Başlığı okuyup da, "Ulen bu deli kız yine ne döktürmüş acep böyle?" dediğinizi duyar gibi oldum. Hemen izah edeyim. Bir başlıkla iki kuş vurdum efenim bu hafta. Şimdiiik... Bu hafta hemen hemen her motorcunun kafasında kavram karmaşası yaşadığı, ’Custom’, ’Crusier’ ve ’Chopper’ kavramları üzerine biraz bilgiçlik taslayacağız.
Bunun dışında bu konuya değinirken birkaç farklı konuda da ızdırabımı anlatacağım size. Şöyle ki; ara ara pek çok motosiklet sitesi, kulübü, derneği bana "bizim etkinliklerimize katılmıyorsunuz, bizim faaliyetlerimizi yazmıyorsunuz, siz öbürlerini tutuyorsunuz, bizi sevmiyor musunuz, onu yayınladınız bunu yayınlamadınız vs." gibi serzenişlerde bulunuyorlar. Çok açık, net ve kati olarak şunu söylemek istiyorum; Rüzgarın Kızı’nın hiçbir kurum, kuruluş, dernek, kulüp ve siteye bir kastı yok. Hepsini, her şeyden önce motor sevdalısı insanların bir arada olduğu topluluklar olduğu için çok seviyorum. Ve herkese de eşit mesafede durmaya özen gösteriyorum. Bu sebeple rica ederim, bu vesveselerinizden bir an önce sıyrılın. Hep diyorum ya motorcu motorcunun dostudur. Her konuda yanınızda, arkanızdayım. Bana her konuda mail adresimden ulaşabilirsiniz. Şimdi gelelim asıl konumuza, bu hafta çok genel kavramı ile klasik motosikletlerden mevzu bahis edeceğiz.
IRKÇILIĞA HAYIR
Eveeet... Nerden başlasaaaam? Pekaala... Pek çok motor sevdalısının bildiği üzere, motosikletler kendi aralarında, kullanım tarzlarına, yapılarına, üretim amaçlarına göre birden çok ırka ayrılıyorlar. Enduro, super sport, moto-cross, touring, crusier, chopper ve bunun gibi... Bildiğiniz üzere benim favori ırkım enduro. Ama diğerlerinin de çok ciddi sevenleri var elbette. Aman kimse ırkçılık yaptığımızı düşünmesin, çünkü her ırkın sevenlerine de sonsuz saygı duyuyoruz. Bir ara bana, bu tip motorlar hakkında çok şey yazmadığım, bu tip motorları nadiren test ettiğim için klasik motosiklet sevdalılarından şikayet gelmişti. Şimdi "buradan onlara da sesleneyim" dedim ya benim kimseye ’custom’ yok, inanın bu makinelerin teste açılmışını bulmak epey zor. Yine de fırsat buldukça kendilerini hayatımda ve sayfamda misafir etmişimdir. Etmeye de devam edeceğim. Bu açıklamamızdan sonra tekrar konumuza dönelim, ne demiştik? Heh işte, bu ırklar arasında en çok birbirine karıştırılan, chopper, cruiser, custom kavramları üzerine biraz vıdı vıdı yapacağız bu hafta. Çünkü gerçekten de bu konuda pek çoğumuz hatta nerdeyse hepimiz ciddi yanlışlar yapıyoruz. Peki kime crusier, kime custom, kime chopper denir? Buyurun bakalım...
CHOPPER KİM? CRUISER KİM? CUSTOM KİM?
Size pek çok defa, ’Motosiklet Teorisi’ adlı, yerli, motosikletle alakalı ilk süper keyifli kaynak özelliği olan, sevgili motorcu abimiz Donald Duck lakaplı Reşat Arbaş’ın kaleme aldığı kitaptan bahsetmiştim. Aranızda bu kitabı almayanlar varsa ilk iş ’
www.sahafium.com’ adresine girip bir zahmet kendilerine bir güzellik yapıp alsınlar. Ne alaka demeyin, buyurun devam edelim. "Chopper, Amerikalıların İkinci Dünya Savaşı’nda Avrupa’da hafif, kıvrak, hızlı motorları görmesinden sonra savaş sonrası yurtlarına döndüklerinde, kendi ağır-hantal motosikletlerini kesip kırpıp (yani ’chop’ edip) hafifletmesi ile başlayan bir akımdır" diyor Donald Duck.
CRUISER’E CHOPPER DİYORUZ
Tabi daha sonra bu kesip, kırpıp biçme işi zamanla gelişmiş, gelişmiş, gelişmiş ve sonuç olarak son derece özgün, tamamen kişiye özel, bir eşi, benzeri olmayan, dünyada bir tane daha bulamayacağınız, neredeyse yoktan var edilmiş motosikletler ortaya çıkmaya başlamış. Ve işte bu markası, modeli, ismi, cismi, seri üretimi olmayan, kişiye özel, neredeyse tamamı el yapımı, biricik motosikletlere ’chopper’ denilmeye başlanmış. Cruiser motosikletler ise markası modeli belli olan, seri üretim motorlardır. Yani yolda ’papapapatapa’ diye giden, her yanı ışıl ışıl parlayan bir motor gördüğümüzde "Allah şu ’chopper’e bak" derken ciddi bir hata yapmaktayız aslında.
PEKİ, ’CUSTOM’ NEDİR?
