tür höyükler özellikle Niğde - Konya ve nevşehir civarında bulunur. Genelde Konya ovası üzerinde düzlükte dağ değil ama bir kum yükseltisi görürseniz bilinki orası höyüktür.

    MÖ:6000 yıllarında Anadolu'da yaşamış olan bu abiler ellerindeki imkansızlıklar sebebi ile mağaraları yapamadıkları için ve Konya ovası o zamanlar göl olduğu için balıkçılık yaparak bu tür höyüklerde yaşamışlar.

    Evler kerpiçten yapılma ve tüm köy birbirine bitişiktir. Ancak aynı duvarı 2 ev ortak kullanmamışlar. Çünkü 100 yıllık ömrü olan bu kerpiç evleri yenisi ile değiştirme esnasında kavga çıkmasın diye.

    Ömrü dolunca evleri bel hizasının üstünde kalan kısımlarını evin içine doğru yıkmışlar, ve üzerine yenisini yapmışlar.

    Evlerin giriş kapıları yoktur, girişler çatıdan yapılmış. Yabani hayvan korkusu herhalde.

    Her ev 2 odadan oluşur, depo ve günlük oda. Her evde ocak bulunur. Köy içerisinde sokaklar yoktur. Çatılardan yürümüşler.

    Bu zamana ait ilahi bir din yoktur, para yoktur ve bu insanlar arasında Irk ayrımı olmadığı için hiçbir savaş olmadan 1500 yıl boyunca bu kavim burada yaşamış.

    Daha sonra Konya ovasının çekilmesi ile beraber önce yer değiştirmişler sonrada kaybolmuşlar.

    Duvarlara yaptıkları resimlerden anlaşıldığı kadarı ile günümüz insanı ile aynı boy ve kilo oranına sahipler. Yaptıkları minik kireçtaşı maketlerinde hem erkek hemde dişi hayvan tasvirlerine rastlanmış. Boğa kutsal hayvan olarak kabul edilmiş.

    İleride resimlerden göreceğiniz üzere tam 13 farklı kata ulaşılmış. Yan, 12 kere yıkıp üzerine yeniden ev yapılmış, bu şekilde koca bir toprak yığını oluşmuş.

    E o zaman nasıl toprak altında kaldı bunlar diyenler biraz jeoloji araltırırlarsa zevkli olur.


    Ben oradayken 100'den fazla yabancı bilimadamı vardı, Ian abiyi tenhada kıstırıp soru soramadım. Aile yapıları nasıldı? Kendi aralarında herhangi bir ceza/hukuk sistemi var mıydı?

    Tek eşlilik veya evlilik kurumu var mıydı? gibi sorular hala bende saklı.

    Burası örnek ev, gelenler akıllarında iyi canlandırabilsinler diye yapmışlar,



    Araziyi tek başınıza gezmeniz yasak, girişte bulunan zile basınca size ücretsiz rehber geliyor. Beklerseniz tek başınıza beklemez iseniz grup olarak gezebilirsiniz.

    Tarih ve arkeleoji okuyan üniversite öğrencileri çadırlarda yaşayarak gönüllü olarak bu hizmeti veriyorlar.

    Benim dahil olduğum gruptaki inşaat mühendisi olduğunu arabasındaki baretten anladığım kronun teki gezi bittikten sonra sırtını döndü ve cebinden para çıkararak bize rehberlik eden öğrenciye "al yeğenim şunu" diye para vermeye çalıştı.

    Ben o hödüğün adına utancımdan yerin dibine girdim.

    Neyse, burası yeni kazı alanı henüz 2 kat falan kazabilmişler.









    adamlar bizim zincir yıkadığımız mazot fırçası ile koca dağı kazıyorlar ya lan



    Karşıda bir adet mezar taşı var, yakın bir köyde yaşayan, eski zamanlarda kötü kadın ilan edilen, günümüzde "kafa kız" diye tabir edilen bir ablamız köyün erkeklerini gece evine alırmış. Öldükten sonra buna kızan köylüler kadının mezarını taa buraya getirmişler sırf kadına kötülük olsun diye. Ama şu an bu apla Dünya Kültür Mirası'na dahil olmuş durumda [COLOR="Silver"]

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 21:42 ---------- bir önceki mesaj zamanı 21:26 ----------

    Bu taşı en yüksek yere koymuşlar, buna göre mesafe almışlar galiba 1960 yılında,



    Buraları epey bir deşmişler ve bayağıı önemli eserler çıkarmışlar. Yıkılmasın diye V şeklinde kazıyorlar. Şu anda 3 boyutlu lazer modellemesi yapıyorlar galiba;













    Girişte müze var, beleş. Prof Türk olsaydı ne giriş ne de müze beleş olmazdı











    Ölüleri ev tabanına gömdüklerini söylemiş miydim ?



    ---------- Mesajlar birleştirildi - 21:48 ---------- bir önceki mesaj zamanı 21:42 ----------

    Resimleri siz okuyun diye çektim haa, yaramaz ikokul çocukları gibi sadeceresimlere bakıp geçmeyin



    Adamlar tuzluk bile yapmışlar ama tuz doldurma kapağı yok. Galüba tuzlu suyu üstteki delikten doldurup buharlaşmasını bekliyorlardı.



    obsidyen denen mineralden ok ucu, bıçak vs yapmışlar. Az daha uğraşsalar Wi-fi bulacaklarmış.







    ---------- Mesajlar birleştirildi - 22:06 ---------- bir önceki mesaj zamanı 21:48 ----------

    Bu tür eski yerleşimlere ilgi duyan birileri iseniz Nevşehir - Ihlara Vadisi ve Niğde - Gümüşler Manastırı'nı mutlaka ziyaret etmelisiniz.

    Üstteki pecemenk hangi alfabeyi kullanarak yazdı bilmiyorum ama ben sadece imza attım, onuda tarihi yanlış yazmışım.