Custom meselesini DD çok hoş bir örnekle anlatmış; "Custom için en uygun anlatım şekli konfeksiyon elbise ve terzinin işlevidir. Mesela bir pantolonu motosiklet kabul edelim. X markadan aldığınız bir pantolon ’stock’dur. Bu X markanın, kokoreççiler ya da polisler için ürettiği özel pantolon ’custom’ dur. Ya da X markadan aldığınız stock pantalonu terziye götürüp kendinize uygun hale getirirseniz bu ’X custom’ olur. Yok terzide kendinize özel bir pantolon diktirir ya da kumaşı makineyi alıp, kendi kendinize bir pantolon dikerseniz bu ’chopper’ olur. Bir motosiklet ’customize’ edilerek size, sizin ihtiyaçlarınıza cevap verilecek hale getirilebilir ve yine dünyada eşi olmayan bir motosiklet ortaya çıkabilir. Ancak bu mevcut bir motosiklet bir takım standart aksesuarla bu hale geldiği için bir ’chopper’ olamaz. ’custom cruiser’, ’custom scooter’ ya da ’custom enduro’ vs. olabilir. ’Customize’ ile ’chopping’in sınırı birbirine çok yakın olabilir, aşırı ’customize’ edilerek motor tanınmaz hale de gelebilir. Artık bu noktada bakılacak şey markasının olup olmadığıdır.
Tüm bu bilgilerden sonra hala pek çoğumuz, ışıl ışıl parlayan, gök gürültüsü tadındaki sesleri ile yanımızdan geçen her bu tip klasik motora ’chopper’ demeye devam edecek olsak da, aslında neyin ne olduğunu biliyor olacağız. Bu yanlışı yapan sadece biz motor sevdalıları değiliz üstelik. Mesela Kawasaki-Z Motor’un internet sitesinde motosiklet modellerine bakmak istediğinizde ırkların isimleri supersport, sports-sport tourer, chopper, enduro-motocross şeklinde yazılmış olduğunu göreceksiniz. Bu sebeplen amacımız, kimseyi kınamak ya da kimseye aman yanlış söylemeyin demek değil. Sadece neyin ne olduğunu bilelim, sonra gönlümüzden geçeni söyleyelim diyoruz. İşte durum budur! Bitmiştir!
Klasik sevdalıları için Supereva Riders
Hazır yeri gelmişken, eğer iflah olmaz bir klasik motosiklet sevdalısı iseniz bu konuda pek çok sevdalının bir araya geldiği, son derece tatlı insanlardan kurulu ’Supereva Klasik Motosiklet Kulubü’ ile tanışmanızı şiddetle tavsiye ederim. Hatta kendilerinin her motosiklet sevdalısının ziyaret etmesinde fayda olan bir siteleri var.
www.superevariders.com
Haftanın başlangıç motoru Suzuki VL 250 Intruder
Madem bu haftayı ’chopper’ aman bakın ben bile karıştırıyorum işte, bu tarz ışıl ışıl kromajlı, jan janlı motorlara ayırdık, bu haftanın başlangıç motorunu da aynı tarzdan seçeyim dedim ve işte karşınızda Suzuki VL 250 Intruder. VL 250, dört zamanlı, SOHC,65° V-twin, karbüratörlü, 8500 d/d’de 24 beygir güç üreten bir motora sahip. 145 kilogram olan bu tatlı yaratık, 5 vitesli şanzımanı ve 12 litrelik depo hacmi ile kırmızı ve siyah renklerde satışa sunuluyor. Başlangıç için sizi asla üzmeyecek, görüntüsü ile de kalpleri fethedecek olan Suzuki VL 250 Intruder’in liste fiyatı ise 9 bin 900 YTL. Her ne kadar rakam biraz fazla gibi görünse de kendisi Suzuki’nin en ucuz modeli.
Hazey-Türk üretimi durdu
İlk olarak 2004 yılında Hazey Otomotiv Ltd. Şti. tarafından üretilmeye başlanan bu üç tekerlekli gezi motosikletleri artık üretilmiyor. Geçtiğimiz haftalarda ilk fırsatta test etmek istiyorum diye yazdığım Hazey-Türk’lerden ne yazık ki bu güne kadar sadece 21 adet üretilmiş.
İstanbul Riders engellilere destek oluyor
Geçtiğimiz hafta Feriköy stadında BJK Eski profesyonel futbolcuları (Şifo Mehmet, Metin, Ali, Feyyaz, Ulvi, Kadir, Rıza vs...) ile engelli futbolcular arasında oynanan gösteri maçında İstanbul Riders de tüm motorcular adına, engellilere destek olmak için tribünlerde yerini almıştı. Ben bu tip organizasyonlarda, motosiklet sevgisi ile bir araya gelmiş insanları görmekten inanılmaz mutluluk duyuyorum. Hepinizin yüreğine sağlık arkadaşlar. İstanbul Riders ve yaptıkları etkinlikler hakkında bilgi edinmek isterseniz
www.istanbulriders.com adresine uğrayın.
Ayşe Şule BİLGİÇ
ruzgarinkizi@hurriyet.com.tr
Rüzgarın Kızı - Ayşe Şule Bilgiç'in Yazıları Her Çarşamba Hürriyet Gazetesi Otoyaşam Ekinde Yayınlanır.