    Höyük yakınlarında kerpiçten yapılma evleri olan küçük bir köy var;



    Şöyle bir yoldan 40 km Konya'ya kadar gidiyorsunuz, sulama olmasa gayet hızlı gidersiniz ama benim motor zaten her halükarda 100 yaptığı için benim hesap 20 milyonluk benzine benziyor.





    Bakmayın sevimli durduklarına, kovalıyorlar;



    Aradan 1 hafta geçtiği için saatleri tam hatırlamıyorum ancak 17 - 18 gibi Konya'dan ayrılıyorum.

    Sabah 06:30'da Niğde'den yola çıkıp yaklaşık 12 saat sonra ancak 300 km yol almış olmak ne acı değil mi ?





    Akyokuşta resim çekmesek olmaz;



    Benzin almak dışında Isparta'ya kadar hiç durmadım bundan sonra, Zaten bir 100-150 km sonra motor vücudun bir parçası gibi oluyor, tır sollayan tırı sollayabilecek kadar yürek sahibi oluyorsunuz bu bölünmemiş yolda. Rüzgarın durumuna göre 100-110 arası fıtı fıtı Isparta'ya gidiyorum.



    Benzin aldığım yerde sıcak sebebi ile markete girmiş, tüm küfürlere rağmen çıkmayan bu sevimli arkadaş vardı.



    Ben şikilota alınca hemen peşime geldi, namussuz tam önüne oturup pür dikkat çikolatayı kesiyor. Paketi açınca zıplayıp elinden alıyor.

    Çöpe attığın boş paketi iyice bir sünnetliyor. Tamı tamına 3 tane şikilotamı yedi, su şişemi yaladı.



    Resim çekmek için durmuşuz canım;



    Kuyruk sokumumdan tüm vücuduma giren krampa rağmen Eğirdir gölünün kenarına kadar durmadan geldim;







    Birisi şişeye su doldurup bırakmış, aldım bloğun üstüne boca ettim bende, anında buharlaştı tüm su. Acep kaç dereceydi motor ?



    ---------- Mesajlar birleştirildi - 22:13 ---------- bir önceki mesaj zamanı 22:06 ----------



    Şu gördüğünüz adanın ucuna kadar gelerek burada 1-2 fotoğraf çektikten sonra acıktığım için gidip yemek yiyorum.
    Evet saat 19:30 ve ben kahvaltı bile yapmamışım.













    YGS sınavından bir gün önce pisiklet kiralayıp gezdiydik bu adayı, hüzünlendim bak şimdi;





    Oku lan burayı Kostok;





    MCV, zizulander, tezer ve 10 diğerleri bunu beğendiler..


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #2
    OnurTr - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    13 Mart 2014
    Şehir
    İstanbul-Fatih
    Takdir edilecek bir gezi ve bir o kadar da harika kareler...Maşallah demek düşer bize...
    mehmetenis bunu beğendi.
    ...Bir acaip Mühendis.....3 aşağı 5 yukarı yok...1 aşağı...2..3..4..5..6 yukarı

  3. #3
    Zuzuuw - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    05 Mayıs 2014
    Alıntı OnurTr adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Takdir edilecek bir gezi ve bir o kadar da harika kareler...Maşallah demek düşer bize...
    Allah razı olsun birader, alta bir tane yorum yazan olmayınca tepemin tası atıyor. Tüm mesajlar birleşiyor.

    Cemaat, mesajlar birleşmesin diye araya yorum yazın noolur.

    Yazmam bak.
    mehmetenis bunu beğendi.

  4. #4
    Tİme_shİft42 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    22 Kasım 2012
    Motosikleti
    Var
    Ben 825 km iyi dayandım eve geldiğimde ruh gibiydim rüzgarı yememek için 2 büklüm gitmek rüzgar sesi korumalar sıcaklık derken adam fena yoruluyor

    Deponun ucuna sünger felan uydur depoya yattığında kaskı depoya desteklemessen boynun omuzların fena ağrır ben sol elimi yumruk yapıp kaskı yumruğun üstüne koyuyordum acayip rahatlıyordum bilseydim oraya sünger sert bi şey felan uydururdum

  5. #5
    Zuzuuw - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    05 Mayıs 2014
    ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    Düğünlerde havaya ateş eden ibinelerin ben taaaaa, ulan evde tam siper yaşıyoz

    Neyse efenim, Buraya kadar 100 liralık benzin aldım, 15 lira da eğirdirde yediğim yemeğe verdim. Hayatımda ilk defa cacık kıvamında bir yoğurdun içerisinde servis edilen beyti sarma yedim eğirdirde. Allah sizi nasıl bilirse öyle yapsın.

    Eğirdir'den ISparta'nın Gönen ilçesine gideceğim, Atabey ilçesi civarında daha önce hiç gitmediğim bir yol gördüm. Yol toprak mı değil mi derken hava kararmaya başladığı için hiç durmadan gazladım.

    Eğirddir gölünden Atabey'e dönmekte olan yaklaşık 7-8 tane 100 lük ve 125 lik motorcu ordusu vardı yolda, beni görünce onlar gazladı ben gazladım.

    Bu vesile ile Atabey'e kadar olan kısmı gayet hızlı aldık. Kalan yolu hatırladım. Atabey Yatılı Bölge okulunda staj yapmıştım, güneş gözlüğünü unuttuğum için hava karardı sandı, gözlüğü çıkarınca rahatladım.

    Konya girişindeki düz yolda yan yatmayı başarmış yılın söförü;



    Akşam saat 20:30 gibi mezun olduğum liseye ulaştım.





    İnönü zamanında köy enstitüsü olarak açılmış, devrin en baba okullarından ama benim zamanımda Kalyonc F tipi kapalı cezaevi diye adlandırılırdı.



    Bünyesinde sağlık ocağı, gül tarlaları, vişnelikler, sağlık ocağı gibi birçok yer barındıran ülke kalkınmasında rol oynamış güzide okullardan biriymiş taaa ki kalyoncuyu oraya müdür yapana kadar Benim zamanımda okuldaki Hoca!lar eşkiya gibiydi. Eğitim öğretimden başka her şey vardı okulda. Tüm yük dershanelere yıkılmış, zaten yatılıyız. 3-5 tane hoca! müsfeddesinin kahrını çeken onlarca öğrenciye ev sahipliği yapıyordu.



    Bazı binalar yüksekokul oldu şimdi;









    Geceleri kaçıp gittiğimiz gölet;





    Hocalar olmasa çok güzel okuldu lan aslında



    ---------- Mesajlar birleştirildi - 22:58 ---------- bir önceki mesaj zamanı 22:34 ----------

    Hava karardı, Isparta'ya 25-30 km kadar var. Yolda artık motorcu donumu giymem gerektiğini anlıyorum, ısparta'da bi çay içtikten sonra giyecem donumu;



    Kel sülo heykelinin oradaki travertenlerin hemen üstündeki altınmakas erkek kuaförünün yanındaki tatlıcıda dondurma ve tatlı yemek istedim, masaya at hırsızı baba katili tipli birisi geldi. Zaten aklımdan Halfeti hiç çıkmadı, kötü haberi Eğirdir'de yemek yerken okumuştum.

    Sebebi neydi ki diye düşünürken benim at hırsızı;

    +Abe mühendis misin

    - Öğrenciyim

    + Mühendislik mi? ( ulan arkadaş, ne ara selamlaştık da meslek sormaya geldik biz)

    - Evet, inşaat.

    + Maden mühendisi tanıdığın vardır senin.

    - yok.

    + Nasıl yok ?

    - Yok işte abi, ben öadenci tanımıyom.

    + Bana yeni mezun, eşekte ...... görmemiş bir mühendis lazım. ( pecemenk sanki pazardan tomato alıyor )

    - Sebep?

    + Benim mermer madenlerim var, geçen yeni bir maden keşfettik. Şerefsiz mühendis biz lisans alamdan madenin yerini büyük firmalara 500 bin dolara satmış.

    - asfasdfasdf ( diyecek laf bulamadım, artık dondurmayı yalamadan direk yutuyorum ki şu heriften kurtulayım )

    Bu arada abim aradı, gece Antalya yoluna devam etme diye telkinde bulundu. Yol Baraj göleti yanından geçiyor, tehlikeli falan derken bu kro duydu hemen baraj maraj.

    + Sen baya mühendissin, yol nereye, afyona doğruysa bende oraya gidiyom.

    - yok antalya'ya

    Burnuma bir tane sigara soktu, almadım. Çayıda fondipleyip ayağa kalktım. Bizim muhabbet böbrek.avi'ye doğru gidiyor yoksa.

    + Antalya'nın ne tarafına gidecen?

    - Erdemli ( muhahahaha )

    + büyük bir baraj vardı orada, onu mu yapıyonuz siz. Benim arkadaşlarım var. sadvadsgsdfgsdfgdsfbsfdbsfbs

    Ulan adam yiiden iyiye sardı.

    Hemen merkez cami arkasına sakladığım motordan donumu çıkarıp giydim ve 1 buçuk saat sonra Antalya'daydım.

    Yol yapım çalışması sebebi ile yolda zift vardı. Koca koca kamyonlar ve otobüsler gecenin karanlığında dans ediyorlardı resmen.

    Ben farlarım yetersiz diye önüme yolcu otobüsü alıp, onu takip ediyordum. eğer önümde otobüs olmasaydı ben kesin o ziftten kayıp uçardım. Otobüs yavaşlayınca bende onun peşinden yavaşlayarak kurtuldum büyük bir kazadan.

    Biraz 20 km hızda seyrettikten sonra otobüsçü amca 100-110 asılıyor. Bende peşinden. Adam makas atarak sollama yapıyor gece dağ yolunda

    Aksu'ya kadar sağolsun peşinden gittim, sonra benzin için petrole girince büsü büsü gitti.

    Benzin, kola mola derken bir 20 dakika dinlendikten sonra antalya'ya devam.



    ---------- Mesajlar birleştirildi - 23:07 ---------- bir önceki mesaj zamanı 22:58 ----------

    Beldibi / Kemer'e kadar gidip Abimin yanında geceliyorum. 780 km yol gitmişim ilk gün.

    Kemer tünellerinde giderken her geçen araba konaya asılıyor, en son tofaşın teki yanıma gelip bağırdı camdan adam. Anlamadım tabi.

    Adam ışıklarda durunca mesele anlaıldı, benım arka lambalar yanmıyormuş.

    35 wattlık sürekli yanan üçgen lambaya demekki akü dayanamadı. Gezinin bundan sonrasında her yarım saatte gece yolculuklarında durup arka lambayı kontrol ettim. Titreme varsa, sağa çekip 5-10 dakika yüksek devirde farları kapatıp aküyü şarjladım.

    780 km yaparak ilk günü bitirdim.
    tezer, zizulander, iptaluyelik02 ve 6 diğerleri bunu beğendiler..

  6. #6
    hakan_biolog - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    31 Temmuz 2006
    Şehir
    Çanakkale
    Motosikleti
    RKS Titanic 150
    Anlatım orjinal, kareler "kostok" tarafından çekilenler gibi olmasada yine kendine has güzellikte, emeğine sağlık. Ne yazık ki "şahıslar" yüzünden ülkemizin nadide yerleri çilehaneye dönüşebiliyor. Geçenki gezide yol tarifi yapan teyzeleri aratmamış bu sefer karşılaştığın kişi de Yorum kısmına gelince bir çoğumuz anlatım bölünmesin diye mesaj atmaktan çekinebiliyor (şahsen geziyi bir solukta okuduktan sonra yorumları okumayı tercih ediyorum). Kazasız belasız yolculuklar..
    mehmetenis bunu beğendi.

  7. #7
    Zuzuuw - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    05 Mayıs 2014
    Alıntı hakan_biolog adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Anlatım orjinal, kareler "kostok" tarafından çekilenler gibi olmasada yine kendine has güzellikte, emeğine sağlık. Ne yazık ki "şahıslar" yüzünden ülkemizin nadide yerleri çilehaneye dönüşebiliyor. Geçenki gezide yol tarifi yapan teyzeleri aratmamış bu sefer karşılaştığın kişi de Yorum kısmına gelince bir çoğumuz anlatım bölünmesin diye mesaj atmaktan çekinebiliyor (şahsen geziyi bir solukta okuduktan sonra yorumları okumayı tercih ediyorum). Kazasız belasız yolculuklar..
    Teşekkür ederim, anca bölünmesi benim açımdan daha iyi. Tüm mesajlar birbirine yamanıyor öteki türlü

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 00:33 ---------- bir önceki mesaj zamanı 00:23 ----------

    --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
    2.Gün

    Herhangi bir plan program olmadığı için ilk gün gibi kalan tüm günler spontane gidiyor.

    Öğleye doğru uyanıp, Kemer'de çalışan küçük kardeşimi almaya gidiyorum. Daha sonra Kurşunlu ve Düden'e gideceğiz. Zaten saat 16'da onun geri otele dönmesi lazım, mesaisi başlıyor.

    ama kerata öğleden beri fotoları yollamadı bana, kopukluk olmasın diye burada bırakıp ondan fotoların gelmesini bekleyceğim.
    mehmetenis bunu beğendi.

  8. #8
    erkanzdemir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    27 Mayıs 2007
    Şehir
    Ekmek Kocaeli / Memleket Eskişehir
    Motosikleti
    versys650
    Bildim seni.

    güzel gezilerin olsun yıllarca.
    mehmetenis bunu beğendi.

  9. #9
    Zuzuuw - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    05 Mayıs 2014
    Kemer'den Antalya'ya kadar olan kısım gayet akıcı fakat şehir içerisi çok sıkıntılı.

    Ne bir yeşil dalga var, ne bir düzen.

    Işıklarda bekleme süresi çok uzun. Üzerimizde eldiven mont kask var. Terden anam ağladı.

    Bir ışıkta bekliyoruz, saniye hep "99" gösteriyor. Meğer 2 basamaktan yukarıyı göstermediği içinmiş. Artık üstü ne kadrsa ...

    Bu SYGİC iyi güzel hoş fakat adres bulma olayı tam bir bela. Düden şelalesi yazdık, bizi deniz kenarındaki "düden parkına" götürdü.

    Benim tepe iyice attı, hava zaten sıcak. En son bulduk düdeni ama belki Beldibinden itibaren 2,5 saat sürdü.

    2. günün başında km;



    Bu sıcak havada şelale kenarı gerçekten çok iyi bir serinleme yeri.

    Giriş kelle başı 2,5 TL öğrenci.







































    ---------- Mesajlar birleştirildi - 01:56 ---------- bir önceki mesaj zamanı 01:44 ----------

    Düden şelalesinden sonra Kurşunlu şelalesine gidip daha sonra ufaklığı mesaiye yetiştireceğiz.

    Gitmeden evvel ismi "Şelale Restaurant" olan, merdivenlerin hemen kenarında bulunan fakat girebilmek için şelaleden çıktıktan sonra 300 metre yürümek gereken bir restaurant.

    Orada yemek yedik, aman dikkat 75 kuruş olan cam kola 4 lira, su 3 lira. Ulan ne güzel memleket be, herkes tuttuğunu ........
    Hadi 1 lira olur su tamam, 1,5 ehh derimde 3 lira ney lan? 50 kuruşluk su. kola, su ve salataya verdiğimiz para 18 lira.



    SYGİC bir kere daha yamuk yapıyor ve düdenden kurşunluya götürmek için bizi 30 tane sera bahçesine sokuyor.

    Eski toprak yollara sera yaptıkları için sygic oraları hala yol sanıyor. Hangi yola girsek sonu bir serada bitiyor.

    SYGİC daha sonra manavgatta öyle bir yamuk yapacakki, geziye damgasını vuracak.

    Aksu ilçesindeki tüm sera bahçelerini gezdikten sonra Kurşunluya varıyoruz; Giriş ücreti 3,5 TL kelle başı olması lazım.

    Burası daha sıcak fakat Düden'e göre daha ferah ve güzel.





    Su tosbilisi;



    Antalya'da evlensem, fotoğraf çektirmeye buraya gelirdim kesin.





    Mavi ve yeşilin böyle kucaklaştığı yer kaç tane acaba ?









    ---------- Mesajlar birleştirildi - 01:59 ---------- bir önceki mesaj zamanı 01:56 ----------







    ---------- Mesajlar birleştirildi - 02:06 ---------- bir önceki mesaj zamanı 01:59 ----------

    Derken saat ilerledi. Bizim ufaklık turizm lisesinde okuyor ve 5 yıldızlı bir otelde 16 - 24 arası bar bekliyor. Otel için ne güzel yarı maaşa tam zamanlı işçi.

    Sınıf arkadaşını arayıp ben 1 saat geç kalacağım dediikten sonra onu otele bırakıp ilk günü noktalıyoruz, bende abimin yanına gidip ertesi güne kadar yatıyorum.



    Gece bahçede kedinin teki fare yakalamış ama yemiyor. Hayvanı pati manyağı yaptı vura vura. Son anda fareyi kurtardım resmen





    Türk olmanın gerekliliğini yerine getirip yan yatmış ağacın üzerine de çıktık.



    ---------- Mesajlar birleştirildi - 02:25 ---------- bir önceki mesaj zamanı 02:06 ----------

    3. Gün

    Biraz daha erken kalkarak yine ufaklığı alıyorum Kemerden, bugün onu manavgat şelalesine götüreceğim.















    Şelaledeki su iyice azalmış. Bir daha geldiğimde muhtemelen su kalmayacak.

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 02:37 ---------- bir önceki mesaj zamanı 02:25 ----------

    Şelaleden hemen yukarıda hatırladığım kadarıyla oymapınar barajı vardı.

    saat 12 gibi şelaleden baraja doğru ayrılıyoruz, barajda 1 saat oyalansak 13 gibi yola çıkarız 2,5 saate ufaklığı otele bırakırım diye düşünüyorum.

    Bu arada şelalenin 200 metre üzerinde çocukken gelip yüzdüğümüz bir yer vardı. Orada bakkaldan aldığımız püskevitleri bi 10 dakika tırtıklıyoruz;

    Eşşeği suvaralım, sıcaklamıştır...







    Şelalenin hemen yanındaki yoldan dağa doğru 10 dakika kadar gidip GPS'ten yola bakıyoruz. O da ne. GPS bize baraj göletinin sol tarafından giriş yok, tüm göletin etrafını sağdan dolanacaksın diyor. Green restaurant'ın oradan geri dönüp GPS'in tarfi ettiği yola giriyoruz. Tamamı berbat bir 28 km lik dağ yolu.

    Tüm baraj göletini 1 saat süreyle sağ tarafından dolanıp sonunda ulaşıyoruz oymapınar barajına ama bir terslik var. Yolda hiç araba görmedik biz.

    Ayrıca bu kadar uzun olmaması lazımdı. Babam arıyor, bekçi kulübesindeki üzümler olmuştur yemeden gitmeyin diyor.

    Benim jeton sonradan düştü, şerefsiz GPS bizi baraj etrafında tur attırmış, eğer green restaurantın oradan geri dönmeseydim tam 1 dakika sonra barajı görecekmişim zaten.

    1 saat fazladan yol aldırdı GPS bize. Çocuk yine işe geç kalacak diye baraj göletinin arkasına gitmiyruz, aslında balık yemeden gitmek olmadı ama hızlıca ayrılmak zorunda kaldık, resmen sırf yol gitmiş olmak için 250 km yol gittik bugün.

    Adres bulma yetisi düzgün bir program biliyorsanız bağa bir mesaj kadar yakınsınız dostlar

    Oymapınar Barajı







    ---------- Mesajlar birleştirildi - 02:55 ---------- bir önceki mesaj zamanı 02:37 ----------

















    Eğer restaurantın oradan geri dönmeseymişim, ah şuracığa çıkıyormuşum.





    Motor 10.000 km yi doldurduğu için yolda Shell Advance 15w50 AX7 diye bir yağ buldum ve 15:40 gibi ufaklığı hiç durmadan Kemer'e kadar götrüdüm.

    5 yıldızlı cafcaflı bu otellerin ayda 600 liraya zorunlu staj adı altında 6 ay çalıştırdıkları şu çocukları koydukları misafirhanede ne bir güvenlik ne bir kapı pencere vardı.

    Tuvalet banyo resimleri burada;









    ---------- Mesajlar birleştirildi - 02:57 ---------- bir önceki mesaj zamanı 02:55 ----------

    Kemer çıkışındaki virajda bi şıngırtı duydum, genelde durmam ama bi baktım egzoz vidası düşmüş.

    Abimin yanına bıraktığım takım çantasında Kelebek vida vardı allahtan, lastikçden aldığım tel ile geçici olarak bağlayıp Kemer'den Beldibine doğru gidiyorum.





    ---------- Mesajlar birleştirildi - 03:12 ---------- bir önceki mesaj zamanı 02:57 ----------

    Yolda Göynük Kanyonu tabelası görmüştüm. Sağa çekip internetten bakıyorum ve gitmeye değer gözüküyor. Zaten kanyonlar genel itibari ile güzel yerler olur.

    Göynük kasabası içinden geçen asfalt bir yol ile doğa parkına kadar gidiyorum.

    Giriş 5 liraydı galiba, hiç bilmeden gittiğim için gayet süpriz niteliğindeydi. Allahtan hava biraz olsun serinlemişti.

    İçeride ne göreceğimden habersiz ilerlerken önce bu küçük göletlerle karşılaştım;















    İçeriye maalesef araç almıyorlar. 10 km batı yönünde dağa tırmanırsanız bir kamp alanı, 18 km doğ yönünde tırmanırsanız başka bir kamp alanı varmış. Galiba burası trekkingci mekanı diyorum.



    Bu küçük göletlerde bile çimenler vardı;







    2-3 motorsanız 10 numara 5 yıldız piknik alanı.








  10. #10
    MCV - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    14 Mayıs 2014
    Şehir
    sivas
    Motosikleti
    150 mcx-Kuba KEE100-RKS Winner200- Hero XPULSE 200
    Çok güzel bir gezi yapmışsın.Resimler ve anlatımla daha da zevkli hale geliyor.Paylaşım için teşekkürler devamını bekliyoruz.

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 07:39 ---------- bir önceki mesaj zamanı 07:37 ----------

    Bu arada sıcak motora su dökme işide büyük cesaret.İyiki bloku çatlatmamışsın.Bir daha yapmamanı tavsiye ederim.
    mehmetenis bunu beğendi.
    https://www.youtube.com/channel/UCsQMNz8EBD5jqoRCOlr-72Q

  11. #11

    Üyelik
    10 Ocak 2013
    Şehir
    Denizli
    Motosikleti
    Yamaha Süper Tenere XT1200ZE & SYM Joyride 300
    gezin, fotoların ve özellikle anlatımların çok güzel. kostakla didişmen hoşuma gidiyordu. onsuz bir garip olmuş (kostak bak seni koruyorum haa)
    mehmetenis bunu beğendi.

  12. #12
    hakan_biolog - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    31 Temmuz 2006
    Şehir
    Çanakkale
    Motosikleti
    RKS Titanic 150
    Yan çantalardan memnun musun bunca yolculuk sonrasında ? Markasını ve temin ettiğin yeri paylaşabilirsen sevinirim =)
    mehmetenis bunu beğendi.

  13. #13
    Salih_T - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    19 Temmuz 2013
    Şehir
    Ankara
    Motosikleti
    Salcano Wolf 125cc, Bajaj Pulsar NS 200
    yine güzel bir gezi....

    ama kostok un olmaması büyük eksiklik.. Hemen farkediliyor...
    mehmetenis bunu beğendi.
    "Ne Mutlu Türküm Diyene" M.Kemal ATATÜRK
    Salcano Wolf 125 28.03.2014 - 02.05.2016 (11.800 km)
    Bajaj Pulsar NS 200 Trafiğe Çıkış: 09.05.2016 (46.500 km)

  14. #14
    Zuzuuw - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    05 Mayıs 2014
    Alıntı MCV adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Çok güzel bir gezi yapmışsın.Resimler ve anlatımla daha da zevkli hale geliyor.Paylaşım için teşekkürler devamını bekliyoruz.

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 07:39 ---------- bir önceki mesaj zamanı 07:37 ----------

    Bu arada sıcak motora su dökme işide büyük cesaret.İyiki bloku çatlatmamışsın.Bir daha yapmamanı tavsiye ederim.
    Bilemedim ki

    Sığusun diye su attıydım üstüne.

    Alıntı zihnigonen adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    gezin, fotoların ve özellikle anlatımların çok güzel. kostakla didişmen hoşuma gidiyordu. onsuz bir garip olmuş (kostak bak seni koruyorum haa)
    teşekkür ederim. Kostok şu an başka meşgaleler ile uğraşıyor.



    Alıntı hakan_biolog adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Yan çantalardan memnun musun bunca yolculuk sonrasında ? Markasını ve temin ettiğin yeri paylaşabilirsen sevinirim =)
    Yan çantalar ile toplamda 6000 km yaptım, körüklerini açınca arka topcase kadar eşya alıyor ve ben kancalı lastikler ile iyice sarıyorum gerçi. Ama altına yan çanta destek demiri falan yaptırırsan çok daha iyi olur. 32 litre diyor bir tanesi ama benim 35 litre top case^den çok daha fazla eşya alıyor.

    Markası 4Rider Jumbo, ben bu 4riders'dan her ne aldıysam hiç ama hiç memnun değilim çanta hariç. Onunda küçük bir yeri söküldü fakat tamir edilebilir gibi duruyor. Bu arada su geçiriyor çantalar. Ayrı yağmurluğu var. Fiyat 170 yada 180 liraydı.

    Alıntı Salih_T adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    yine güzel bir gezi....

    ama kostok un olmaması büyük eksiklik.. Hemen farkediliyor...
    Vallaha hiç sorma, düşmeden gezmek çok koyuyor insana.

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 15:45 ---------- bir önceki mesaj zamanı 15:04 ----------

    ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    Kanyonda çektiği .AVI formatındaki video'yu 3 farklı siteue upload ettim ama yüklemeden sonra sesleri kesiliyor videoların. Son çare olarak fake bir facebook hesabı açıp oraya yüklüyorum şimdi.

    Kanyon içerisine giriş yaptıktan sonra yaklaşık olarak 2,5 km yürürseniz, yürüme yolunun sonunda "body rafting" yapılan bir yer var. ÇAtala kaçan o kıyafeti giyip suya giriyorsunuz. Üzerinize kiraladığınız kıyafetlerin ücreti 25 TL, ben kamera için su geçirmez kılıf aldım. O da 25 TL. hizmette kusur yok yani, sen yeterki parayı ver.

    Şu gördüğünüz patikadan eğer 18 km daha yürürseniz bir adet kmp alanına ulaşılıyormuş, tabi insan neden böyle bir şey yapar orası ayrı bşr tartışma konusu;











    Ayu çıkabülü;





    Şu karşıdaki yola kadar yürüyeceğiz kanyondan;







    Şu an karşıdayız, yürüdür buraya kadar,













    Cicilerimizi giydikten sonra suya giriyoruz;































    Tırmanması en zor kısım burasydı, 2 kere falan düştüm aşağıya, en son girişte öğrettikleri gibi sırtımı dayayarak tırmanabildim.






    ---------- Mesajlar birleştirildi - 16:07 ---------- bir önceki mesaj zamanı 15:45 ----------









    Kanyonun sonu;











    Tırmanıp atlayabülürsünüz;











    Kanyonla ilgili 8 dakikalık bir video çekmiştim, onu da ancak fake bir facebook hesabı açarak yükleyebildim;

    https://www.facebook.com/photo.php?v...type=2&theater

    https://www.facebook.com/photo.php?v...type=2&theater

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 16:15 ---------- bir önceki mesaj zamanı 16:10 ----------

    Geri dönüş yolu;

















    ---------- Mesajlar birleştirildi - 18:45 ---------- bir önceki mesaj zamanı 16:15 ----------



    Kaldığım yere gayet yakındı bu kanyon, beldibine gittim.

    2. video'daki atlama esnasında kulağıma kaçan su sebebi ile hayatımda ilk defa böyle bir acı çektim.

    Acıdan çenem uyuştu gece, eczaneden kulak tütsüsü almaya gittim 2 yıl olmuş tedavülden kalkalı , kulağıma sigara izmariti soktum, avucumla bakumladım, deli ........ afrika maymunu gibi zıpladım ama nafile. Ancak sabah uyandığımda acısı geçmişti. Halada şişkinliği var, kulağı yıkatmak lazımmış.

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 18:48 ---------- bir önceki mesaj zamanı 18:45 ----------

    4. Gün

    aslındabugün erken kalkabilseydim geri dönecektim Niğde'ye, ama kulağa kaçan su vesilesi ile akşama kadar yattım.

    Akşam dönüş yolu için Mersin'deki gezilecek yerlere internetten bakarken giriş ücretlerinin çok yüksek olduğunu gördüm. Her yer 20 TL istiyor.

    Müzekart bakarken İş bankası - MAximum kartın müzekart gibi beleş kullanılabildiğini gördüm.

    Sonra kültür bakanlığı sitesinden Antalya ören yerlerine bakarken hemen 30 km yakınımdaki Phaselis ANtik Kenti'ni gördüm. Akşam saat 17 gibi kendi başıma phaselise gittim.

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 21:45 ---------- bir önceki mesaj zamanı 18:48 ----------

    3 tane doğal limanıyla Likya uygarlığının ticaret merkezi Phaselis;

    Aynı zamanda plaj olarak kullanılıyor, bakanlık para için ne yapacağını şaşırmış durumda.

    Giriş 15 TL;

























    ---------- Mesajlar birleştirildi - 21:59 ---------- bir önceki mesaj zamanı 21:45 ----------

























    Sıcaklığı iyi tuttuğunu bildikleri için hamam kısmını mermer değil tuğla ile kaplamışlar;







    Dünyada savaşların temel sebebi sayılan 3 şeyden bir tanesini bulan ibineler bunlar;

    Din, Irk, Para; Likyalılar parayı bulanlar, ama burayı ilk yapanlar liktalılar da olablir başka bir millet de hatırlamıyorum.

    Savaş zamanında Perge'de yaşayan büyük insanlar buraya kaçıp saklanıyorlarmış.

    Daha sonradan Doğu Roma İmparatorluğu tarafından alınmış ve İskender'in ayağını attığı her yer gibi burasıda yıkılmaya yüz tutmuş.











    Adamların kıçlarına giymeye donu yok, her fırsatta koşmuş tiyatro yapmışlar.





    Evlerini ormanlığa yapışlar;









    Bi fıstığımızın yeşili eksikti derler ya;



    Deniz hakikaten çok güzel;





















    ---------- Mesajlar birleştirildi - 22:19 ---------- bir önceki mesaj zamanı 21:59 ----------

    Yukarıda ağaçların arasında kendine münhasr kimselerin gitmediği şöyle bir yer buldum. Aslında gizliden gece kamp atacaksın burada













    Eski Likya yolu;











    At taşıma aracı;



    kelebek vida;





    5. Gün

    Akşama kadar yatıp, akşamda lunapark'a gittik, ertesi gün kesin yola çıkacam diye 3. sözümü verdim kendi kendime.

    Motorun tüm vidalarını kontrol edip, motor yağını değiştirdim, zincir gergisini ayarlardım ve yağladım.

    Lunapark'ta 5 atışta 4 balon vurana ayucuk veriyorlardı. dedim çekilin lan, benim 2 yılım Zaho'da geçti





    Yolculuğun kalanında bana yarenlik yapacak, her kırmızı ışıkta sağ önde oturan aplaları kahkahaya boğacak bir pampam oldu. Bİ'Bİ

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 22:43 ---------- bir önceki mesaj zamanı 22:19 ----------

    6. Gün

    Sabah saat 8 gibi yola çıktım Kemer'den, geri dönüş yolundaydık Bi'bi'ylen.

    Arka koltuğa, Kostok'un yerine oturttum oni.

    Kemer'den Aksu'da bulunan Perge Antik Kenti'ne gittim.

    Giriş 20 TL, Dedim ben en pahalı 8 liralık yere gittim daha önce, Hattuşa'ya. Motorla anca gezdim. 20 liralık yer acaba ne kaadar büyüktür ?

    Motoru girişe bırakıp içeri girdim, Türkçe kimliği olan ama İngilizce konuşan birisi vardı. Yaklaşık 15-20 kişilik bir grup. Takıldım peşlerine, onlarla birlikte bende gezdim. Başta ben rehberi verdiğimiz 20 liranın içinde sanıyordum ama jeton daha sonradan düştü , o rehber gruğla beraber Antalya'yı geziyormuş Neyse canım, ben olmasamda anlatacaktı nasıl olsa.

    Perge, 2500 yıldan fazla oalrak insanlara hizmet vermiş. İlk defa MÖ: 13. yuzyılda Hitit imparatorluğu zamanında kayıtlara rastlanmış. Ama illk kimin inşaa ettiğini bilmiyorum. 2500 yıl boyunca Pamfilya bölgesindeki antik krallıklara başkentlik yapmış. Aspendos nehri sayesinde ulaşım fevkalade. Deniz ticareti var, avcılık desen wuuuuuuu.

    Buranın yapımında kullanılan mermerleri su vasıtası ile marmara denizinden getirmişler. Kaynak : şişko rehber





















    En az 10 bin dolar bağı yaparsanız bu kolonlara adınızı yazıyorlar.

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 23:50 ---------- bir önceki mesaj zamanı 22:43 ----------



    Otları ezip ilaç yapmışlar bununla;



    Pergeli meşhur bir yunan matematikçi bu oyunu icat etmiş. İsmini unuttum. Rehber söylemişti.

    Sonra bu taşın yanında şu hikayeyi anlattı;

    Eski zamanlarda Hint Imparatoru, satranc oyununu
    Pers imparatoruna,
    yaninda bir mektup ile hediye olarak gondermistir.
    Mektubunda oyunla ilgili hic bir aciklama
    yapmazken soyle bir mesaj
    yazmistir.

    Pers imparatoruna;
    Kim daha cok dusunuyor,
    Kim daha iyi biliyor,
    Kim daha ileriyi goruyorsa
    O kazanir.
    Iste hayat budur...

    Pers Imparatoru donemin en alim veziri olan Buzur
    Mehir ile bu
    Mesaji paylasarak, ondan oyunu cozmesi ve
    kendisinin de karsilik
    olarak Hint Imparatoruna hediye edilmek uzere
    baska bir oyun icat
    etmesini ister.
    Vezir haftalarca calistiktan sonra gonderilen
    satrancin her tas
    hareketini ve oyunu cozer daha sonra da on gunde
    tavlayi icad eder
    ve
    imparatora sunar.
    Hint Imparatoruna tavla oyunuyla birlikte
    gonderilmek uzere soyle
    bir
    mesaj hazirlanir.
    Hint imparatoruna;
    Evet,
    Kim daha cok dusunuyor,
    Kim daha iyi biliyor,
    Kim daha ileriyi goruyorsa
    O kazanir.

    AMA BIRAZ DA SANSTIR.

    Iste hayat budur...

    Niye anlattı bu oyunla ne alakası var anlamadım





    Şehrin başından başlayan su tanrısı kesteros gibi bi karın ağrısı adına yapılmış çeşmeden akan suyu tüm şehirde gezdiren su kanalları, halen çalışıyormuş. Yağmur yağdığı zaman suyun hareketleri takip edilebiliyormuş.





    Burada yaşayan halk önceleri yunan tanrılarına inanırken sonradan hristiyan olmuş ve bunun erefine isa ve meryem için yapılmış dünyada eşi benzeri olmayan ama müze yerine mal gibi açık alanda sergilenen 2 tane kolon var;





    Hatta üzerinde isa olan taşın tekini çalmışlar geçende bulununda iade edilecekmiş.











    Turistin teki rehbere bu çukurda ne varda etrafı çevrili diye sordu,

    Rehber: Turistler içeri düşmesin diye







    ---------- Mesajlar birleştirildi - 00:12 ---------- bir önceki mesaj zamanı 23:50 ----------

    240 metre uzunluğunda stadyum yapmış adamlar,






    Burdan sonra azıcık daha Alanya tarafında bulunan Aspendos antik kentine gittim ama şehri gezmeden sadece dillere destan tiyatrosuna bakıp çıktım;

    Giriş 20 TL kelle başı, otopark için motordan para almıyorlar. Bİ'Bİ den bilet almadılar.



    ---------- Mesajlar birleştirildi - 00:15 ---------- bir önceki mesaj zamanı 00:12 ----------

    Aspendos'a giderken yolda Aspendos köprüsünün tabelasını gördüm. 13. yy da alaeddin keykubat taradından yeniden bakımı yapılmış güzel bir köprü. Yol zaten gir çık 2 dakika sürer, yolunuz düşerse gidip görün, vaktiniz varsa altından akan suya kendinizi atın.















    ---------- Mesajlar birleştirildi - 02:02 ---------- bir önceki mesaj zamanı 00:15 ----------

    Aspendos;































    Bu ufaklıkta buradan nasipleniyor;







    ALANYA KALESİ







    Damlataş mağarası

    Giriş 2,5 TL, boş vaktiniz dahi olsa gitmeyin. 25 metre kare mağara işte.









    Kale; Alanya hakikaten çok güzel yer. Vakitsizlik sebebiyle gidemediğim Korsan mağarası'na mutlaka gidin. Denizden yat ile gidiliyor, daha sonra suya atlayıp yüzerek geziyorsunuz.







    işte bu yatlardan atlayanlar koyda hem yüzüyor hemde orada bir yerde mağara var.









    iptaluyelik02, MCV, dekarator ve 6 diğerleri bunu beğendiler..

  15. #15
    babaduru - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    29 Nisan 2009
    Şehir
    Eskişehir
    Motosikleti
    Yılların Eskitemediği Peugeot 103-CBR 250 R(2011)
    Tekerine emeğine sağlık.Önceki gezine göre daha güzel resimler Aynı tür arkadaştan bir adette bende var adam beni çekiyor ama ben yokum
    Zuzuuw ve mehmetenis bunu beğendiler.

  16. #16
    HADICANIMM - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    09 Temmuz 2014
    Şehir
    KONYA
    Motosikleti
    BAJAJ/DİSCOVER 125 ST KIRMIZI
    Tekerine sağlık çok güzel bir paylaşım adeta belgesel gibi teşekkürler....
    Zuzuuw ve mehmetenis bunu beğendiler.

  17. #17
    Forumdan Uzaklaştırıldı
    Üyelik
    23 Temmuz 2007
    şurada klima serinliğinde otururken iyi gezmiş oldum,Alanya'nın dehşet nemli havası fotoğraflardan bile belli oluyor.eline emeğine sağlık.
    mehmetenis ve Zuzuuw bunu beğendiler.

  18. #18

    Üyelik
    10 Ocak 2013
    Şehir
    Denizli
    Motosikleti
    Yamaha Süper Tenere XT1200ZE & SYM Joyride 300
    Param olsa sana enduro motor ve action cam hediye eder, costok ne iş yapıyorsa istifa ettirip işe alırdım. Sonra da ikinizi geziye gönderirdim. Didişmelerinizi okur, çekilen kötü fotolara bakar, muhteşem anlatışını okurdum.
    mehmetenis bunu beğendi.

  19. #19
    zizulander - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    29 Ekim 2013
    Şehir
    Giresun Şebinkarahisar
    Motosikleti
    Şu aralar mecburen otomobil
    Şu hayin kostok'a da ucuz yollu bi eşek bulun da maceranız daha eğlenceli olsun.
    İşin şakası tabi.
    Gene güzel bir anlatım ve fotoğraflama.
    Tebrikler...
    Motosiklet üstünde itlik yapmak çok zevklidir, fakat bu itliğin bütün motosiklet camiasına zarar vereceğini aklınızın köşesinde tutun.

  20. #20

    Üyelik
    10 Ocak 2013
    Şehir
    Denizli
    Motosikleti
    Yamaha Süper Tenere XT1200ZE & SYM Joyride 300
    Bu arada kötü fotolar kısmı senden alıntı. Kostok'a öyle dediğin için ben de öyle dedim. Yanlış anlaşılmasın
    EFEKAN09 ve Zuzuuw bunu beğendiler.


1. sayfa 12 SonuncuSonuncu

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)